Son Mühür- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu'nda düzenlenen “16. Büyükelçiler Konferansı”nda diplomatik temsilcilere hitap etti. Konuşmasında, Türkiye'nin dış politika vizyonunu, bölgesel çatışmalara yönelik uyarılarını ve Gazze'den FETÖ ile mücadeleye kadar uzanan geniş bir yelpazedeki kritik konulara değindi. Erdoğan, Türkiye'nin hem kendi çıkarlarını korumak hem de mazlumlara yardım eli uzatmak için "güçlü olmak dışında seçeneği olmadığını" vurguladı.

Karadeniz ve uluslararası sistemde adaletsizlik vurgusu

Bölgesel gerilimlere dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle Karadeniz'de süren çatışmalara değindi. Deniz ticaretine yönelik saldırılara ilişkin, "Ticaret gemilerini, sivil gemileri hedef almanın kimseye faydası olmaz. Her iki tarafa da ikazımızı net bir şekilde iletiyoruz," ifadelerini kullandı.

Erdoğan, uluslararası kurumların mevcut durumunu sert bir dille eleştirdi: "Resmin bütününe baktığımızda uluslararası kurumların çoğu bugün kendisini gassalın eline bırakmış meyyit misali cansız, hareketsiz ve işlevsiz vaziyettedir." Mevcut küresel düzenin haksız da olsa güçlü olanı koruduğunu, haklı olsa da mazlumu ezdiğini belirten Erdoğan, bu durumun on yıllardır istikrarsızlık, kriz ve adaletsizlik ürettiğini söyledi.

FETÖ ile mücadele ve bölgesel normalleşme süreçleri

İç güvenlik ve demokrasi konularında tavizsiz tutumlarını yineleyen Erdoğan, FETÖ ile mücadeleye özel bir başlık açtı: "Türkiye düşmanlarının maşasına dönüşen bu ihanet şebekesinin ülkemiz ve demokrasimiz açısından tekrar bir tehdit oluşturmasına izin veremeyiz." Ayrıca, 15 Temmuz darbe girişiminin faili olan örgütün yurt dışındaki uzantılarıyla mücadelenin de aynı kararlılıkla devam ettirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kafkasya'daki normalleşme adımlarına da değinen Cumhurbaşkanı, Azerbaycan ve Ermenistan’ın barış anlaşması imzalamaya yakın olduklarını ifade etti. Türkiye'nin de Azerbaycan'la yakın diyalog içinde Ermenistan'la normalleşme süreçlerini ilerlettiğini belirtti ve ekledi: "Biz bin yıldır buradayız, beraberiz, komşuyuz inşallah kıyamete kadar da burada olacağız, birlikte yaşayacağız."

Suriye krizi: Güvenli geri dönüş ve İsrail tehdidi

Suriye'deki duruma kapsamlı bir yer veren Erdoğan, geri dönüşlerin hızlandığını belirterek, "Suriye'ye dönenlerin sayısı 580 bini buldu. Muhacirlerin gönüllü, güvenli, onurlu geri dönüşleri, huzur ortamı kalıcı hale geldikçe şüphesiz hızlanacaktır," dedi. Erdoğan, özellikle 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanması için ilgili taraflara gerekli telkinlerde bulunduklarını, aksi takdirde kriz riskinin devam edeceğini ifade etti.

Suriye’nin kalıcı güvenlik ve istikrarının önündeki en büyük engelin İsrail’in eylemleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, "İsrail'in Suriye'ye yönelik mütecaviz eylemleri halihazırda bu ülkenin kalıcı güvenlik ve istikrarının önündeki en büyük engeldir," dedi. Ayrıca 13,5 yıl süren katliam döneminde vicdan sahibi ülkeler dışında Batı'nın sessiz kaldığını da eleştirdi.

Gazze'de İnsani yardım seferberliği ve uluslararası ikiyüzlülük

Gazze’deki insani krize dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgeye yapılan yardımlarda Türkiye’nin farkını ortaya koyduğunu belirtti: "Çeşitli kısıtlamalara karşın insani yardım sevkiyatı peyderpey ilerliyor. 103 bin tonu aşan insani yardımla burada da farkımızı ortaya koyuyoruz."

İsrail’in Gazze’deki eylemlerini sertçe eleştiren Erdoğan, trajedinin boyutunu nükleer bir benzetmeyle gözler önüne serdi: "Hiroşima'ya atılandan 14 kat fazla bombayla Gazze'yi yerle bir ettiler. Nasıl işleyen, adaletsizliği engelleyen bir uluslararası sistemden bahsedebiliriz?" dedi. Yaşanan acılara dikkat çekerek, şu anda pek çok annenin, eşin ve çocuğun sevdiklerinin akıbetine ilişkin haber beklediğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını Türkiye'nin gelecek vizyonuyla noktaladı: "İçinde bulunduğumuz asrı Türkiye Yüzyılı yapmak için incelikle örülmüş çok boyutlu bir politikayı adım adım hayata geçiriyoruz."

Kaynak: HABER MERKEZİ