Ülkemizi derinden sarsan Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 şiddetinde bir deprem felaketinin üzerinden henüz 22 gün geçti. 

Kahramanmaraş… Hatay… Diyarbakır… Gaziantep… Kilis… Osmaniye… Adana… Şanlıurfa… Adıyaman… Malatya… Elazığ… Gürün (Sivas)… 50 bine ulaşan can kaybı…

Deprem de kaybettiğimiz canlara rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Depremden sağ kurtulup yaşam mücadelesi verenlerin de biran önce yaralarının sarılıp hayata tutunmaları sağlanmalı… Bu amaçla tüm ülke el birliği yapmış durumda…  

 Doğa ile yoldaş olmayı bilmeyen, bilinmezi bilim ile aydınlatmayı beceremeyen insan, cehaletin, aymazlığın ve açgözlülüğün altında kalmıştır.

Ülkemizin yarısı savaş alanına dönmüş adeta… Yüreğimiz yanıyor… .

Açgözlülüğün, sömürünün dini, dili, milliyeti, mezhebi ve partisi olmaz.

Ölüm şekillerimiz gözümüze sokuyor sınıfımızı…

Nasıl ve ne şekilde öldüğümüze bakarsanız hangi sınıfa ait olduğumuzu daha iyi anlarsınız.

Çok değil yakın zamanda Irak savaşı yaşadık. Ardından Suriye, Mısır, Ukrayna- Rusya savaşı birinci yılını doldurdu… Binlerce erkek,  çocuk, kadın,, at, kedi, kuş, köpek, ağaç vb nefes alan her canlının nefesini kestiler.
 

Bütün bu acılar ve ölümler yakın coğrafyalarda gerçekleşirken bizler sıcak evlerimizde televizyonların karşısında çiğdem çitleyerek, ölümleri seyrediyor, ah vah ediyorduk.

Ateş kendi ocağımıza düşene kadar kimsenin acısını kavrayamamak cehalettir ve cahil insan zalimdir.

 Savaş meydanlarında katledilen insanlar ile bile bile gelen bir depremde göçük altında katledilen insan aynı aymazlığın kurbanıdır.

 Suçluyu aramak için kafalarımızı göklere bakmak yerine aynalara bakmak belki de yeterli olacaktır. İnsan yanımızı hangi halının altına süpürdük?

Tabiat Ana sesleniyor, duymuyoruz… Barınaklarda köpeklerin kafalarını kürekle parçalıyorlar, görmüyoruz.

Ağaçlarımızı yakıyor, çocuklarımızın ırzına geçiyorlar bana mısın demiyoruz.

 Sınıfını bilmeyen insan, doğanın yol düşkünüdür diyerek sözcüklerimi sonlandırmadan evvel Albert Camus’un “İnsanı  savunuyorum çünkü düştüğünü gördüm…”  sözünü hatırlayalım istedim