Samsun'da 26 yaşındaki genç bir kadın, daha önce sadece depresyon öyküsü olmasına rağmen, gizemli bir bilinç kaybı şikayetiyle önce ilçe hastanesine kaldırıldı. Bilinci tamamen kapalı bir şekilde hastaneye yatırılan genç kadın, burada tam 32 gün boyunca kaldı. Doktorlar tarafından sayısız tıbbi tetkik yapılmasına rağmen, hastanın neden uyanmadığı, gözlerini açmadığı ve konuşmadığı bir türlü anlaşılamadı. Umutların tükenmeye başladığı noktada, hasta Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Burada, OMÜ Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan Dr. Öğretim Üyesi Özgür Kılıç, hastayı yoğun bakım ünitesinde titizlikle gözlemlemeye başladı.

Hasta 56 gün boyunca hiçbir tepki vermedi

Dr. Öğretim Üyesi Özgür Kılıç, hastanın tam 56 gün boyunca hiçbir dış uyarıya yanıt vermediğini belirterek, o zorlu süreci şöyle aktardı: "Hasta bize sevk edildiğinde derhal yoğun bakımda izlemeye aldık. Ancak hasta gözlerini açmıyor, en şiddetli ağrılı uyaranlara dahi tepki vermiyor, adeta taş kesilmiş gibi hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Yapılan tüm nörolojik, metabolik, enfeksiyöz, toksik ve endokrinolojik incelemelerde herhangi bir anormallik saptamadık. Sayısız olasılığı eledik ancak bu durumun altında yatan nedeni bir türlü çözemedik. Organik bir rahatsızlık yoktu ama hasta sanki ‘donmuş’ gibiydi."

Ekip çalışması ve bilimin zaferi: Elektroşok mucizesi

Ekip çalışması ve bilimin zaferi: Elektroşok mucizesi

Umutların azaldığı bir anda, Dr. Öğretim Üyesi Kılıç ve uzman ekibi, bu durumun psikiyatrik kökenli olabileceği ihtimali üzerinde yoğunlaştı. Psikiyatri, nöroloji ve yoğun bakım uzmanlarının katılımıyla oluşturulan bir konseyde hasta tüm yönleriyle ele alındı. Yapılan detaylı değerlendirmeler sonucunda, hastanın katatoni tablosu sergilediğine karar verildi. Katatoninin, bazı ağır psikiyatrik rahatsızlıklarda görülebilen ve bireyin konuşmama, hareket etmeme, çevresiyle tüm iletişimini kesme gibi belirtilerle kendini gösteren ciddi bir durum olduğu belirtildi. Özellikle derin depresyon vakalarında bu tablonun ortaya çıkabileceği vurgulandı. Dr. Kılıç, dışarıdan bakıldığında hastanın bilinci kapalı gibi görünse de, aslında iç dünyasında bir tür "donma hali" yaşandığını ifade etti. Literatürde bu kadar uzun süren katatoni vakalarının nadir olmadığını ancak bu kadar ağır ve tedaviye geç kalınmış olguların oldukça ender görüldüğünü belirtti. Zaman kaybetmeden elektrokonvülsif terapi (EKT) tedavisine başlandı. Ve nihayet, 56. günün sonunda, uygulanan 5. seans EKT'nin ardından mucize gerçekleşti. Genç kadın bir sabah gözlerini açtı, etrafına baktı ve yemek yedi. Dr. Kılıç o anı tarif etmenin zor olduğunu dile getirerek, "Bu vaka bize şunu gösterdi: Depresyon sadece üzgün olmak değildir. Bazen insanı tamamen susturabilir, durdurabilir. Bu, sadece tıbbi değil, aynı zamanda insani bir umut hikayesiydi. Bilimin, ekip çalışmasının ve sabrın zaferiydi," şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA