Son Mühür / Atakan Başpehlivan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, bir süredir kamuoyunda çeşitli tartışmalara neden olan savunma sanayi konusu üzerine önemli açıklamalarda ve değerlendirmelerde bulundu.
Yankı Bağcıoğlu: Kayırmacılıktan uzak personel yönetimi olmalıdır.
Savunma sanayi projelerinin bir günde doğmadığını vurgulayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Milli gururumuz savunma sanayi projeleri bir günde doğmamıştır. Her zaman ifade ettiğimiz gibi projelerde aslan payının; özellikle 1974’den itibaren tüm Cumhuriyet Hükümetlerine, ödediği vergilerle ve bağışlarla kaynak sağlayan Türk milletine, kanları ile harekât konseptleri ve harekât ihtiyaçlarının belirlenmesine katkıda bulunan şehit ve gazilerimize, birçoğu projelerin oluşturulmasında yer alan ve sonrasında FETÖ kumpasları ile hapislerde çürütülen bir kısmı tahliye olduktan sonra vefat eden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değerli personeline ait olduğu unutulmamalıdır.
Savunma Sanayisinde başarıların kalıcı olarak daha da artırılmasının tek çözümü; etkin, adaletli, şeffaf, denetlenebilir proje yönetimi ile kayırmacılıktan uzak personel yönetimi olmalıdır. Harekat ihtiyaçları ve öncelikleri, sahada harekat icra eden makamlar tarafından belirlenmelidir. Savunma sanayi ihalelerinde hükümete yakın veya uzak firmalar şeklinde ayrım yapılmaksızın, şeffaf ve rekabetçi bir ortam oluşturulmalıdır. Proje yönetiminde yaşanan sorunların çözümüne yönelik olarak projelerin takibi hassasiyetle yapılmalı, zaman planları özellikle uzmanlarla desteklenmiş TBMM komisyonu denetiminde, sürekli bilgilendirmenin yapıldığı bir yapıya kavuşturulmalı, şeffaf hale getirilmelidir.” diye konuştu.
“Yaşanan gecikmelerle güvenilirliğe zarar verilmemelidir”
Son olarak, projelerdeki gecikmelerle güvenilirliğe zarar verilmemesi gerektiğinin altını çizen CHP’li Bağcıoğlu şu ifadeleri kullandı: “Kamu kurumlarındaki siyasi atamalar ve kayırmacılığa son verilmeli, savunma sanayi yönetimi liyakat ve uzmanlık esasına dayalı hale getirilmelidir. Ayrımcılığı esas alan, bir tarafı kucaklarken diğer bir tarafı ötekileştiren zihniyetin savunma sanayisinde hâkim olması engellenmelidir.
Ayrıca; iletişim stratejisine özen verilerek, iç politika odaklı gerçekçi olmayan hedefler ve açıklamalar ile kamuoyunu beklentiye sokarken, projelerde yaşanan gecikmelerle güvenilirliğe zarar verilmemelidir. Altay tankı, TF-2000 hava savunma muhribi, MMU Kaan’ın motoruna yönelik oluşturulan beklentiye rağmen yaşanan gecikmeler buna örnektir. Daha da ileriye götürmeyi hedeflediğimiz savunma sanayimize yönelik olarak, zafiyet alanlarına göre belirlenen düzeltici tedbirler ‘SAVUNMASANAYİ- 2030 Politika Belgemizde’ yer alacaktır. Politika belgesinde yer alan, ‘100 Günlük Eylem Planı’ da hazırlanarak yayınlanmıştır. Politika Belgesi ve Eylem Planı sürekli geliştirmeye açık dokümanlardır.”





