İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), Türkiye ekonomisinin uygulanan programlar sayesinde önemli bir dönüşümden geçtiğini açıkladı. Yapılan değerlendirmeye göre, iç ve dış piyasa şoklarına karşı direnç kazanan ekonomide Merkez Bankası rezervleri, borsa performansı ve uluslararası kredi notlarında tarihi yükselişler yaşandı. Bu durum, piyasalarda güven tazeleyerek ülkenin finansal istikrarını pekiştirdi.

Merkez Bankası rezervlerinde tarihi yükseliş ve düşen enflasyon

Ekonomi programının en çarpıcı sonuçlarından biri, Merkez Bankası brüt rezervlerindeki rekor artış oldu. 26 Mayıs 2023’te 98,5 milyar dolar seviyesinde olan rezervler, 15 Ağustos 2025 itibarıyla 176,5 milyar dolara ulaşarak yeni bir zirveye yerleşti. Bu gelişme, hem ülkenin finansal gücünü hem de uluslararası yatırımcıların Türkiye ekonomisine olan güvenini açıkça gösteriyor. Aynı zamanda, enflasyon 14 aydır kesintisiz bir düşüş trendinde. Temmuz 2025 itibarıyla enflasyon son 44 ayın en düşük seviyesine gerilerken, temel mal enflasyonu yüzde 20,7 olarak kaydedildi. Enflasyondaki bu olumlu seyir, tüm ekonomik göstergelerde beklentileri iyileştirdi.

Borsada rekorlar ve artan uluslararası güven

Ekonomideki olumlu hava, finans piyasalarına da yansıdı. Borsa İstanbul BIST-100 endeksi, haziran ayı başında 9 bin puan seviyesindeyken, kısa sürede 11 bin 340 puana çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Gösterge faiz oranları (2 yıllık tahvil) yaklaşık 900 baz puan gerilerken, 10 yıllık dolar cinsi tahvil faizleri yüzde 7’nin altına indi. Türkiye’nin risk primi (CDS) ise 703 baz puandan 267 seviyesine gerileyerek borçlanma maliyetlerini önemli ölçüde düşürdü. Bu iyileşmeler, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye olan bakışını da değiştirdi. 2024 yılında iki büyük kuruluştan not artışı alan Türkiye, 26 Temmuz 2025'te Moody's’den gelen yeni artışla birlikte, program uygulayan ülkeler arasında en güçlü not artışını elde etti.

Kamu maliyesinde disiplin ve cari açıkta iyileşme

Son iki yılda gerçekleşen deprem yatırımları için yaklaşık 3 trilyon TL (75 milyar dolar) harcanmasına rağmen, kamu maliyesi disiplinli bir şekilde yönetilmeye devam etti. Faiz dışı harcamalarda milli gelire oranla yüzde 2,8 tasarruf sağlanırken, 2025 Bütçe Kanunu'nda belirlenen harcama tavanı korundu. Kamuda uygulanan tasarruf genelgesiyle taşıt, hizmet binası ve enerji gibi pek çok kalemde yüzde 30'a varan tasarruf elde edildi. Cari açıkta da tarihi bir gelişme kaydedildi. 2003-2022 döneminde ortalama yüzde 3,7 olan cari açık oranı, 2024’te milli gelirin sadece yüzde 0,8’i seviyesine indi ve altın hariç cari fazla verildi. 2025 yılının ise cari fazla ile kapatılması bekleniyor.

Kur Korumalı Mevduatın sonu ve yeni vizyon

Ekonomi yönetiminin attığı adımlardan biri de Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının aşamalı olarak sonlandırılması oldu. Ağustos 2023’te 144 milyar dolar olan KKM hacmi, 15 Ağustos 2025 itibarıyla 11 milyar dolara geriledi. Toplam mevduatlardaki payı yüzde 26,2’den yüzde 1,8’e düşen KKM’de, tüzel kişiler için yenileme ve açılış işlemleri 2025 Şubat ayında, gerçek kişiler içinse 23 Ağustos 2025’te tamamen sonlandırıldı. Gelecek dönemde ekonomi yönetimi, sanayi, yeşil ve dijital dönüşümü içeren "üçlü dönüşüm" vizyonunu hayata geçirmeyi hedefliyor. Bu vizyonun amacı, Türkiye’yi küresel değer zincirlerinde üst sıralara taşıyan, kalıcı cari fazla üreten ve sürdürülebilir büyümeye dayalı güçlü bir ekonomik yapı inşa etmek.

Kaynak: DHA