Son Mühür Haber Merkezi/Melekşah Tufaner Son Mühür ekranlarında yayınlanan “Gün Başlıyor” ekranının konuğu CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’ydu.
2023 Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonuçlarını değerlendiren CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, “Seçimi değerlendirdiğimiz de CHP’ nin aldığı oy oranı anketlerde görünen şekilde sonuçlandı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun oyu da üç aşağı beş yukarı benzer şekilde sonuçlandı. Burada bir diğer ittifakın olması, son düzlükte Muharrem Bey’in çekilmesi, kalması vs. gibi şeyler anketlerde son ana kadar doğru sonucu çok elde edememizde vesileydi. Şimdi sekiz sekiz milletvekilinin çıkacağı gibi ön görümüz vardı. Milliyetçi Hareket Parti’si on beş, yirmi bin oy eksik kalır İYİ Parti on beş, yirmi bin eksik oy alsaydı CHP sekizleri çıkarmış olurdu. Sistemdeki dağılımla ilgili son milletvekillikleri iki bölgede de birkaç bin oyla belli olur. Genel itibariyle Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’de 63 küsur gibi bir oy aldı İzmir’den bu güçlü bir oy. Recep Tayyip Erdoğan bu oyu sadece Rize’de alabildi. Rize küçük ve aynı yerden gelen insanların şehridir. Aynı oyu İzmir gibi metropolden aldı Kemal Kılıçdaroğlu. Yaklaşık 5 milyona yakın nüfusu olan bir şehir İzmir. Erdoğan’a istemiyoruz diyenler yüzde 68,7. Şehirde çoğunlukla biz Erdoğan’ı istemiyoruz tepkisi büyüdü, bu yüzden seçimin ertesi günü birçok yere bu şehir yüzde 68,7 ile Erdoğan’ın devam etmesini istemiyor dedik. Seçimden sonra Tunç Bey’le bir durum değerlendirmesi yapıp, İzmir İl Yönetim Kurulu Başkanları, milletvekilleri, İlçe Belediye Başkanlarımız ile bir değerlendirme yaptık. Türkiye’de ilk defa ikinci tur seçimiyle karşılaşıyoruz. Seçim sonrası 12 günlük bir çalışma süresi vardı 10 gününü geride bıraktık. Son iki günün çalışması içerisindeyiz. Hızla karar alıp hızla yürümek gerekiyor. Kimse seçimin uzama ihtimalini düşünmedi ya da buna hazırlıklı değildik. İlk turda biteceğini düşünüyorduk. Herkes ilk turda bitirmeye odaklanmış durumdaydı” dedi.
“2023 seçimleri yalan dolanla hatırlanacak”
Aslanoğlu, “Ekonomi ya da ekonomiye ilişkin vaatleriniz metropollerde daha çok yankı bulur. Birçok ülke için denize açılan liman şehirleri yani dışarıyla bağlantılı olan şehirlerin her zaman yeniliğe daha yatkın olur. Ülkenin iç kısımları dış dünyayla bağlantısı zayıf olan şehirler ise yeniliğe daha kapalı olur. Bu biz de böyle de Amerika’da çok mu farklı dersek hayır Amerika’nın da iç yerlerine gittiğinizde daha tutucudurlar. Bu bir sosyolojik gerçek. Bizde batı bölgelerinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun oyları çok yüksek. Sadece bu oyla yüzde 50,1 için yeterli olmadı. Ama bu karşı taraf içinde geçerli olmadı ve ikinci turda yepyeni bir seçimle karşı karşıyayız. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu vaatleri alanlar kadar iç bölgelerde de biz soğana memleketi vermeyiz gibi şeylerin tuttuğunu görüyoruz. Aslında tutanın en büyük etkisi kaset skandalıydı. Bu bir çamur siyaseti. 2023 seçimleri nasıl hatırlanacaktır dersek buna on yıl ya da yirmi yıl sonra da baktığımızda en iğrenç seçimler olarak hatırlanacaktır. Yalanın dolanın kaset skandalının, sahte montajla hatırlanacak. Bugüne kadar bir partinin genel başkanından montaj siyaseti görmemiştik. Bu tip şeyleri suç içleri bakanından beklerdik ama onun kaset, montaj, küfür, hakaret şeyleri olabilirdi ama cumhurbaşkanının çıkıp bir mitingde montaj kaset yayınlayıp göz göre milyonlara izleteceğini, canlı yayınmış gibi yayacağını, televizyonlardan milyonlara izlettireceğini ön görmezdik. Bu Türkiye siyaseti için büyük ayıp olmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kandil’le fotoğrafı olmadığını hepimiz biliyoruz onlar da biliyor” diye ifade etti.
