İki gün sonra bir ayları dolacak çiçeği burnunda başkanlarımızın. Baktım etrafta empati duygusundan, geçmiş bilgisinden mahrum onca düşünce ve yorum var. Ortalık da herşeyologlardan geçilmiyor o zaman iş aldım başıma, bir dizi yazmaya karar verdim. Bugünden itibaren sonmuhur nokta comu tıklayın ilk yazıyı okuyuverin. Öyle her duyduğunuza da, sosyal medyada her yazılana da inanmayın. İnsan dediğin beyniyle yüreğini kullanır, empati yapıp düşmanının bile yerine kendini koymaya çalışır. Kızdığına neden kızdığını söyleyendir insan, kaçan, arkadan iş çeviren, küsen, her lafa inanan değildir.  

Neyse, yazı dizimin adı “Yiğitler ve Yoğurtlar”. Büyükşehir belediyesinin Piriştina’dan başlayan sürecin bir özetini barındırıyor ve Cemil Tugay’a dikkat çekiyorum. Çünkü biliyorum ki bugün Cemil Tugay “bir şey olmak isteyenlerin cicisi” ama yarın bir şey olamayanların “tu kakası” olacak. Tıpkı Aziz Kocaoğlu ve Tunç Soyer zamanındaki gibi. İlk yazının omurgası Cemil Tugay ama ikinci ve üçüncü yazılarda Konak, Narlıdere, Çiğli, Buca, Bornova, Karşıyaka, Bayraklı gibi ilçelere mercek tutmaya çalışacağım. Bakalım bizim yiğitler nasıl yoğurt yiyor? Ama ilçelerle ilgili bazı yiğitlerin yoğurtlarını yerken üstlerine başlarına döktüğünü duyuyorum. Olsun onlar genç, dökmeden yemeyi de öğrenirler dilerim. 

Cezaevinden tahliye edilen Gültan Kışanak "Bizim aslında özgürlüğe ve barışa ihtiyacımız var" dedi Cezaevinden tahliye edilen Gültan Kışanak "Bizim aslında özgürlüğe ve barışa ihtiyacımız var" dedi

Güzel ve kibir şerrinden uzak bir hafta diliyorum herkese. Ne mutlu Türküm diyene. 

Editör: Murat BAŞARAN