Son Mühür - Ayşegül Koç / TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Bengi Atak, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Atak, yapı envanteri çalışmaları ve hasar tespit süreçlerinin ardından atılacak adımlarda yalnızca yerel yönetimlerin değil, merkezi idarenin de sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirterek, “Bu şehir hepimizin. Her kurum sürece destek vermeli” dedi.
“TMMOB, hasar tespit çalışmalarının dışında bırakıldı”
Çevre Şehircilik Bakanlığı’na çağrıda bulunan Atak; “İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, hasar tespiti yapılmaya başlandı. Sanıyorum çatlaklar vesaire görüldü. İvedi bir şekilde şunun altını çizmek isterim: Hasar tespiti çalışmalarını inşaat mühendisleri ve mimarların birlikte yapması yolunda Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın ve Valiliğin kurumlara bir takım yazıları oldu İstanbul'da. Ancak maalesef TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası bu kurumların dışında bırakıldı.
Yani bu bizim açıkçası inanamadığımız, kabul edemediğimiz bir durum. Neden? Çünkü bizler İnşaat Mühendisleri Odası olarak toplum faydasını ön planda tutuyoruz. Hasar tespit çalışmaları gibi bizim mesleğimizin özelinde, hakim olduğumuz, iyi bildiğimiz bir alanda sürekli eğitimler düzenledi. Hakim olduğumuz bir alanda ekipte yer almak isteriz. Bu çağrımızı kendilerine dilekçelerle sunduk. Bir kez daha ben de buradan söylemiş olayım” dedi.
“Bayraklı ve Bornova bitti, sırada Karşıyaka var”
Atak, 2020 İzmir depreminin ardından başlatılan envanter çalışmaları hakkında bilgi verdi. Atak; “30 Ekim 2020 depreminden hemen sonra biz bir protokol gerçekleştirdik. Büyükşehir Belediyesi ile ve Bornova ve Bayraklı ilçeleriyle de çalışmamıza başladık. Bu iki ilçede yıkımlar gözlemlendiği için öncelik onlara verilmişti. O dönemde bu sayede de yaklaşık 100 bin kadar binayı bu iki ilçede taramış olduk. Tabii bu tarama yöntemleri çok hızlı değerlendirmeleri içeren ancak tabii teknik altyapısı da olan yöntemler Ortadoğu Teknik Üniversitesi ile birlikte çalıştık.
Bu çalışmaların sonuçlarının da raporlarını biz teslim ettik. En öncelikli diye nitelendirdiğimiz yapıların listesini de Büyükşehir Belediyesi ilgili ilçe belediyelerine ilettiler. Şimdi adımlar atılmaya başlandı. Bu bizim adımıza sevindirici. Çünkü somuta döndüğünü görmek amacımız. Çünkü envanter çalışmalarını yaparken amacımız yalnızca bir rakam ortaya koymak değil. Beraberinde gelen bir sonuç. Aslında bizim niyetimiz şu; finansal kaynaklarımız ve zamanımız sınırlı ve biz bu kaynakları çok doğru yönlere aktarabilelim ki kendimizi daha dirençli hale getirelim. O 100 bin binanın içerisinden şu an ilk etapta Cemil Tugay'ın ifade ettiği 4 bin kadar bir bina var. Bununla beraber afet esnasında yapılacak eylem planlarına yönelik olarak da yol gösterici oluyor.
Olası nerelerde yıkım gözlenebilir ya da ağır hasar gözlenebilir. Hemen ekipler oraya sevk edilmeli diye bize en baştan bir fikir de vermiş oluyor veya hangi sokakların mutlaka trafiğe açık kalması lazım. Belki de o sokakları hızlı bir şekilde sadece itfaiye, ambulans ve benzeri araçların geçişine izin verecek şekilde konumlandırıp hemen o trafik akışını da uygun hale getirmek yönünde karar alabilir yöneticiler, bütün bunları sağlayacak şey aslında Deprem Master Planıdır. Bunun içinde envanter çalışması bir yol gösterici” dedi. “Bayraklı ve Bornova noktalandı. Sırada Karşıyaka var” diyen Atak; “Büyükşehir Belediyesi mecliste kararını aldı yapıyoruz diye, biz de start verilmesini bekliyoruz.
Karşıyaka’nın verisi elimize geldiğinde yine İzmir geneline dair belki o bahsettiğimiz yüzde 35 ile ilgili fikrimiz değişiyor olacak. Başka bir oran başka bir şey söylemeye başlayacağız. Çünkü Karşıyaka, zemin özellikleri açısından da yapılaşma ve kat yükseklikleri vesaire gibi bizim daha sokaklar arasında yürürken gözümüzle bile tespit ettiğimiz bazı problemleri içinde barındıran bir ilçe” açıklamasında bulundu.
“Tüm yetkili kurumların iş birliğine ihtiyaç var”
Atak, kentin geleceği için tüm yetkili kurumların koordineli şekilde çalışması gerektiğini belirtti. Atak; “Bilgi vermek evet bir harekettir. Yani yapı stoku kontrol edildi ve sizin yapınız en öncelikliler arasındadır. Hızlı bir şekilde çözüm bulun dönüştürün veya güçlendirmeye alın demek yeterli değil. Bence idarelerin yapması gerekenler arasında özellikle de finansal anlamda ekonomik anlamda kolaylık sağlamak geliyor. Kredi mi olur, artık hibemi olur ki keşke ya da bir kısım paylaşmak şeklinde mi olur?
Bir şekilde desteğe ihtiyaç var. Ama bu konuda da sadece tek bir yerel yönetimi ya da ilçe belediyesini yalnız bırakmakta kesinlikle doğru değil. Çevre Şehircilik Bakanlığı olsun, AFAD olsun, Valilik olsun yani işin içerisinde olması gereken hangi kurum varsa aslında destekleşerek o şehrin hepimize ait olduğunun bilinciyle hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu iş birliğine ihtiyaç var” dedi.
