ürkiye, bütçe gelirlerini artırma hedefi kapsamında köprü ve otoyol özelleştirmelerini yeniden gündemine aldı. Bloomberg’in haberine göre, hükümet İstanbul’daki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve bazı otoyolların işletme haklarının devrine yönelik milyarlarca dolarlık planı canlandırdı.
Türkiye tarihinin en büyük özelleştirmesi olabilir
Planlanan özelleştirme girişimi, büyüklüğü itibarıyla ülke tarihinin en kapsamlı anlaşmalarından biri olma potansiyeline sahip. Sürecin, yatırım bankalarına teklif talebi (RFP) gönderilmesi aşamasında olduğu, henüz resmi bir ihale veya anlaşma bulunmadığı ifade edildi.
Daha önce iptal edilmişti
2012 yılında yapılan benzer bir ihalede, 5,72 milyar dolarlık teklif hükümet tarafından yetersiz bulunarak iptal edilmişti. Bugün yeniden gündeme gelen plan, uluslararası yatırımcıların ilgisini çekebilecek stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.
İstanbul’un köprüleri stratejik önem taşıyor
İstanbul’un günlük yüz binlerce aracın geçtiği köprü ve otoyolları, hem trafik yoğunluğu hem de ekonomik değerleri açısından özelleştirme sürecinde kritik bir rol oynuyor. Ancak satışın kesinleşmesi için resmi ihale duyurusu ve yatırımcı tekliflerinin netleşmesi gerekiyor.
DMM’den ‘satış’ iddialarına yanıt
Son günlerde sosyal medyada ve bazı basın organlarında “köprüler satılıyor” iddiası dolaşıma girmişti. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, yaptığı açıklamada bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Açıklamada öne çıkanlar:
-
Köprü ve otoyolların mülkiyetinin devlette kalacağı, yalnızca işletme hakkının belirli süreyle özel sektöre devredilebileceği vurgulandı.
-
Bu uygulamanın 1994 yılında çıkarılan 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu’na dayandığı hatırlatıldı.
-
Orta Vadeli Plan’daki özelleştirme gelir hedefinin de işletme hakkı devirlerinden sağlanacak gelirleri kapsadığı belirtildi.
“Satış değil, danışmanlık süreci”
DMM ayrıca, gündeme gelen sürecin bir satış değil, finansal ve teknik danışmanlık hizmeti alımı olduğunu ifade etti. Bu kapsamda dünya örneklerinin incelendiği, şeffaf ve adil modellerin geliştirildiği, kamu yararının ön planda tutulacağı aktarıldı.
