Son Mühür - Şair Mehmet Akif Ersoy'un Türk milletinin hürriyet mücadelesi için kaleme aldığı "İstiklal Marşı", ilk kez, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Başkanlığında toplanan 1'inci Dönem 2'nci Yasama Yılı'nın ilk çalışma günü olan 1 Mart 1921'deki birleşimde, milletvekillerinin takdirine sunuldu.
Meclis tutanaklarına yansıyan tarihi anlar
İstiklal Marşı'nın kabul süreci, Meclis tutanaklarında yer alan detaylarla tarihe ışık tutuyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün başkanlığındaki Meclis'te, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver'in İstiklal Marşı'nı okumasıyla başlayan süreç, milletvekillerinin coşkulu tepkileri ve bazı tartışmalarla şekillenmiştir. Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver, İstiklal Marşı'nı mecliste milletvekilleriyle paylaşmadan önce, Kurtuluş Savaşı'nın ruhunu yansıtacak bir marş için şairlere müracaat edildiğini söyledi ve çok sayıda şiir geldiğini iletti. Aralarından 7 tanesinin marş için seçildiğini anlatan Tanrıöver, şöyle konuştu: "Vekalet, yapmış olduğu tetkikatta fevkalade kuvvetli bir şiir aramak lüzumunu hissettiği için ben şahsen Mehmet Akif Beyefendi'ye müracaat ettim ve kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Kendileri çok asil bir endişeyle tereddüt gösterdiler. Bilirsiniz ki bu şiirler için bir ikramiye vaat edilmiştir, halbuki bunu kendi isimlerine takrip etmek arzusunda bulunmadıklarını ve bundan çekindiklerini izhar ettiler. Ben şahsen müracaat ettim. 'Lazım gelen tedbiri alırız ve icap eden ilanı yaparız' dedim. Bu şartla büyük dini şairimiz bize fevkalade nefis bir şiir gönderdiler. Diğer 6 şiirle beraber nazarı tetkikinize arz edeceğiz."
Hamdullah Suphi Tanrıöver'in tarihi konuşması
Tanrıöver, İstiklal Marşı'nın yazılma sürecini anlatırken, Mehmet Akif Ersoy'un milli bir vazife şuuruyla hareket ettiğini ve ödül konusundaki hassasiyetini vurguladı. Mehmet Akif Ersoy'un "fevkalade nefis" olarak nitelendirdiği şiiri, Meclis'te büyük bir heyecanla karşılanmış, özellikle "Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" ve "Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" dizeleri büyük alkış aldı. Tanrıöver, şiiri tamamladığında da alkışlar dinmedi; çok sayıda vekil şiddetli bir şekilde alkışlayarak, İstiklal Marşı'na beğenisini gösterdi.
Meclis'te yaşanan tartışmalar ve kabul süreci
İstiklal Marşı'nın kabulü sırasında, marşın Meclis'te mi yoksa başka bir heyet tarafından mı seçileceği, ödül konusu gibi hususlarda milletvekilleri arasında farklı görüşler ortaya çıktı. Ancak daha sonra Mehmet Akif Ersoy'un şiirinin milletin duygularına tercüman olduğu ve milli mücadele ruhunu en iyi şekilde yansıttığı konusunda genel bir mutabakat sağlandı.
"Ekseriyet-i Azime" ile gelen zafer
12 Mart 1921 tarihinde, İstiklal Marşı, "ekseriyet-i azime" (büyük çoğunluk) ile Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından milli marş olarak kabul edildi. Bu tarihi kararın ardından, İstiklal Marşı, Meclis kürsüsünden bir kez daha okunmuş ve milletvekilleri tarafından ayakta dinlenmiştir.
