Son Mühür - Arif Enes Durak / İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, kentin 50 yıllık vizyonunun ve temel stratejilerinin ele alındığı “Vizyon 2074: İzmir Geçmişten Geleceğe” başlıklı panelde önemli açıklamalarda bulundu. İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından düzenlenen panel, İzQ İnovasyon Merkezi'nde gerçekleştirildi. Başkan Tugay, kenti ve ülkeyi daha iyi bir geleceğe taşımak amacıyla yapılan planlamanın önemine vurgu yaparak, “Geleceğe sağlıklı bir miras bırakmak çok önemli” dedi.
Geleceğe sağlıklı bir miras
Paneldeki açılış konuşmasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, kentin geleceğine yönelik 50 yıllık bir perspektifle yapılacak çalışmaları anlattı. Bu sürecin geçmişten kopuk olmayıp, geçmişin geleceğe dair ipuçları sunduğunu belirten Başkan Tugay, “Geçmiş aslında geleceğe dair pek çok ipucu da veriyor. Önceki 50 ve sonraki 50 yılın bir bütün olarak görülmesi gerekiyor. Bilgi temelli, veriye dayalı bu tür çalışmalar bu yüzden çok önemli. Gelecek 50 yıl, geçmiş 50 yıl kadar sakin geçmeyecek. Hepimiz bunun farkındayız. Daha fazla kriz, aynı zamanda insan yaşamına ve doğaya dönük pek çok tehdit yaşanacak.
Genç arkadaşlarımız bunları yaşayacak. 50 yıl önce böyle bir çalışma yapılsaydı, bugün İzmir, ülkemiz veya dünya daha iyi bir yerde olacaktı. Bizler 50 yıl sonrasını göremeyebiliriz ancak geleceğe sağlıklı bir miras bırakmak çok önemli. Bize de bu konuda üzerimize düşeni yapmak yakışır. Sadece belediye yönetimi olarak değil, kentine karşı sorumluluk taşıyan İzmirliler olarak bu çalışma için çaba gösteriyoruz. Ben de elimden geldiğince bu çalışmanın bir parçası olmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.
Başkan Tugay, teknolojinin ve yapay zekanın gelişimine de değinerek, insanların bilgisini ve okuryazarlığını artırmanın önemine dikkat çekti. “Bu süreçleri akıntıya kapılmış ağaç dalları gibi mi yaşayacağız yoksa yönetebilecek miyiz? Önceliğimiz iklim, demokrasi, kültür-sanat, teknoloji gibi alanlarda insanların bilgisini, okuryazarlığını artırmak olmalı. Bunlar bizi bir akıntıda sürüklenen ağaç dalları olmaktan çıkarıp, kendi hayatını ve içinde yaşadığı dünyayı yönetebilen insanlar haline getirir” ifadelerini kullandı.
İzmir’in, bu dönemde de kent olarak bir misyon üstlenmesi gerektiğine inandığını belirten Başkan Tugay, “İzmir’in tarihte önderlikleri, misyonları olmuştur. Bu dönemde de kentimizin böyle bir görevi olduğunu düşünüyorum. İzmir’i belediye üzerinden dünyaya açıyoruz, daha da açacağız. Bilgiyi ve bilen insanları kentimize getiriyor, dünyanın güncel gündemini takip ediyoruz. Bunu siyasi popülizm olarak kesinlikle kullanmayacağız. Bu bizim politikamız olacak. Amacımız şehrimizi ve ülkemizi iyi noktalara taşımak” dedi.
İzmir Kent Buluşmaları başlıyor
İzmir Planlama Ajansı (İZPA) Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu, panel öncesi yaptığı açıklamada, İzmir’in geleceğini şekillendirmek amacıyla bu salonda sekiz kez bir araya geldiklerini belirtti ve “Nasıl Bir İzmir” panel serisinin tamamlandığını, ayrıca atölye çalışmaları düzenlendiğini ifade etti. Prof. Velibeyoğlu, İzmir Kent Buluşmaları adı altında yeni bir seri başlatacaklarını duyurdu. Bu buluşmaların vatandaşlarla doğrudan iletişim kurarak şehrin geleceği hakkında görüşler almayı hedefleyeceğini söyledi.
