Son Mühür- Bursa'da 1 ve 2 Temmuz’da meydana gelen ve çevre illerde de hissedilen depremlerin ardından, jeoloji uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy değerlendirmelerde bulundu. Üşümezsoy, bu depremlerin 23 Nisan 2025’te Marmara Denizi’nde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin artçıları olduğunu söyledi. Depremlerin Kuzey Anadolu Fay Hattı ile bağlantılı olmadığını vurgulayan Üşümezsoy, “Bunlar, Gemlik Körfezi'nin güneyindeki açılma faylarının hareketidir. Kuzey kolu değil, güneydeki yerel faylar çalışıyor” dedi.

Uzun süredir Marmara Denizi’nin ortasında, Avcılar açıklarında büyük bir deprem beklendiğini hatırlatan Üşümezsoy, "Bu bölge üzerinde aktif bir fay bulunmadığını son depremler net şekilde gösterdi. 23 Nisan sonrası herkes buraya odaklandı ama deprem Gemlik'te oldu. Bu da 7.2’lik deprem beklentisinin bilimsel temelden yoksun olduğunu gösteriyor” dedi.

“ Ölümcül fay yok, panik yersiz!”

“ Ölümcül fay yok, panik yersiz!”

Üşümezsoy, Adalar Fayı ve Yeşilköy-Büyükçekmece segmentinin “ölü fay” olduğunu savunarak, Marmara’nın kuzey hattının büyük stres üretmediğini belirtti. “Çınarcık Çukuru, Gemlik ve İznik gibi bölgelerde ikincil faylar aktif. Bu artçıların dizilimi bize, aktif stresin Marmara’nın güneyine kaydığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Üşümezsoy, Silivri ile Yeşilköy arasında yer aldığı iddia edilen fay hattına dair çarpıcı bir iddiada bulundu: “Bu segmentin 50 kilometrelik uzunluğu ve 10 kilometre derinliği ile 7.2 büyüklüğünde bir deprem üretmesi mümkün değil. Bu tür bir büyüklük için 1400 kilometrekarelik bir kırılma yüzeyi gerekir. Oysa bu bölgede böyle bir alan yok.”

“Fay haritası değişiyor"

1 ve 2 Temmuz’da Gemlik Körfezi ve Orhangazi çevresinde hissedilen depremlerin, 23 Nisan’daki 6.1’lik depremin ardından tetiklenen ikincil faylar üzerinde oluştuğunu söyleyen Üşümezsoy, “Bu depremler sistematik bir gerilme sürecinin parçası. 17 Ağustos 1999’dan beri stres yüklenen bölge, şimdi küçük depremlerle bu yükü boşaltıyor” dedi.

Yapılan yeni gözlemlerle birlikte, Marmara Bölgesi’ndeki aktif fay haritasının güncellenmesi gerektiğini belirten Üşümezsoy, “Bilimsel gözlemler ışığında, Marmara Denizi’nin kuzeyindeki büyük yıkıcı fay senaryoları yerine, güneydeki yerel kırılmaların ve ikincil fayların daha dikkatli izlenmesi gerekiyor” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