Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) öncülüğünde, Gökçeada Belediyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi–Cerrahpaşa işbirliğiyle 2-3 Ekim’de düzenlenen sempozyumda, adanın geleceğine yön verecek çevresel ve kültürel politikalar ele alındı.

Toplantıların ardından 94 bilim insanı ve uzmanın katkısıyla hazırlanan sonuç bildirgesinde, su yönetimi, ekosistem temelli planlama, arkeolojik mirasın korunması ve sürdürülebilir turizm başlıklarında öneriler sunuldu.

Bildirgeye göre, iklim değişikliğine bağlı olarak artan sıcaklıklar ve azalan su kaynakları Gökçeada’nın çevresel dengesini tehdit ediyor. Bu nedenle adanın su yönetimi politikalarının yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulandı.

Adaya özgü su havzalarının doğru yönetilmesi, kurakçıl peyzaj anlayışının benimsenmesi, yer altı su potansiyelinin korunması ve geri dönüştürülmüş su kullanımının teşvik edilmesi önerildi. Ayrıca kaçak kuyuların önlenmesi, baraj ve havza yönetiminin etkinleştirilmesi ve su tasarrufu bilincinin halk düzeyinde yaygınlaştırılması çağrısında bulunuldu.

Bildirge, Gökçeada’nın kara ve deniz ekosistemlerinin bir bütün olarak ele alınması gerektiğine de dikkati çekti. Marmaros ve Kömür Burnu bölgelerinde su ürünleri avcılığının sınırlandırılması, Akdeniz foku ve yelkovan kuşu gibi nesli tehlike altındaki türlerin yaşam alanlarının korunması gerektiği belirtildi. Ayrıca Gökçeada Deniz Parkı’nda mikro plastik kirliliğinin izlenmesi planı da bildirgede yer aldı.

Arkeolojik miras ve kültürel koruma öncelikli hedefler arasında

Sempozyumda ayrıca adanın Paleolitik dönemden Osmanlı’ya uzanan tarihsel zenginliğine dikkat çekildi. Yenibademli Höyük kazılarında elde edilen bulguların, adanın tarih boyunca denizle iç içe bir kültüre sahip olduğunu gösterdiği belirtildi.

Bildirgede, Gökçeada’da bir arkeoloji müzesi kurulması, fosil ormanlarının “Tabiat Anıtı” olarak korunması ve yerel yer adlarının belgelenerek kültürel miras envanterine eklenmesi önerildi. Ayrıca adanın “doğal bir laboratuvar ve açık hava müzesi” olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.

Bildirge, eko turizm, doğa yürüyüşü, kuş gözlemi ve dalış turizmi gibi çevre dostu faaliyetlerin teşvik edilmesini, Gökçeada Sualtı Fotoğraf Yarışması gibi etkinliklerin yeniden düzenlenmesini ve eko turizm temelli bir ofis kurulmasını da önerdi.

“Gökçeada, Türkiye’nin mavi geleceğinin simgesi”

TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Gökçeada’nın denizel ve kültürel mirasın kesiştiği stratejik bir bölge olduğunu belirtti.

Öztürk, “Burada alınan kararlar yalnızca bir adayı değil, tüm ülkenin çevre politikalarını etkileyecek nitelikte. Bilimsel veriye dayalı yönetim, yerel katılım ve ekosistem temelli yaklaşım birlikte yürütülmeli” dedi.

Ayrıca Gökçeada’nın “UNESCO Dünya Biyosfer Rezervleri Ağı” adaylığı sürecinin başlatılmasını öneren Öztürk, “Bu statü adanın doğal ve kültürel varlıklarını koruma altına alacak, bilimsel izleme ve finansman mekanizmalarını güçlendirecektir. Gökçeada, Türkiye için örnek bir ada yönetişimi modeli olabilir.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Merkezi