Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner  ''Sıcak Bakış'' programına konuk olan CHP İzmir 25-26-27. Dönem Milletvekili Tacettin Bayır, Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı.    

Genel seçimleri yorumlayarak konuşmasına başlayan Tacettin Bayır, “Çok adaletli bir seçim olduğunu ifade etmek mümkün değil. Anadolu’da özellikle, sağdan solda asılan afişlerden tutun, kamu kurumlarına asılan afişlere kadar bakanların tamamı sahada devletin gücünü de ellerine alarak bu yarışa dahil oldular. Bu yaşıma kadar dolu seçim gördüm ama böylesine adaletsiz bir seçim görmedim. AK Parti ile değil CHP devletle yarıştı aslında, gerçek bu. Bazı valiler öylesine bir tutum sergilediler ki devletin valisi, kaymakamı olması gerekirken AK Parti’nin kaymakamı, valisi gibi çalıştılar. Buna rağmen çok az fark olsa da AK Parti seçimi kazandı” dedi. 

“Kurultay toplanıyor”  

Bayır, “Biz her şeye rağmen bu seçim sonuçlarını değerlendirip, nerede yanlış yaptık diye hatalarımızın ne olduğunu oturup konuşacağız. Bunun için kurultayı topluyoruz. CHP, tek adam partisi değildir. CHP’de tek adamın dedikleri hayata geçmez, çok seslidir. Bugün yaptığımız ilçe kongrelerinde bazı tartışmalarımızın olması da normal. Basına sızmaması gereken konuşmalar olabiliyor. Eleştiriler, öneriler var. Bunu bazı yandaş televizyon kanalları da kullanıyor. Kullanmalarının nedeni de CHP’de kavga var gündemini getirip, öyle bir hava yaratmaya çalışıyorlar. Biz tek adam partisi değiliz tabi ki de birilerinin bunları konuşması da gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

“Ön seçim istiyoruz” 

“Konak Kongresi’nde de konuştuğumuz şey ve benim de söylediğim biz partide ön seçim istiyoruz. Örnekleme yapmamız gerekirse en son milletvekili seçiminde CHP kâğıt üzerinde 7+7=14 milletvekilini kazandığı söyleniyor. 2015’te, 2018’te de böyleydi. Şu anda baktığımızda seçilmiş görünen milletvekillerimizden dört tanesi ayrıldı. Çünkü bizim listemizden giren farklı partilerin unsurlarıydı. Dolayısıyla CHP’NİN İzmir milletvekili 10 taneye düştü. Biz milletvekili seçiminde kazanmış değil kaybetmiş oluyoruz. Bunların bir daha yapılmaması için kurultayda konuşulması lazım. Biz de kim olursa olsun gerektiğinde eleştirilebilir. Eleştirinin olmadığı yerde güzeli, doğruyu bulamazsınız. Bizi diğer patilerden ayıran da budur.” 

“Yüzler değil anlayış değişmeli” 

Bayır, “Ben 40 yılımı siyasete verdim tam 7 eski genel başkanı eskittim. 17 sene Sayın Deniz Baykal genel başkan olarak kaldı. 13 yıldır da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu var, toplam 30 yıl. Geriye de 10 yıl kalıyor ve on yılda da 6 genel başkan sıkışmış. 40 yılda 8 genel başkan çok ciddi bir sayı. Bu açıdan bu genel başkanların değiştikten sonra parti içinde iktidara taşıdıklarını da görmedim. Başkanlarla da bu iş bitmiyor, bu seçim kaybedildi Kılıçdaroğlu değişsin cümlesine de ben katılmıyorum. Birtakım yüzlerin değişmesi yetmez, anlayışın değişmesi lazım. O anlayışta laikten ilkesinden uzaklaşmamakla olmalı. Biraz demokrat çizgiden uzaklaştık, sağa yanaştık. Sosyal demokrat Atatürk’ün kurduğu CHP’nin ilklerine geri dönmek zorundayız. Parti çizgisini korumalı ve sosyal demokrat çizgisinden ödün vermemeli. Bundan herhangi bir ittifak yapılamaz anlayışı çıkmaz. Ama mesela şunu yapmamalı, kendi öz evlatlarını kenara çekip de İzmir’de yaptığı gibi, dört tane oradan buradan gelenlere milletvekili koltuğunu vermemeli. Ya da Konya’da sağ kökenli geçmişte bakanlık, vekillik yapmış birini alıp da CHP kadrosundan göstermemeli. Örgütten gelen arkadaşların gösterilmesinden çok memnun olurdum ben. Bunların sayısı çoğaltılabilirdi” dedi. 

 Bayır: “İzmir’de biri yok muydu?” 

