Son Mühür- Kamuoyunda İzmir'in Çernobili olarak bilinen Gaziemir eski kurşun fabrikası atıklarının temizliği TMMOB Çevre Mühendisleri Odası'nda büyük bir çatlağa neden oldu. ÇMO Genel Başkanı Ahmet Kırmızı, Ticaret Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile TENMAK’ın koordinasyon içinde çalıştığını ve sahada görev yapan Ekovar Çevre Grup’un tüm faaliyetlerinin bu kurumlarca denetlendiğini ileri sürdü. Kırmızı, "Ellerine cihaz alıp sahaya gelen, bilimsel temelden uzak açıklamalar yapanlar oldu. Bilimsellikten uzak hareketlere gerek yok. Gelinen noktada Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek zorundayız. Gaziemir’de süreç bitmeye çok yakın duruyor. Takvim henüz sonuçlanmadı ama gelinen noktada çok iyi durumdayız" ifadelerini kullanmıştı.
Şaşkınlık, kaygı ve hayal kırıklığı!
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Genel Başkan Kırmızı'nın açıklamalarının 'hayal kırıklığı' olduğunu belirtti. İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamada, "TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Sayın Ahmet Kırmızı’nın, İzmir’in Gaziemir ilçesi Emrez Mahallesi’nde yer alan ve kamuoyunda “İzmir’in Çernobil’i” olarak anılan eski kurşun fabrikası arazisine ilişkin açıklamalarını basın aracılığıyla öğrenmiş bulunmaktayız. Sayın Başkan’ın, şubemizin uzun yıllardır teknik ve bilimsel takibini yaptığı bu konuya ilişkin, bizlerle herhangi bir görüş alışverişinde bulunmadan ve yereldeki bilgi birikimimizi dikkate almadan yaptığı değerlendirmeler; bizleri derin bir şaşkınlık, kaygı ve hayal kırıklığına uğratmıştır. Ne yazık ki bu açıklamalar hem bilimsel gerçeklerle örtüşmemekte hem de alanda yıllardır sürdürülen çabalarımızı yok saymaktadır" ifadeleri kullanıldı.
Etik ilkelerine ters
Gaziemir'de alanın içerisinde tehlikeli ve radyoaktif atıkların kontrolsüz bir biçimde tutulduğuna dikkat çeken ÇMO İzmir'in açıklamasında, "2012 yılında kamuoyuna yansımış ve o tarihten itibaren şubemiz tarafından yakından takip edilmiştir. Bu süreçte teknik değerlendirmeler ve kamuoyu bilgilendirmeleri ile mesleki ve toplumsal sorumluluğumuzu kararlılıkla yerine getirdik. Bu nedenle, Sayın Başkan’ın açıklamalarında dile getirilen "çok iyi durumdayız" ifadesinin, bilimsel verilere, sahadaki gerçek koşullara ve çevre mühendisliğinin etik ilkelerine ters düştüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz. Sahada bugüne dek: Sağlıklı bir ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreci işletilmemiş; üstelik ÇED dosyasında belirtilen yöntemi dahi dikkate almayan bir teknikle "temizlik" yapılmaktadır" denildi.
Vicdan ve mesleki sorumluluk!
Radyoaktif ve tehlikeli atıkların bulunduğu sahada yürütülen kazı, dolgu, boşaltım, depolama ve taşıma işlemleri sırasında gerekli toz kontrol önlemleri alınmadığı belirten açıklamada, "Temizlik” sürecinde oluşacak kirliliğin çevresel taşınımı ve sağlık etkilerine dair hiçbir modelleme ve risk analizi yapılmamıştır. Basına yansıyan bilgilerle, bazı atıkların Torbalı’da rastgele bir alana bırakıldığı tespit edilmiştir.
Sahadaki kirliliğin boyutuna dair, resmi kurumlarca yayımlanmış ve bilimsel mutabakat sağlanmış hiçbir teknik rapor kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Ayrıca, aradan geçen 12 yıla rağmen, sahada tespit edilen yapay izotoplar olan Eu-152 ve Eu-154’ün ülkemiz topraklarına nasıl ve nereden geldiğine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamış; konu adeta görmezden gelinmiştir. Bu koşullar altında, sürecin “şeffaf ve bilimsel” bir şekilde yürütüldüğünü söylemek mümkün değildir. Defalarca bilgi edinme hakkı kapsamında yönelttiğimiz sorulara verilen yuvarlak ve kaçamak yanıtlar dahi, kamuoyunun sağlıklı bir şekilde bilgilendirilmediğini ortaya koymaktadır. Öte yandan, radyoaktif malzemelerin yalnızca aktivitesinin yarıya inmesini “temizlik” olarak niteleyen anlayış, bilimsel yaklaşımdan uzak ve son derece sakıncalıdır. Böylesi çevre felaketlerinde yalnızca ölçümsel değerler değil, temizlik sürecinin çevre ve halk sağlığı üzerindeki potansiyel etkileri de dikkate alınmalıdır. Bu denli ciddi teknik ve yönetsel sorunlar göz önündeyken, vicdanı ve mesleki sorumluluğu olan hiçbir çevre mühendisi bu sahada "çok iyi durumdayız" ifadesini kullanamaz" ifadeleri yer aldı.
Örten değil görünür kılan tarafız
Çağrı yapan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, "Sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentlerde yaşama hakkını savunan meslek odaları ve kent bileşenleriyle birlikte yürüttüğümüz haklı mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha kamuoyuna ilan ederiz. Çünkü biz, bu kentin tam ortasında gizlenen çevresel ve halk sağlığı tehdidinin üzerini örten değil; onu bilimle, şeffaflıkla ve kamu yararıyla görünür kılan taraftayız. Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: İlgili tüm kurumları, bilgi, belge ve ölçüm raporlarıyla kamuoyunu aydınlatmaya, Oda Genel Başkanımızı ise, yaptığı açıklamaları hangi bilgi, belge ve raporlara dayandırdığını açıklamaya ve eğer bizlerin ulaşamadığı belgeler mevcutsa bunları paylaşmaya davet ediyoruz. Kamusal sorumluluğumuz gereği, sürecin tüm yönlerinin bilimsel temelde ve kamu yararı doğrultusunda denetlenmesini ve sorumluların hesap vermesini talep ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.





