Muğla’nın Fethiye ilçesindeki Çalış Kuş Cenneti, günün ilk ışıklarıyla birlikte fotoğraf meraklılarının sessiz ziyaretine sahne oluyor. Foça Mahallesi’nin kıyısında yer alan bu doğal alan, yıl boyunca farklı kuş türlerine ev sahipliği yaparken göç mevsimlerinde yüzlerce göçmen kuşun kısa süreli durağına dönüşüyor.
Düzenek kuruyor, saatlerce bekliyorlar

Sabahın erken saatlerinde bölgeye gelen fotoğrafçılar, kuşlara yaklaşabilmek için kamufle kıyafetler giyiyor, su kenarı ile sazlıkların birleştiği noktalara gizlenerek uzun soluklu bir bekleyişe başlıyor. En çok aranan türlerden biri olan yalıçapkınını görüntüleyebilmek için suya yakın yerlere ince dallardan düzenekler kuruluyor; kuşlar bu noktalara konduğunda objektifler anında harekete geçiyor. Kuşların alışkanlıklarını izlemek, kadraja giren her hareketi değerlendirmek, fotoğrafçıların çabasını daha da anlamlı kılıyor.
Yalıçapkını hem hızlı hem de zor tahmin ediliyor

Yirmi yıldır fotoğrafçılıkla ilgilenen ve son on yıldır kuş fotoğraflarına yoğunlaşan Hamdi Yaman, Fethiye’deki bu alanın özellikle göç dönemlerinde zenginleştiğini belirterek kış aylarında balıkçılların, saz delicelerinin ve yalıçapkınının bölgede sıkça görüldüğünü aktarıyor. Yaman, yalıçapkınının hem çok hızlı hem de zor tahmin edilen bir tür olduğunu, bu yüzden kuşun konabileceği dallar yerleştirerek doğru anı beklediklerini söylüyor. Görüntü alabilmek için görünmez olmanın şart olduğunu, kuşların büyük objektifleri tehdit olarak algıladığını vurgulayan Yaman, bazen çadır içinde saatlerce hareketsiz kaldıklarını anlatıyor.
Hızı ve zarafeti hayran bırakıyor

Yaklaşık otuz yıldır fotoğraf çeken 60 yaşındaki Şefik Akkurt ise Çalış Kuş Cenneti’nde geçirdiği zamanın kendisi için bir tür terapi olduğunu dile getiriyor. Bölgede her kış görülen balık kartalını saatlerce beklemenin bile ona huzur verdiğini anlatan Akkurt, günün sonunda elde ettiği bir tek iyi kareyle bütün yorgunluğun unutulduğunu ifade ediyor. Yılın birkaç ayını tamamen bu bölgeye ayırdığını belirten Akkurt, özellikle yalıçapkınının hızına ve zarafetine hayran olduğunu, dalış anını fotoğraflamanın bir fotoğrafçı için en özel anlardan biri olduğunu söylüyor. Henüz hayalini kurduğu o mükemmel kareyi yakalayamadığını dile getiren Akkurt, arayışının süreceğini ve sabrın bir gün karşılığını vereceğine inandığını vurguluyor.