“Birinci seçimle ve ikinci seçim arasındaki oy farkı da enteresan. Sandığa gidip, gitmemek de ilginç. Toplum kendisine vekil olacak kişiyi tanımak istiyor. Biz de sahaya çıktığımızda açıklayamadık çünkü birinci sıradan gelen arkadaşlarımız İstanbul'dandı. Neden İzmir’de biri yok muydu? İzmirli olarak ben bunu doğru bulmuyorum. Sosyal demokratlar İzmir’e her zaman oy verir diye bir kural da yok. Bu rehavete kapılmamak lazım. Bu rehavet bize seçim kaybettirir. Yerel seçimlerde insanlar kişileri de önemsiyorlar. Seçimde kolay kolay İzmir’i kaybetmeyiz ama oylarımızda bir düşüş olabilir. Bu anlamda seçilmiş vekiller görevlerini iyi yapmak zorundalar. Önümüzde bir kurultay var ve ben kurultayda tüzükle alakalı ciddi kararlar alınmasından yanayım. Bu son seçim bize bizim partimizin, seçilecek olan milletvekilleri de belediye başkanları da belediye meclis üyeleri de partinin üyeleri tarafından seçilmesi yani ön seçimle seçilmesi lazım. Seçilen 14 arkadaştan neredeyse yarısı İzmir’de oturmuyor. Ve yarısı da İzmir’i tanımıyor. Seçmen de buna tepki koyuyor. Bu hataya bir daha düşmemek için CHP, üyelerine sormalı. Sandığı koymalı ve seçim yapmalı. Ön seçime de yüreği olan girmeli ve kim çıkıyorsa aday gösterilmeli.” 

Trafik cezalarında rekor artış: Mart ayında cezalar dört katına çıktı! Trafik cezalarında rekor artış: Mart ayında cezalar dört katına çıktı!

“Devlet, İzmirli ’ye de hizmet etsin” 

“Son on yıldır partide bazı şeyler değişmeye başladı. Ben 3 dönem milletvekili oldum, milletvekilliği yapacağım. Belediye Başkanı da kendi görevini yapacak doğrusu bu. İzmir’de 240 bin işsiz var. İşsizlik sorunu belediyeler ile çözülemez. Belediyelerle işsizlik sorununu çözmeye kalkarsanız tıkanır kalırsınız. İzmir’de kendi metromuzu kendimiz yapıyoruz, devlet bir kuruş yardım etmiyor. Bu açıdan baktığımızda da iktidarın farklı partide, yerelin de farklı partide olmasının olumsuzluğunu yaşıyoruz. Biz kendimiz hallediyoruz ama devlette İzmirli ’den aldığı verginin karşılığını, Kayseri’ye ne kadar yapıyorsa, Rize'ye ne kadar yapıyorsa buraya da yapması lazım. Sonra dönüp İzmir Belediyeleri çalışmıyor diyor. Senin yapman gereken metroyu belediye milyarlarca vererek kendi yapmaya çalışıyor. Bize körfezin kokusu diye sürekli söyledikleri şey mesela. Bak koku yüzde 95 kesildi, şu anda yok. Türkiye’nin hiçbir yerinde İzmir’deki temizleme ve arıtma sistemi yok. Bizim koku meselesini alıp da AK Partililerin bunu malzeme yapmasını doğru bulmuyorum. Bu konuda belediye başkanlarımız ellerinden geleni yapıyorlar. “ 

“Bu gemi artık batıyor” 

“Ülkede zam zam diyoruz ama bu aslında ülkeyi yönetenlerin ekonomik beceriksizliği. Bunlar zam değil dolaylı vergi. Kasa boşalıyor nasıl yapalım diyorlar, taşıt vergisini iki defa alalım, benzini artıralım. İnsanların alım gücü de azaldı, daha önce yarım kilo peynir alan bugün 100 gr. alıyor. Bazı şeyler tane ile alınır hale geldi. Burada esas olan devletin tasarruf etmesiyken, saraya her gün 15-20 milyon masraf yapılıyor. Vatandaşa kemerini sık demesi kolay, artık sıkacak bir şeyi de kalmadı. Mutfaktaki yangın ortada. Önümüzdeki süreçte bunları çözeceğiz. Yoksulluk sınırı 38 bine dayandı. ENAG’la, TÜİK arasında yüzde yüz fark da var. Maaşlar bankaya yatana kadar zaten değişim oluyor. Siz TÜİK’in verdiği sayılara göre zam veriyorsunuz. Şu anda emeklinin, asgari ücrete çalışanın iki yakasının bir araya gelmesinin imkânı yok.  Ülkede üretim artmadığı sürece, tarım işçisini desteklemediğiniz ve her şeyi ithal ettiğiniz sürece başarılı olmanız mümkün değil. Birçok şeyi dışarıdan alır hale geldik. Çiftçi ekse bir türlü ekmese bir türlü. Ekiyor ama zarara uğruyor. Bu gemi artık batıyor. Devlet memura, emekliye para vermek için durmadan para basıyor şu anda. Karşılığı olmadığı içinde bunun cari açığı yüksek. Kesin olan şey 21 yılda Türkiye’nin uğradığı tahribat inanılmaz boyutta. İnsanlar fedakârlık ederek, daha az gezer, daha az yer hale geldi” dedi.  

“Marjinal dediği köylü kadınlar...” 

Bayır, “Akbelen’de, Sayın Erdoğan’ın marjinal dediği insanları da gördüm ben, Şalvarlı köylü kadınlardı. Tayyip Bey’in bu tür laflarına çok alıştık biz. Kendisi gibi olmayanlar terörist de olabiliyor burada da marjinali kullanmış. Burayla ilgili asıl söylenmesi gereken; bir üniversiteye kömür çıkarmak için kurumun kendisine yazı yazılıyor. Biz burada kömür aramak istiyoruz diyorlar, uygun mudur diye. Ekipler gidip bir bakıyor ve sakın buraya girmeyin, ülkemize zarar verirsiniz diyorlar. Bu rapora rağmen beşli çetelerden birisi burayı alıyor. Bunlar doğru değil, elimizden yavaş yavaş bir şeyler hep alınıyor” diye konuştu.  

Editör: MELEKŞAH TUFANER