“Montaj suçtur”
“Farklı görüntüleri birbirinin içine katarak birilerinin haysiyetiyle oynamak suçtur. Montajlı kaseti yayınlamaya çalışmak, dağıtmak suçtur. Bunu cumhurbaşkanı yapıyor diye suç olmaktan çıkmıyor, ona böyle bir hak vermiyor. O yüzden cumhurbaşkanlığı ve AK Parti’nin bu utanmazlığı gözler önüne sermek, dikkat çekmek için AK Parti İl Bina’larına çelenk bırakmak istedik. Polisler itiraz ettiler vs. ben onlara bir hafta önce kucaklaştık bunu siyasetle ilgisi yok dedim. Siyasette zannediyoruz ki ya birbirimize bir şey söylemeyeceğiz ya da kavga edeceğiz. Neden böyle bir şey olsun. Bizler yanlış gördüğümüz şeylere bu yanlış diyeceğiz. Bu bizim işi şiddete vardırmamıza sebep değil. Tabi ki saygıyı koruyacağız ama onlarla aynı şeyleri düşünen insanlar değiliz. Biz İzmirliyiz, İzmir’de iki aktör partinin İl Başkanlarıyız. Tabi ki yan yana geliriz başka şeyler konuşuruz. Yan yana geldiğimizde birbirimiz eleştiririz. AK Parti İl Başkanı Bilal Bey televizyonlar aracılığıyla eleştirilerini iletir. Bunlar çok normal asıl Bilal Bey’in bizi eleştirmiyor olması garip olur biz farklı partiyiz. Bu Bilal Bey’e saygısızlık yapmamızı gerektiren şeyler değil.”
“İzmir Erdoğan’ı istemiyor”
Aslanoğlu, “Mahmut Atilla Kaya muhtemelen İzmir’de yaşamıyor. İzmir yüzde 68,7 ile Erdoğan gitsin demiş Atilla abi yok yüzde 32’si kalsın diyor dedi. İzmirli eze eze Erdoğan gitsin dedi. Aslanoğlu, “Tencere kaynamıyor işini bu seçimde unutturan montaj var, PKK var, o var, bu var, Kılıçdaroğlu oydu şuydu derken bizimde zamanımızı çalan, vatandaşa acaba dedirten sonuçta koskoca cumhurbaşkanı bunu diyor. Vatandaşta acaba böyle şeyler olabilir mi algısı oldu. Bunlar savaş gemilerine karşı çıkıyorlar falan. Aslında ben Bilal Bey’e dedim biz savaş gemisi istemiyoruz demedik ki diye. AK Parti İl başkanı çağrı yaparak dedi ki CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nu gemiyi ziyarete davet ediyorum. Ben de babanın gemisi mi, AK Parti’nin gemisi mi o dedim. O milletin gemisi beni bir vali, komutan çağırıyorsa olur siz neden çağırıyorsunuz? Bu sizin partinizin gemisi değil ki. Zaten ülkenin çivisini böyle çıkardınız. Vali İzmir’i temsil eden bir makam. Savaş gemisi tüm partilerin gemisi oyunu kime vermiş olursa olsun onların. Gemi getirip bunu seçim malzemesi haline getirmek utanç vericidir. Gemi getirip oy toplamak falan mesela bunun TOGG’la da alakası yok. Mesela İHA, SİHA diyoruz bunu neden sadece Erdoğan’ın damadı yapıyor da başkaları yapamıyor? Bırakın onlarda yapsınlar. Ülkede rekabet olsun dünyayla yarışır hale gelelim, bu sizi neden rahatsız ediyor? Neyi toplumdan gizliyorsunuz? Bu arada Bayraktar yapmasın demiyoruz damadı da yapsın ama başkası da yapsın” dedi.
Aslanoğlu: “Mecliste neden yemin töreni yapmıyorsunuz?”
