Aliye Naşit, Türk tiyatrosunun ve sinemasının en önemli figürlerinden biri olarak anılır. Naşit ailesinin sanat geleneğini sürdüren bu eşsiz oyuncu, özellikle komedi rolleriyle izleyicilerin gönlünde taht kurdu. Tiyatro sahnesindeki enerjisi, doğaçlama yeteneği ve sıcak karakteriyle tanınan Aliye Naşit, aynı zamanda sinema filmlerinde de unutulmaz performanslar sergiledi. İstanbul doğumlu olan sanatçı, yaşamı boyunca sanatına adanmış bir hayat sürdü.
Ne yazık ki, Aliye Naşit genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrıldı. Kanser hastalığıyla mücadele eden sanatçı, uzun bir tedavi sürecinin ardından hayatını kaybetti. Onun vefatı, Türk tiyatrosunda derin bir boşluk bıraktı, ancak eserleri ve mirası bugün hâlâ yaşamaya devam ediyor.
Aliye Naşit Apartmanı
Aliye Naşit Apartmanı, İstanbul’un Bakırköy ilçesine bağlı Yeşilköy semtinde bulunan ve özellikle 1977 yapımı Sakar Şakir filmiyle ün kazanmış bir bina. Kemal Sunal’ın başrol oynadığı bu Türk sineması klasiğinde, Gardrop Fuat’ın (Ali Şen) Şakir’i kovaladığı ikonik sahnelerin çekildiği yer olarak hafızalara kazındı. Apartman, Yeşilköy’ün İstanbul Caddesi üzerinde yer alır ve hem sinema tarihine katkısı hem de modern bir kentsel dönüşüm projesiyle günümüzde dikkat çekiyor.
Apartmanın ismi, Türk tiyatrosunun efsanevi ailesi Naşitler ile karıştırılsa da, Adile Naşit ile bir bağlantısı bulunmamaktadır. Lova İnşaat tarafından 2025’te tamamlanması planlanan bir yenileme projesiyle, bina modern bir yaşam alanı olarak yeniden inşa ediliyor. 3+1 ve 4+2 dubleks daireleriyle, Yeşilköy’ün tarihi dokusuna uygun bir şekilde tasarlanan apartman, sinema tutkunları için nostaljik, bölge sakinleri için ise prestijli bir mekan olarak öne çıkıyor.
Aliye Naşit’in Hayatı ve Kariyeri
Aliye Naşit, 1872 yılında İstanbul’da doğdu. Türk tiyatrosunun köklü ailelerinden biri olan Naşit ailesi’nin bir üyesiydi. Babası, ünlü komedyen Naşit Özcan’dı ve Aliye, bu sanat dolu ortamda büyüyerek tiyatroya erken yaşta adım attı. Tuluat tiyatrosu geleneğiyle yetişen Aliye Naşit, sahneye ilk kez çocuk yaşta çıktı ve kısa sürede seyircinin sevgisini kazandı. Kavuklu Hamdi ve Abdürrezzak gibi dönemin ustalarıyla çalışan Naşit, komedi ve doğaçlama konusundaki yeteneğiyle dikkat çekti.
1900’lerin başında tiyatro topluluklarıyla Anadolu’yu dolaşarak oyunlar sergiledi. Daha sonra sinemaya da geçiş yaptı ve 1920’li yıllardan itibaren filmlerde rol almaya başladı. “Hacı Fettah Mahallesi”, “Direklerarası” gibi filmlerdeki rolleriyle sinema seyircisinin de gönlünü fethetti. Aliye Naşit, sahne ve perdede genellikle neşeli, anaç ve espritüel karakterleri canlandırdı. Kanto ve operet performanslarıyla da izleyicileri büyüledi. Tiyatrodaki disiplini ve seyirciyle kurduğu samimi bağ, onu dönemin en sevilen sanatçılarından biri yaptı.
Nereli ve Aile Kökeni
Aliye Naşit, İstanbul’un Beyazıt semtinde dünyaya geldi. Osmanlı döneminde doğan sanatçı, aslen İstanbullu bir ailenin ferdidir. Naşit ailesi, Türk tiyatrosunun temel taşlarından biri olarak kabul edilir. Babası Naşit Özcan, tuluat tiyatrosunun önde gelen isimlerindendi ve Aliye’ye sahne sanatını miras bıraktı. Aile, Ermeni kökenli olup, Osmanlı’nın çok kültürlü yapısında sanatla yoğrulmuş bir yaşam sürdü. Aliye Naşit’in kardeşi Selim Naşit Özcan da tiyatro ve sinema oyuncusu olarak tanındı, böylece aile geleneği sonraki kuşaklara aktarıldı.
Neden Öldü ve Vefatı
Aliye Naşit, 1939 yılında, 67 yaşında İstanbul’da hayatını kaybetti. Ölüm nedeni, uzun süredir mücadele ettiği kanser hastalığıydı. 1930’lu yıllar boyunca sağlık sorunlarıyla boğuşan sanatçı, buna rağmen sahneye çıkmaya devam etti. Tedavi süreçleri, o dönemin tıbbi imkânları nedeniyle sınırlıydı ve hastalığı ilerledi. Naşit’in vefatı, Türk tiyatrosu için büyük bir kayıp oldu. Cenazesi, Şişli Camii’nden kaldırılarak Feriköy Mezarlığı’na defnedildi. Vefatından sonra, tiyatro ve sinema dünyasında onun anısını yaşatmak için çeşitli etkinlikler düzenlendi. Aliye Naşit’in oyunculuğu, özellikle Kemalletin Tuğcu gibi tiyatro tarihçileri tarafından “eşsiz bir doğaçlama ustası” olarak tanımlandı.