Sosyal medya hesabından yaptığı yayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığı ve tehdit içeren ifadeler kullandığı iddiasıyla tutuklanan ve hakkında 4 yıl 2 ay hapis cezası verilen gazeteci Fatih Altaylı davasına ilişkin gerekçeli karar kamuoyuyla paylaşıldı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, Altaylı'nın eyleminin, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın suikasta kurban gidebileceği veya öldürülebileceği yönünde tehditte bulunmak" olarak nitelendirildiği belirtildi.

Mahkeme kararında tehdit ve kusur vurgusu

Gazeteci Fatih Altaylı hakkında, 20 Haziran’da kişisel sosyal medya hesabında yayınladığı video içeriği nedeniyle "Cumhurbaşkanına yönelik tehdit" suçundan başlatılan soruşturma sonucunda açılan dava, mahkûmiyetle sonuçlanmıştı. Açıklanan gerekçeli kararda, sanığın eyleminin uyuştuğu suçun işleniş biçimi, suç konusunun niteliği, eylemin gerçekleştiği yer ve zaman unsurları ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ve meydana gelen zararın ciddiyeti dikkate alınarak cezalandırılmasına hükmedildiği kaydedildi. Mahkeme, alt sınırdan bir miktar uzaklaşarak ceza tayinine gittiğini belirtti.

Kararda, sanığın eyleminin "Cumhurbaşkanına karşı diğer fiili saldırı" kapsamında değerlendirilerek artırım uygulandığı ifade edildi. İlgili kanun hükmü uyarınca bu suçtan verilecek cezanın 5 yıldan az olamayacağı dikkate alınarak sanığın önce 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği aktarıldı. Ardından sanığın, aynı suç işleme kararlılığı çerçevesinde farklı zamanlarda birden fazla kez bu eylemi gerçekleştirmesi nedeniyle cezada 1/4 oranında artırım yapılarak, cezanın 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası olarak belirlendiği bilgisi gerekçeli kararda yer aldı.

Tehdit kastı ve ifade özgürlüğü sınırları

Gerekçeli kararın odak noktasında, Fatih Altaylı’nın söylemleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "suikasta kurban gidebileceği veya öldürülebileceği yönünde tehditte bulunduğu" tespiti yer aldı. Altaylı'nın videoda sunduğu cevaplar incelendiğinde ise Cumhurbaşkanı'nın yeniden seçilmesine ilişkin değerlendirmeler yapıldığı belirtildi. Mahkeme, sanığın söz konusu videoyu uluslararası bir platform olan YouTube üzerinden herkese açık bir şekilde paylaştığı ve videonun yüz binlerce kez izlendiğini göz önüne alarak, sanığın tehdit söylemini iletme kastının bulunduğunu kabul etti.

Sanığın ifadelerinin hukuk düzenini cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik ifadeler çerçevesinde kaldığı vurgulanarak, bu nedenle düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği kesin bir dille belirtildi. Kararda, topluma sunulan ifadenin kamu yararını gözetmesi, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmemesi, şiddete teşvik etmemesi gibi temel ilkelere uyması gerektiği; sanığın ifadelerinin ise bu ilkelere aykırı olduğu ve şiddete teşvik edici nitelik taşıdığı gerekçesiyle basın ve ifade özgürlüğü sınırları dışında tutulduğu ifade edildi.

Hükmen tutuklama ve adli kontrol yetkisizliği

Gerekçeli kararın sonuç bölümünde, sanık Fatih Altaylı hakkında başlangıçta verilen 1 yıllık hapis cezasının, eylemin "Cumhurbaşkanına karşı diğer fiili saldırı" kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle 1/2 oranında artırılarak 1 yıl 6 aya çıkarıldığı, ancak ilgili kanun maddesi gereği cezanın 5 yıldan az olamaması hükmü doğrultusunda cezanın 5 yıl olarak belirlendiği yeniden aktarıldı.

Sanığa verilen nihai cezanın miktarının, sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak 1/6 oranında indirim uygulanmasıyla 4 yıl 2 ay hapis cezasına düşürüldüğü bildirildi. Mahkeme, sanık hakkında verilen ceza miktarı ve süresi göz önüne alındığında kaçma şüphesinin bulunduğunu ve mevcut adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağını değerlendirdi.

Kaynak: DHA