Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 1 Kasım 2025’te düzenlenen APEC liderleri devir-teslim töreninde, 33. APEC Ekonomi Liderleri Zirvesi’nin Kasım 2026’da Shenzhen’de gerçekleştirileceğini duyurdu.
Bu karar, Çin’in APEC topluluğuna üçüncü kez ev sahipliği yapacağı anlamına geliyor. Önceki ev sahipliği yılları 2001 (Pekin) ve 2014 (Şanghay) idi.
Shenzhen tercihinin arkasında ne var?
Shenzhen’in ev sahibi olarak seçilmesi, şehrin yüksek teknoloji, inovasyon ve küresel ticaret bağlamında ulaştığı seviyeyi yansıtıyor. Shenzhen, sadece birkaç on yıl önce küçük bir balıkçı kasabasıyken bugün uluslararası bir metropol haline geldi.
Xi, konuşmasında “Shenzhen hem Pasifik kıyısında yer alan hem de Guangdong-Hong Kong-Macao Büyük Körfez Bölgesi’nin merkezi olarak dünyanın ekonomik büyüme kutuplarından biri haline gelmiştir” ifadesini kullandı.
Yeni işbirliği gündemleri ve Çin’in beklentisi
Xi’nin yaptığı açıklamaya göre, Çin ev sahipliğini kullanarak APEC çatısı altında özellikle dijital ekonomi, yapay zeka (YZ) işbirliği, serbest ticaret anlaşmaları (FTAAP) ve bölgesel bağlantı/integrasyon (connectivity) gibi öncelikli alanlarda ilerleme kaydetmeyi hedefliyor.
Ayrıca Xi, “Çin’e yatırım yapmak geleceğe yatırım yapmaktır” diyerek yabancı yatırımcıları çekmeye yönelik sinyaller göndirdi.
Bölgesel ve küresel yansımalar
Hong Kong ÖİB Hükûmeti Başkanı John Lee Ka‑chiu, Shenzhen’in ev sahipliği hazırlıklarına tam destek vereceklerini açıkladı ve “merkezi hükümet koordinasyonuyla tüm düzenlemelerde iş birliği yapacağız” dedi.
Uzmanlar, bu seçimin Çin’in bölgesel ekonomik entegrasyon vizyonunu (özellikle Büyük Körfez Bölgesi çerçevesinde) ve açık ticaret stratejisini vurgulamak istediğini değerlendiriyor.
Türkiye açısından olası fırsat ve dikkat edilmesi gerekenler
Türkiye özellikle şu açılardan bu gelişmeyi yakından izlemesi gereken bir durumda:
-
Shenzhen’in ev sahipliği, Asya-Pasifik bölgesinde yenilikçi teknoloji altyapılarının ve yatırım fırsatlarının öne çıkmasına hizmet edecek; Türkiye’nin teknoloji, dijital ekonomi ve yeşil dönüşüm alanlarında ortak iş birliği arayışları için bir bağlantı noktası olabilir.
-
Çin’in ev sahipliğinde vurgulanan “serbest ticaret” ve “tedarik zinciri istikrarı” söylemi, Türkiye’nin dış ticaret stratejileriyle doğrudan ilişkili; bu bağlamda Türkiye-Çin iş birliği modelleri yeniden değerlendirilebilir.
-
Ancak dikkat edilmesi gereken husus: Ev sahipliği tek başına otomatik olarak tamamlayıcı iş birliği anlamına gelmiyor; Çin’in stratejik öncelikleri, teknoloji güvenliği, veri paylaşımı gibi alanlarda Avrupa ve ABD ile farklı tutumlar sürdürüyor.





