Hayvan Hakları İçin Veteriner Hekimler Derneği (HAYHAVEDER) Başkanı Dr. Ebru Tong, sayıları hızla artan sahipsiz hayvanlar konusunda toplumda gün geçtikce yükselen tepkilerin çıkarılan tavsiye niteliğindeki yasaları uygulamakla çözülebileceğini söyledi. Ebru Tong, "Yıllardır dikkate alınmayan ve yok sayılan sahipsiz hayvanlar ülke gündemine oturdu! Böyle mi olmalıydı? Elbette hayır. Hayvan Hakları İçin Veteriner Hekimler Derneği olarak 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun yeterli işlemediğini ilk günden beri dile getirdik. Yalnızca kısırlaştırma ile olmayacağını, sahipli hayvanların da kayıt altına alınması gerektiğini anlattık. 2004 yılında çıkan yasada olması gereken kayıt altına alma ve izleme, yıllar sonra 2021 de yapılan güncellemede ancak yer buldu. Yine de yetersizdi. Çünkü uygulanmadığı taktirde gereken yaptırımlar yoktu. Yasanın uygulanmayan kayıt altına aldırma, bakımevi kurulması, yasa dışı satışların engellenmesi, kısırlaştırma faaliyetlerinin yapılmaması durumlarında uygulanacak idari yaptırımlar caydırıcı olmaktan çok uzaktı. Yasada niyet ve amaç gayet insancıl ve doğru iken uygulanması için yeterli kararlılığı gösteren sağlam maddeler hiç yer almadı. Denetimler,
belediyelerin görevleri, hayvan sahiplerinin sorumlulukları belli olsa da hepsi tavsiye niteliğindeydi. Zorunluluk olduğu ve bunlar adım adım uygulanmadığında sahipsiz hayvan sayısının artacağı gerçeğini kimse kabul etmek istemedi. Sadece yasa çıktığından beri bile 20 yıllık kayıp bir süre var. Ve ne yazık ki bu 20 yıldır üzerine düşen hiçbir şeyi yapmayan taraflar yüzünden sahipsiz hayvanlar hedef alınıyor."

"Hiçbir Avrupa ülkesinde böyle bir uygulama yok"

ŞOK'ta iPhone 15 fırsatı: 22 Nisan'a efsane kampanya! ŞOK'ta iPhone 15 fırsatı: 22 Nisan'a efsane kampanya!

"Sahipsiz hayvanlar da insanlar da zarar görmeden mevcut durumda çözümler dururken gelinen noktada çatışma ortamı yaratarak grupları, kişileri ya da hayvanları hedef almanın kimseye faydası olmayacaktır. Ülke genelinde toplam tahmini sahipsiz hayvan sayısını düşündüğünüzde hepsinin bakımevlerine toplanacağı bir sistem kurmak hem ekonomik açıdan hem de sürdürülebilirlik açısından mümkün değildir. Bunun ne hayvanlara ne de insanlara faydası olmayacağı gibi ülkemize ekonomik bir yük getirecektir. Bu uygulamaların da bir anda hayata geçirilemeyeceği unutulmamalıdır. Dolayısıyla yapılması gereken kayıt altına alma, izleme, kısırlaştırma, sokakta yaşaması hem kendisi hem de çevresi açısından sorun olabilecek hayvanların da bakımevlerinde olmasının sağlanması, toplumsal bilincin geliştirilmesi en etkili bilimsel ve insancıl çözümdür. Çünkü hayvanların kontrolsüzce üretildiği, yasadışı şekilde ırk yavrular elde edilip satılmaya devam edildiği bir sistemde mevcut hayvanları siz sokaktan alıp nereye kapatırsanız kapatın sahipsiz hayvanların sayısını azaltmanız mümkün olmayacaktır. Kısırlaştırma yaptırmayan hayvan sahipleri yüzünden birer birer sokağa bırakılan hayvanlar yine en kısa sürede artan sayılarıyla sokakta karşınıza çıkacaktır. Devlet desteğine rağmen nüfusuna oranla çok daha küçük kapasitede bakımevi yapması mümkün belediyeler görevini yerine getirmemişken kaç tane büyük kapasiteli bakımevi ne kadar doğru yönetilecek ve bu bakımevlerinde hayvan hakları ve refahı hangi olanaklarla gerçekten korunacaktır. Dolayısıyla 'yüksek kapasiteli bakımevleri yapar sokaktan tüm hayvanları çekeriz' mantığı yanlış bir yaklaşımdır. Ayrıca hiçbir Avrupa ülkesinde böyle bir uygulama yoktur."

