Son Mühür - Seçil Ünlü / Sağlıkta şiddet, artık yalnızca çalışanları değil, henüz meslek hayatına adım atmamış tıp öğrencilerini de tehdit eder hale geldi. Lokman Hekim Sağlık Vakfı tarafından yürütülen araştırmalar, Türkiye genelinde sağlık çalışanlarına ve tıp fakültesi öğrencilerine yönelik şiddetin boyutlarını gösterdi. Araştırmanın en çarpıcı sonucu ise, her 10 tıp fakültesi öğrencisinden birinin henüz doktor unvanını almadan şiddetle karşılaştığını ortaya koyması oldu.

Psikolojik ve fiziksel şiddet yaygın

Araştırma sonuçlarına göre, tıp öğrencilerinin %76’sı “bağırma”, %63’ü “psikolojik aşağılanma” yaşadığını belirtirken; %22’si fiziksel, %2’si ise cinsel şiddete maruz kaldığını ifade etti. Öğrencilik döneminde karşılaşılan bu deneyimlerin, bireylerin mesleki motivasyonlarını ve geleceğe dair umutlarını olumsuz etkilediği vurgulandı.

“Geleceğin hekimleri meslekten soğuyor”

Lokman Hekim Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Şeker, elde edilen bulgulara ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, yaşananların sağlık sistemine uzun vadeli zararlar verebileceğine dikkat çekti. Şeker, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Henüz öğrenciyken yaşanan bu travmalar, geleceğin sağlık profesyonellerini mesleklerinden soğutuyor. Bu durum hem bireysel hem de sistemsel olarak ciddi sonuçlar doğurabilir. Tıp öğrencilerinin daha mesleğe başlamadan şiddetle karşılaşması, onların hizmet verme kararlılığını ve bağlılığını zedeliyor. Bu gidişle bir gün bize bakacak hekim bulamayabiliriz.”

"Aktif sağlık çalışanları da güvende değil"

Araştırma yalnızca öğrencilerle sınırlı kalmadı. Aktif sağlık çalışanlarıyla yapılan anketlerde de benzer bir tablo ortaya çıktı. Katılımcıların %69’u meslek hayatları boyunca en az bir kez şiddete uğradığını belirtti. Şiddet türleri arasında ilk sırada %80 ile “bağırma” yer aldı. Katılımcıların %72’si tehdit edildiğini, %59’u ise aşağılandığını ifade etti. Fiziksel şiddete maruz kalanların oranı %25’e ulaşırken, kesici alet veya ateşli silahla saldırıya uğrayanların oranı %10 olarak kayıtlara geçti.

"Şiddet sonrası süreç: Yaptırım yok, başvuru düşük"

Araştırmada dikkat çeken bir diğer bulgu ise şiddet olaylarının ardından yaşanan süreçlere dair oldu. Sağlık çalışanlarının büyük bir bölümü, yaşanan olayların ardından herhangi bir gelişme yaşanmadığını bildirdi. Saldırganın yakalanıp hakkında yaptırım uygulandığını belirtenlerin oranı yalnızca %4’te kaldı. Beyaz Kod sistemine başvuru yapan sağlık çalışanlarının oranı ise %1 gibi son derece düşük bir seviyede kaldı.

“Bu sorun sadece hekimlerin değil, toplumun da sorunu”

Lokman Hekim Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Şeker, sağlıkta şiddetin yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir tehdit olduğunu vurguladı. Şeker, sağlık sisteminin tüm bileşenlerini kapsayan çok paydaşlı bir mücadele çağrısında bulunarak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu tablo sadece hekimleri değil, toplum sağlığını da ilgilendiriyor. Hasta memnuniyetsizliğinden iletişim problemlerine, eğitim eksikliklerinden iş yüküne kadar pek çok noktada eş zamanlı adımlar atmalıyız. Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte, yapıcı ve etkili bir mücadele yürütülmeli. Farkındalık çalışmaları kadar, uygulamalı destek mekanizmaları da güçlendirilmelidir. Bununla birlikte hekimlik mesleğinin itibarını güçlendirmeye, doktorların mesleki saygınlığını yeniden inşa etmeye de ihtiyacımız var. Toplumda hekimlik mesleğine duyulan güveni ve saygıyı yeniden tahkim etmeliyiz.”

Muhabir: Seçil Ünlü