Prof.Dr.Doğan Yaşar’dan korkutan uyarı

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Doğan Yaşar Son Mühür Tv’de Ayşegül Koç’un konuğu oldu. Yaşar, uzun süredir İzmir’in ana gündem konusu olan Körfez’deki kötü kokuyla ilgili yaptığı açıklamada, ‘bu yaz kötü kokuya mahkumuz’ vurgusu yaptı


Son Mühür Tv’de Ayşegül Koç’un sunduğu ‘Gün Başlıyor’ programının konuğu Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Doğan Yaşar’dı. Körfez’deki kötü kokunun nedenleri ve bundan sonra neler yapılması gerektiğiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Doğan Yaşar, son 20 yılın en kötü dönemlerinden birini yaşadığımıza işaret etti. Önümüzdeki haftanın Dünya Çevre Haftası olduğunu işaret eden Doğan Yaşar şunları söyledi…
SON 20 YILIN EN KÖTÜ DÖNEMİ
Şimdi içinde bulunduğumuz hafta dünya çevre haftası. Yani 5 Haziranda kutlanacak ama 1-7 Haziran arası normalde kutlanır. Bütün bu çevre haftasında hep bi temizlikten daha güzel, daha yeşil bir dünyadan bahsedilir ama her nedense bir türlü o şeye ulaşamıyoruz, istenen olaya ulaşamıyoruz. Bir şekilde engelleniyoruz Kokuyor İzmir belki de son 20 yılın sanırım en kötü zamanlarından birini yaşıyoruz son 20 yılın diyebilirim. 
PİRİŞTİNA’NIN ÖLÜMÜNDEN SONRA HER ŞEY DURDU
Yani 2002’de arıtma tesisleri kuruldu İzmir’de Çiğli’de biyolojik arıtma çok güzel çalışıyordu ama sonradan mavileşti 2002 yılındaki körfez, 2004 yılında Piriştina’nin ölümünden sonra bir anda durdu her şey. Mavileşme de durdu ve 2005 yılında basına bakarsanız şöyle yazar: Körfez yeniden geriye dönüşe başladı, yeniden kirlenmeye başladı. Ve günümüze geldiğimizde gerçekten hoş değil körfez iyice kirlendi bunun nedeni tabi fabrika atıkları. Bunlar hiç arıtılmadan artık verilmeye başlandı sanırım 2005’den sonra Piriştina döneminde çalıştırıyordu herkes tesisleri ama Piriştina öldükten sonra her şey bitti yeniden kirlilik başlandı. 
ARAP ÇAYI’NDAN ÇOK CİDDİ KİRLİLİK GELİYOR
Evet yine çalışıyor ama iç körfezden hala daha Arap çayından Bornova’ya çok ciddi anlamda kirlilik geliyor. Daha geçen gün belediyenin bir açıklaması vardı. Dediler ki: 80 bin kamyon pislik aldık derelerden. Evet tamam iyi güzel yaptınız da bu pislik nereden geldi derelere? Yani daha önce derelerde pislik yoktu ben 66 yılında geldim İzmir’e Yeşildere de yüzülür. Yeşildere de balık tutulurdu. Bayraklı’da denize girilirdi 67 lerde düşünün o kadar temizdi. Peki şimdi bu 80 bin kamyon pisliği kim attı? Doğa atmıyor çünkü doğa kirletmez kesinlikle e biz atıyoruz atanlar belli.
KÖRFEZ’DE YÜZÜLEMEZ!
 Fabrikalar şunlar bunlar eeee engelleyelim onları, onları engellemen hiçbir şart altında körfezde yüzülemez öyle bir opsiyon yok. Daha yapılması gereken bazı şeyler var körfezde ama ön şart önce derelerden gelen pis suyun engellenip arıtılarak verilmesi lazım. Arkadan çok ciddi bilimsel bir yanlış yapıldı dere halkları betonlandı. Bu bilimsel, doğa katliamı bu çünkü dereler dediğiniz zaman bunlar kılcal damarlar yaşamın kılcal damarları bu dereler. Şimdi denizlerde tutulan balıkların yüzde 70’i bu dere ağlarında tutulur yüzde 95’i çünkü derelerden oraya sürekli besin gelir besin gelir. Bizim çamur olarak gördüğümüz şey aslında besindir. 20 milyar ton gibi bir besin denizlere gelir ve yaşamın temelini oluşturur bunlar. E siz şimdi orayı betonluyorsunuz e şimdi nasıl gelecek bunlar yani denizin tabanını nasıl sıyıracak su sıyıramayacak. Ortamın nefes almasını kestiniz nefes alıyoruz çünkü toprakla su arasında e siz onu da kestiniz tamamen kestiniz. Sonuçta koku da dedik zaten doğayı kokutursunuz şu anda. 