Demokrasinin katılımcılığına vurgu
Panelde ilk sözü alan Prof. Dr. İlhan Tekeli, İzmir’in tarihindeki önemli olaylara ve şehrin mekansal vizyonuna dikkat çekti. Kültürpark’ın önemini vurgulayan Tekeli, demokrasinin işleyişine dair önemli bir açıklama yaptı. “Demokrasinin olabilmesi için verilen oya saygı gösterilmesi gerekiyor. Verilen oy seni iktidar da yapabilir, muhalefet de… İktidar yaptığında saygı gösterip, muhalefet olduğunda o oya saygı göstermiyorsan, onun seçtiği kişilerin faaliyet alanlarını engellemeyi bir iktidar stratejisi olarak sayıyorsan burada demokrasi yoktur. Bu sorunla doğrudan yüzleşmiyoruz” diyen Tekeli, katılımcı demokrasiye olan inancını şu sözlerle dile getirdi:
“Demokrasinin varlığını söylemek için ikinci bir koşula daha ihtiyaç var. Her kararın demokratik olarak verilmesi gerekir. Ben dört yıl için dört yılın diktatörünü seçmiyorum. Demokrat adamını seçiyorum. Demokrat adamını seçince ne koşulu çıkıyor? Katılımcı yönetim koşulu çıkıyor. Demokrasi meselesi ve bizim burada yapacağımız planlama ve planlamanın katılımcılığı nasıl bir kökten geliyor? 'Demokratik bir yönetim yapıyorum' demek için bütün kararları demokratik olarak vermek gerekiyor. Demokrasinin olması için sadece seçim yapmak yetmez. Seçim yapmak ve tüm kararları demokratik olarak vermek gerekir.”
İzmir’de yaşamanın hazzı
Panelde söz alan Doç. Dr. Semahat Özdemir, İzmir’i 45 yıldır sevdiğini ve bu şehirde yaşamanın kendisini özgür hissettirdiğini söyledi. İzmir’in doğal güzelliklerine de değinen Özdemir, “İzmir’de kendimi özgür hissediyorum, yaşadığımı hissediyorum. Bu şehrin denizini, ormanlarını, fuarını, Yarımada’sını seviyorum. İnsanların birbirine zarar vermeden bir arada olma hallerini çok seviyorum. Bugünün İzmir’inin en değerli bileşenlerinden birisi bu” ifadelerini kullandı. İzmir Körfezi’ne dair söylemlerinin de eleştirisini yapan Özdemir, Marmara Denizi örneğini vererek, bu sorunların yalnızca İzmir Körfezi’ne özgü olmadığını belirtti.
İzmir fıstık gibi bir şehir olacak
“Nasıl bir kent olmalı/olacak İzmir?” başlıklı konuşmasını yapan Alphan Manas, İzmir’in geleceğine dair öngörüde bulundu. Kıyılarda yaşamın artacağı, tarımsal yaşamın ise ilçelere kayacağına işaret eden Manas, İzmir’in gelecekte daha temiz bir körfeze sahip olacağına vurgu yaptı. “Kent merkezinden sanayinin gitmesi gerekiyor. İzmir yaşanılması güzel, mutlu yaşlanılan fıstık gibi bir şehir olacak” şeklinde konuşarak, kentin gelecekteki yaşam kalitesine dair umutlu bir tablo çizdi.
Planlama ve icraat
Kentin planlanmasında izlenecek yol haritasına dair bir konuşma yapan Prof. Dr. Fikret Adaman, planlama ve icraatın önemini vurguladı. “Planlama ve icraat çok önemli. Bu patikayı hep birlikte oluşturmamız lazım. Katılımcı demokrasi benim de çok inandığım ve önem verdiğim hususlar. O patika bizi bir yere ulaştıracak ama orası nedir? Bunu birlikte tasarlamak durumundayız. Önümüzde susuzluk, yoksulluk gibi önemli noktalar var. Büyüme yerine kalkınmanın ön plana alınması önemli ve onu doğru tartışmamız gerekiyor. Teknoloji yanımızda olmalı. Ama olumsuz yanlarını da göz ardı etmemeliyiz” dedi.
İzmir’in stratejik konumu
Panelin son konuşmacısı Ali Faruk Göksu ise, İzmir’in stratejik konumunu doğru anlamamız gerektiğini ifade etti. “Planlamanın ilk koşulu anlamadır. İzmir’in stratejik konumunu ve yönlerini doğru anlıyor muyuz? Bunun üzerine tartışmamız lazım. Eğer İzmir’in geleceğini konuşuyorsak, stratejik yönün avantajlarını ortaya koymamız lazım. İttifaklar konusu da var. Hiçbir kent kendi başına geleceğini belirleyemez. Bir takım ittifaklara ihtiyaç var. İzmir’in Manisa ve Aydın’la yapacağı bir ittifakın yaratacağı gücün hele bir de sınır ötesi senaryosu yazıldığında başka dünya çıkacak. Biz buna hazır mıyız? Bunun üzerinde durmak gerekiyor. Ayrıca dünyada önemli kentler akımlarla yönetiyor. İzmir, Mersin ve Samsun gibi liman kentleriyle birlikte yeni trend yaratabilir mi? İzmir ilham veren bir kent” ifadelerini kullandı.
Vizyon 2074 için atölye çalışmaları ve gelecek adımları
İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından hazırlanan İzmir Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi doğrultusunda, “Nasıl Bir İzmir” panel serisi başta olmak üzere çeşitli başlıklarda çalışmalar gerçekleştirdi. Panellerde, İzmir’in geleceğine dair önemli başlıklar ele alındı ve atölye çalışmaları da tamamlandı. Çalışmalar, “World Cafe: İzmir Kent Buluşmaları” adı altında devam edecek.





