Son Mühür- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), “Terörsüz Türkiye” başlığıyla yürütülen sürece ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu için hazırladığı kapsamlı raporu Meclis Başkanlığı’na iletti.

CHP’nin değerlendirme ve önerilerini içeren rapor, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir tarafından bugün saat 12.00’de TBMM Başkanlığı’na resmi olarak sunuldu.

CHP: Komisyonun oluşturulma biçimine rağmen sürece katıldık

Raporda, CHP’nin Kürt sorununa ilişkin geçmişten bugüne hazırladığı raporlar ve çözüm önerilerine dikkat çekilerek, parti tutumuna ilişkin şu ifadelere yer verildi:

“Cumhuriyet Halk Partisi, Kürt sorunuyla ilgili geniş kapsamlı raporları ve bu çerçevedeki çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaşan ilk parti olarak, komisyonun oluşturulma biçimini onaylamamasına rağmen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na katılmakta tereddüt göstermemiştir.”

“Komisyon kanunla kurulmalıydı”

CHP raporunda, komisyonun kanunla kurulmasının daha doğru bir yöntem olacağı belirtildi. Bu sayede hem çalışma usul ve esaslarının açıkça belirleneceği hem de komisyona davet edilecek kişilerin ifade özgürlüğü açısından güvence altına alınacağı ifade edildi. Mevcut yapının ise serbest tartışma ve şeffaflık açısından yetersiz kaldığı vurgulandı.

“Anti demokratik uygulamalar komisyona güveni zedeledi”

Raporda, komisyon çalışmaları süresince yaşanan bazı uygulamaların sürece olan güveni sarstığı belirtildi. Özellikle;

Barış Anneleri temsilcilerinin Kürtçe konuşmalarına izin verilmemesi,

Seçilmiş belediye başkanlarına yönelik yargı eliyle yürütülen siyasi operasyonlar,

Kayyım uygulamalarının sürdürülmesi gibi başlıklar anti demokratik uygulamalar olarak değerlendirildi.

“Kürt sorunu sadece terör meselesine indirgenemez”

CHP, komisyonun ilk toplantılarında egemen olan anlayışın Kürt sorununu yalnızca terör, silah bırakma ve eve dönüş çerçevesine sıkıştırdığını belirtti. Raporda, bu yaklaşımın sorunun toplumsal, siyasal ve hukuki boyutlarını dışladığı vurgulandı.

Sivil toplum ve uzmanların katkısı sınırlı kaldı

Raporda, çatışma çözümü alanında çalışan sivil toplum kuruluşları ve uzmanların komisyona yalnızca tek seferlik katkı sunabildiği belirtildi.

Bu kesimlerin sürece düzenli ve etkin katılımını sağlayacak mekanizmaların kurulmamış olmasının, sürecin toplumsallaşmasının önünde engel oluşturduğu ifade edildi.

AYM ve AİHM kararlarının uygulanmaması eleştirisi

CHP raporunda, hukuki uygulamalara yönelik eleştiriler geniş yer buldu. Buna göre;

Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’nda açıklama yapmasına izin verilmemesi,

Hasta tutuklularla ilgili adım atılmaması,

Kent uzlaşısı davaları ve tutuklulukların sürmesi,

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmaması,

hukuk devleti ilkesine aykırı uygulamalar olarak sıralandı.

“Demokrasi ve hukuk 86 milyonun ortak ihtiyacıdır”

Raporda, demokratikleşme ve eşit yurttaşlık vurgusu öne çıktı. CHP, ifade özgürlüğünün sınırlandığı, gazetecilerin, aydınların ve sivil toplum temsilcilerinin siyasi gerekçelerle tutuklandığı bir ortamda toplumsal barışın sağlanamayacağını belirtti.

“Türkiye’de anayasasızlaştırma süreci işletiliyor”

CHP, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM kararlarının sistematik biçimde uygulanmamasını “anayasasızlaştırma süreci” olarak nitelendirdi.

Raporda, tek adam rejiminin anayasal sınırları zorladığı ve bunun idare ile yargı makamlarına da sirayet ettiği savunuldu.

İkili hukuk sistemi eleştirisi

Raporda, Türkiye’de fiilen iki ayrı hukuk sisteminin oluştuğu ifade edildi. Bunlar;

Cezasızlıkla korunan “makbul vatandaş” hukuku

Hak arayan ve muhalif kesimlere uygulanan baskıcı hukuk olarak tanımlandı. Bu sistemin öğrencilerden işçilere, kadınlardan Cumartesi Anneleri’ne kadar geniş bir kesimi mağdur ettiği belirtildi.

“Sorun anayasa değil, anayasanın uygulanmaması”

CHP’ye göre Türkiye’de yaşanan adaletsizliklerin temel nedeni mevcut Anayasa değil, Anayasa’nın uygulanmaması ve yargıya siyasi müdahale. Raporda, yeni anayasa tartışmalarından önce yürürlükteki hukuka uyulmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

CHP’den demokratikleşme ve toplumsal barış çağrısı

Raporda son olarak, CHP’nin 12 Ağustos 2025’te yayımladığı ve 29 başlıktan oluşan Demokratikleşme Paketi hatırlatıldı.

Bu paketin, toplumun sürece ve TBMM’nin sorun çözme kapasitesine duyduğu güveni artırmayı amaçladığı belirtilirken, kalıcı çözümün ancak demokrasi, hukuk devleti ve eşit yurttaşlık temelinde mümkün olacağı vurgulandı.

Muhabir: Ebru Asitan