BÖYLE KURAKLIK GÖRMEDİM BEN
Son 20 yılın en kötü zamanları bu zamana kadar böyle bir kuraklık görmedim ben İzmir’de- [x] Tahminlerimizin ötesinde çıktı 2020 sonrasında çok ciddi bir kuraklık gelecek çok şiddetli bir soğuma gelecek evet 2021 Mart ayında başladı 0.7 derece gibi bir şeyde Mart ayının en soğuk Mart ayını yaşamıştık biz 2021 Martında. Soğuk olunca ne oldu soğuk olunca yağmur yağmadı. Soğuyunca yağmaz hani küresel ısınma küresel kuraklık diye bir laf var ya. Kuraklık başlayınca barajlar boşaldı. Biz enerjinin yüzde 26’sını barajlardan bedavaya alırız. Su kalmayınca yüzde 16’lara düştü bizim bu enerji olayı. Peki ne yaptık biz bu yüzde 16 lık payı parayla kömür doğalgaz alarak paraya çevirdik. Bir tek biz değil bütün dünya bunu yapıyor ama birden boşalınca bütün dünya kömür doğalgaza geçtik. G20 ülkelerinin son 2 yılda enerji harcadıkları 658 milyar dolar ve bunun 300 milyarı kömür Yani kuraklık başladı önce enerjide bir krize girdik hemen ardından tarımda girdik. Bütün tarım ürünleri bir anda zamlanıp azaldı piyasadan. Bunlar hem tarım hem de enerji bozulunca dünyadaki kuraklık 2 sini birden getirir. Ve şu anda şiddetlendi neden daha çok şiddetlendi çünkü bu Mart ayı Türkiye ortalamasının -3.7 derece altında oldu sıcaklık o kadar soğuk oldu ki Mart ayı sonuçta damla yağmıyor. 
ENFLASYONUN NEDENİ DE BU
Nasıl damla yağmıyor mesela ben size şimdi şeyi veriyim özellikle Marmara ve Ege’nin çok şiddetli bir kuraklığı var şu anda örneğin Ocak ayında yüzde 19 eksik yağdı Ege’de Şubat ayında yüzde 8 fazlamız vardı Mart ayında yüzde 36 eksik yağdı Nisan ayında yüzde 61 eksik yağdı diğer aylarda ise yüzde 65-66 eksik yağdı. Müthiş bir kuraklık bu sonuçta bütün fiyatlar aldı başını gidiyor Dünya tarım endeksi bu Mart ayında tüm zamanların rekorunu kırdı. Hani dünyada enflasyon var ya bütün ülkelerde bunun nedeni bu tarım! Tarımdan kaynaklanan bir enflasyon bu. Çok az enerji ekleniyor buna bizde olay çok daha farklı tabi. Ve o kadar havalar kurak geçtiği için damla düşmedi şu 3 ayda  hakikaten yağmur yağmıyor İzmir’e bu sefer derelerden gelen bu pislik sıkıştı kaldı. Toprağın altı da beton olduğu için sıkıştı kaldı. Bunun sonucunda bu muazzam koku her geçen zaman daha da artıyor. Bu kokunun nedeni aslında biz insanlarız doğa falan değil! Çünkü dediğim gibi 66’lı yıllarda biz yüzüyorduk balık avlıyorduk temizdi buralar yani. Biz şu anda 80 bin kamyon pislik attık diye seviniyoruz. Yani bunu şey olarak söylemiyorum yani gereksiz eleştiri falan. Nereden geldi bu pislik geldiği yer belli gidelim oraya  bir şey yapalım. 40-50 tane çevre mühendisi arkadaşı İstanbul’da. Bunlar 7-24 baksınlar dolayısıyla da örnek alsınlar

Editör: TE Bilişim