"Kısırlaştırma sahipli hayvanlar için de zorunluluktur"

"Avrupa’daki uygulamaları hayata geçireceğiz ifadesine istinaden Sayın Cumhurbaşkanımıza konunun doğru aktarılmadığına dair endişelerimiz bulunmaktadır. Mevcut kendi yasal düzenlemelerimiz doğrultusunda 2024 yılı itibariyle idari yaptırımların artırılması, denetimlerin sıklaştırılması, nüfus yoğunluğuna istinaden her ilçe belediyesinin mutlaka bakımevi oluşturması, Veteriner İşleri Müdürlüklerinin zorunlu birim olarak kurulmasına dair düzenleme yapılması, yerel hayvan koruma görevlilerinin statülerinin yeniden düzenlenerek kamuya net katkılar verecek duruma getirilmesi, her yaştan insanlara; hayvanlara yaklaşım, hayvan hakları, hayvan refahı ve halk sağlığı konularında farkındalık eğitimlerinin yoğun bir şekilde verilerek bilinçlendirme faaliyetlerinin ülke genelinde yapılması sağlanmalıdır. Şu an sokaklarında sahipsiz hayvan görülmeyen ve örnek alınan Avrupa ülkeleri önce eğitim ve kayıtla toplumda doğru bilinç düzeyini artırmıştır. Kısırlaştırma sahipli hayvanlar için de zorunluluktur. Hayvan sahibi olmadan uygunluk kriterleri ve devlet tarafından iki yılda bir kontrolün yapılması, vize sistemi oluşturularak sahipli hayvanların izlenmesi sağlanmalıdır.

"Mış gibi değil"

"Merdiven altı üretim ve yasadışı hayvan satışları internet dahil her mecrada engellenmeli ve caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Yerel yönetimler yerel hayvan koruma görevlileri ile koordineli olarak sahipsiz hayvanları kontrol altında tutmalıdır. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ciddi yasal düzenlemeler çerçevesinde denetime tabi sivil toplum kuruluşları da bakımevi işletebilmelidir. Avrupa ülkelerinde bazı bakımevlerinde sahiplendirme süresi dolan hayvanlar uyutulmaktadır. Ancak bu bizim inançlarımız ve tarihimiz dikkate alındığında söz konusu olacak bir uygulama olmayacaktır. Kaldı ki tüm süreci Avrupa ülkelerindeki gibi doğru yönetmeyip hayvanların uyutulmasına dair uygulamayı Avrupa ülkeleri örneği olarak kabul etmek de Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere ülkemiz bürokratlarına yakışmayacak bir kaçış yolu olacağından, itlaf yönünde düzenlemelerin yasal hale getirilmesinin söz konusu olacağını asla düşünmemekteyiz. Veteriner hekimlerin de hayvan korumaya dair sivil toplum kuruluşlarının da görüşleri ve çabaları yıllardır dikkate alınmadığından ve sahipsiz hayvanlar yok sayılmış olduğundan istenmeyen popülasyon yoğunluğuna doğru hızla yol almaktayız. Yapılması gerekenleri bir kez daha hatırlatıyor, yetkilileri sağduyuya ve çözümde hayvan haklarından yana samimiyete davet ediyor, “Mış” gibi değil gerçekten ülkemize yakışır şekilde “Mis” gibi çözmek mümkün diyoruz."

Editör: Yaren Karaaslan