“Dün akşam dört gibi tüm vekillerimiz mazbatalarını aldılar. Bu tür seçimlerden sonra mazbata ilk bir hafta içinde teslim olur. Hemen ikinci haftanın ilk zamanları dayemin töreni olur. Neden korkuyorsunuz ve yemin töreni yapmıyorsunuz? Meclisin şu ana kadar çoktan toplanmış olması lazımdı. Bugüne kadar seçimlerden geriye dönün ilk bir haftada tamamlanmıştır her şey. İkinci haftanın başında da yemin töreni yapılmıştır. Bazı milletvekillerinin yemin etmeyeceğinden mi korkuyorsunuz? HÜDA PAR mı sizi korkutuyor? Hem milletvekili yaptılar hem de sizi korkutuyorlar mı? Bunu göreceğiz. Bakanların vekil olması da dokunulmazlık lazımdı tabii. Bakanlar zaten kırk gündür bakanlık yapmıyor seçim çalışması yapıyorlar. Spor Bakanı nerede mesela Türkiye’nin her yerini gezerek seçim çalışması mı yapıyor? Bakanlıkla ilgili spor kulüplerini kullanarak propaganda mı yapıyor yoksa. Sadece bakanlık bütçesiyle seçim yürütüyorlar. Hiç utanmadan seçim arabalarını götürüp devlet kurumlarına park ediyorlar. Spor bakanı gitti vergi binasına kendi adaylık resmini astı. Yüzleri de kızarmadı.”
Oğan ve Özdağ’ın seçime etkisi
“Bütün seçmeni hiçbir kimsenin partiye kaydırması mümkün değildir. Bu Erdoğan Bey ve Kemal Bey içinde geçerli değildir. Buradaki ana tartışma konusu da şu bir başka şeyi seçme noktasına gitmiyorlar. Sinan Oğan seçim dönemi boyunca dönüp geldi bu AK Parti olmaz, HÜDA PAR şöyledir, Türk Milliyetçileri HÜDA PAR’la yan yana olmaz şimdi gördük kamera görüntülerini. İnsanda biraz utanma, arlanma olur. Toplumun karşısına çıkmaz için yüz kızarması olur. Hiçbir Türk vatandaşının buna prim vereceğini sanmıyorum. Fikirlerini satan birini kimse lider olarak görmez.”
“İnsanlar umutlanmak istiyor”
“İlk seçim kampanyası süresince bunun ikinci tura kalacağını düşünüyorduk. Ama son anketleler yayınlanınca falan ilk turda bitebileceği hissiyatı hepimizde oluştu. İnsanlar umutlanmak istiyor çünkü. Gençler, kadınlarda umutsuzluk var. İnsanlar böyle devam ederse Erdoğan kazanırsa Dolar, Euro kaç olur diyor. Çünkü bu ekonominin gerçek olmadığını herkes biliyor. Kur korumalı mevduat diye bir şey uydurdunuz. Üç beş tane insana verdiğiniz para, tarıma bir yılda yatırdığınız paranın beş katı. Oysa biz burada diyoruz ki soğan pahalı, domates pahalı. Bundan dört beş yıl önce bu millet Pazar gittiğinde üç kilo, beş kilo domates alıyordu buralarda kimsenin aklından geçmezdi gramla almak. Şuan Kemalpaşa pazarında dilim karpuz var. Pazarda da insanlar üç beş tane ile alıyor. O yüzden bunların utanmaları gerektiğini düşünüyorum. “
“Referanduma gidiyoruz”
Aslanoğlu, “Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun yayın talebine şöhret olmak istiyor demesi falan. İnsanların buna inanmalarını bekliyor bu siyasetçiler. Kemal Kılıçdaroğlu ana muhalefet partisi lideri çok uzun zamandır. Bugüne kadar da milyonlarca kez televizyona çıkmıştır. Herkeste Kemal Kılıçdaroğlu’nu tanıyordur. Bugüne kadar daha kim tanıyacak. Emin olsunlar Kılıçdaroğlu’nu bu ülkenin bütün varlıkları tanır. Sadece şöyle bir fark var bu ülkenin bütün varlıkları müthiş ıstırap içindeler. Keşke seni tanımasaydım diyorlar asıl. Tek adam rejimi bu rejim. Ne bakanların ne meclisin yetkisi var. Şimdi bir referanduma gidiyoruz. Halk soracaktır ben 20 yıllık iktidardan memnun muyum, çocuğum mutlu mu diye. Cebimdeki parayla istediğim gibi gidip alışveriş yapabilir miyim? Geçen sene aldığım ayakkabıyı, domatesi yine aynı şekilde alabiliyor muyum diye soruyordur halk” diye konuştu.
