Son Mühür/ Beste Temel- “Psikolog Sedef Yıldırım’la Keşfet” programının bu haftaki konuğu yoğun bakım hekimi Dr. Nazlı Deniz’di. Programda, hem hastaların hem hasta yakınlarının hem de sağlık çalışanlarının yoğun bakım süreçlerinde yaşadığı derin psikolojik etkiler tüm yönleriyle ele alındı.

Her hafta farklı bir meslek grubunun psikolojiyle kesiştiği yönleri ele alan Psikolog Sedef Yıldırım, bu haftaki programında izleyicilerini sağlık sisteminin en kritik ve en kırılgan noktalarından birine, yoğun bakım ünitelerine götürdü. Konuğu, bu alanda uzun yıllardır görev yapan ve mesleki deneyimlerinin yanı sıra ruhsal süreçlere de duyarlı yaklaşımıyla tanınan Dr. Nazlı Deniz’di.

“Yoğun bakımda çalışmak sadece mesleki değil, varoluşsal bir yük”

Programın açılışında Dr. Nazlı Deniz’e, yoğun bakım ortamının bir hekim olarak onda nasıl bir iz bıraktığı soruldu. Yanıt, yalnızca tıp biliminin değil, insan olmanın kırılganlığına dair derin bir iç görü barındırıyordu:

“Sürekli olarak ölümle yaşam arasındaki sınırda bulunmak, sadece tıbbi değil, ruhsal olarak da yıpratıcı bir durum. Stres çok yüksek. Her karar hayati. Bu, zamanla insanın yaşamla kurduğu ilişkiyi bile değiştirebiliyor.”

Sedef Yıldırım ise bu ifadeleri şöyle tamamladı:

“Yoğun bakım gibi ortamlarda çalışan kişiler, hem empatik kalmak hem de işlevsel olmak zorunda. Bu ikilem zamanla ciddi bir tükenmişlik ve empati yorgunluğu yaratabiliyor.”

Hastaların yaşadığı görünmeyen psikolojik sorunlar: Deliryum, anksiyete, PICS

Programda yalnızca sağlık çalışanlarının değil, hastaların psikolojisi de kapsamlı şekilde ele alındı. Dr. Nazlı Deniz, yoğun bakımda kalan hastaların zaman ve mekân algısının bozulduğunu, yalnızlık, kontrol kaybı ve belirsizlik gibi faktörlerin ciddi psikolojik etkilere neden olabileceğini belirtti:

“Deliryum, travma sonrası stres bozukluğu, yoğun anksiyete ve dikkat dağınıklığı çok sık görülüyor. Bu durum bazen taburculuktan sonra da devam ediyor.”

Psikolog Sedef Yıldırım burada PICS (Yoğun Bakım Sonrası Sendrom) kavramını vurguladı. Uyku bozuklukları, depresyon ve bilişsel gerileme gibi sorunların, fiziksel iyileşmenin ardından bile sürebileceğine dikkat çekti.

Hasta yakınları: Görünmeyen yükün taşıyıcıları

Yoğun bakım süreci denildiğinde akla gelen üçüncü önemli grup ise hasta yakınları. Programda, sevdiklerini kaybetme korkusu, belirsizlik ve çaresizlik gibi duyguların hasta yakınlarını nasıl etkilediği detaylıca konuşuldu.

Dr. Nazlı Deniz bu konuda şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle pandemide yaşanan ziyaret yasakları, hasta yakınlarının psikolojik yükünü çok artırdı. Sevdiğiniz birine ulaşamamak, ona dokunamamak büyük bir travma yaratabiliyor.”

Yıldırım ise bu sürecin suçluluk ve pişmanlık duygularını da tetiklediğini belirterek, “Ziyaret edememek, süreci kontrol edememek, yakınlar için ciddi bir psikolojik belirsizlik oluşturuyor,” dedi.

Sağlık çalışanları: Her gün ölümle göz göze

Söyleşinin en vurucu bölümlerinden biri, sağlık çalışanlarının ruh sağlığına dair oldu. Pandemiyle birlikte bu alandaki yükün katlandığını belirten Dr. Nazlı Deniz, empati yorgunluğu ve tükenmişliğin arttığını ifade etti. Özellikle genç sağlık çalışanlarında anksiyete ve depresyon oranlarının yükseldiği bilgisi paylaşıldı.

Sedef Yıldırım, bu noktada sistematik destek mekanizmalarının eksikliğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Düzenli süpervizyon, grup terapileri ya da bireysel psikolojik destek hizmetleri hâlâ çok sınırlı. Oysa bu meslek grubu en çok ruhsal desteğe ihtiyaç duyanlardan biri.”

Teknoloji, iyileşen hastalar ve umut

Teknoloji, iyileşen hastalar ve umut

Dr. Nazlı Deniz’e, teknolojinin karar alma süreçlerine etkisi de soruldu. Cevap dikkat çekiciydi:

“Teknoloji bazı şeyleri kolaylaştırsa da, karar alma yükünü ortadan kaldırmıyor. Hatta bazen yalnızlık hissini artırabiliyor.”

Programın kapanışında ise umut verici bir noktaya gelindi: İyileşen bir hastanın sağlık çalışanı üzerindeki etkisi. Dr. Deniz’in ifadesiyle:

“Bir hastanın iyileştiğini görmek, tüm o yorgunlukları, belirsizlikleri bir anlığına unutturuyor. Bu anlar bizim için güç ve umut kaynağı.”

“Psikolojik destek sistemleri yaygınlaştırılmalı”

Programın sonunda hem Yıldırım hem Dr. Deniz, bu sistemin sürdürülebilirliği ve insan sağlığının bütüncül korunması için psikolojik destek sistemlerinin yaygınlaştırılması, kriz dönemlerinde özel psikososyal müdahale ekiplerinin devreye sokulması gerektiğini vurguladılar.

“Psikolog Sedef Yıldırım’la Keşfet” bu bölümüyle, insan hayatının en uç sınırlarının yaşandığı yoğun bakım ünitelerinde var olan görünmeyen psikolojik gerçekleri gözler önüne serdi.

İzleyiciler, yalnızca bir meslek tanımına değil, insan olmanın kırılganlığına ve dayanıklılığına dokunan bir yolculuğa tanıklık etti.


Muhabir: Beste Temel