
Su, insanlık tarihi boyunca en önemli yaşam kaynaklarından biri olmuştur. Teknoloji, şehirleşme ve iklim değişimi, günümüzde birçok ülke için içilebilir temiz su bulmayı zorlaştırıyor. Türkiye birçok zengin su kaynağına sahip lakin düzensiz kullanım kırmızı alamları devreye sokuyor. Tehlikede olan şehirler listesinde İzmir de var. İklim bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar hem içme sularında tehlike olup olmadığı hem de İzmir'deki su kaynakları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
İzmir suyuna sahip çıkıyor mu?

İzmir, su kaynağı bakımından zengin şehirlerden biri, Lakin hızlı büyüme ve düzensiz, aşırı kullanım su kaynaklarını tehlileye sokuyor. Örneğin Tahtalı barajı 2008 sonrası %29,4 lük seviyeyle son 16 yılın en düşük seviyesini gördü. İzmirin Güney kesiminin içme suyu tahtalı barajından alıyor. Kuzey bölümü ise sularını çoğunlukla yeraltından karşılıyor. Yaşar ''Suyu yanlış kullanıyoruz'' dedi. İzmirde toplam 35 baraj bulunmakta ve bunlar da Tahtalı barajı ile aynı kaderi yaşamaya doğu gidiyor.
Tahtalı Barajı 2021 yılında %75 doluyken, İzmirin %55'lik suyunun yeraltından çekilmesi büyük bir hata olmuştu. Bu değer günde yaklaşık 650 bin m2'tü ve bunun 350 bin m2'ünün yeraltından karşılanıyor olması, büyük bir riski de tetikliyordu. Yaşar'a göre Tahtalı barajı kullanılmalıydı. Sadece tahtalıdan kullanılması bile İzmir'in 1,5 yıllık suyunu karşılıyordu. Yaşar ''Yüzey suları kullanılması bu durumlarda daha mantıklı çünkü yeraltı suları zaten rezerv olarak bekliyor'' açıklaması yaptı.

Su kullanımı ile ilgili Türkiye genelinde bilgisizlik olduğu verilerde karşımıza çıkıyor. Uzmanlar önce yer üstü sonra yer altı sularının kullanılması gerektiğini savunuyor. 2022 de Tahtalı barajı %68 doluluk oranındayken 2023'te %42'ye geriledi. 2024'te ise %29'u görerek çok ciddi bir düşüş yaşandığı görüldü. 2023'te yağış fazlalığı umut verse de kurakılık her geçen gün kendini belli ediyor. Yaşar '' Yüzey suları kullanılsaydı sonuç farklı olurdu'' diyerek su kulanımının önemini bir kez daha vurguladı.
Su kullanımı hakkında yanlış kullanım konusunun üzerinde duran Yaşar, baraj suları dururken ısrarla yeraltı sularının kullanılmasını eleştirdi. Manisada ki Gölmarmara'nın kuruma eşiğinde olması, İzmir ve Manisa da obruklar oluşmaya başlaması gibi tehlikelerin başladığını belirtti.
Önlem ise sanılandan daha basit. Tarım'da kullanılacak olan su barajlardan tedarik edilmeli, baraj suyu kapalı ortamlardan getirilmeli, tarımda akış suyu yerine damlama yöntemi kullanılması. Bu yöntemle hem erezyon önlenmesi hem de su tasarrufu sağlanmış olacak. Bu da azımsanacak değil %65'lik bir oran. Bu durum tarımdan alınacak verimi etkileyecek. Yaşar ''Türkiye suyun %79'unu vahşi sulamada kullanıyor'' açıklaması yaptı. Vahşi sulama ise suyun hiçbir konrol görmeden öylece tarlaya bırakma anlamına geliyor. Bu durumda çiftçi su kullanımı konusunda bilgilendirilmeli.
Musluk suyu sağlığa zararlı mı?

Musluk suyu kullanımı birçok kişinin tartışma konusudur. Büyük çoğunluk sudan gelen koku ve kötü tadı yüzünden musluk suyunu sağlıksız bulur. Prof. Dr. Doğan Yaşar '' Musluk suyunun sağlığa herhangi bir zarar yoktur'' açıklaması yaptı. İzmir içme sularında bir sorun olmadığını belirtti. 2008 yılında bir arsenik sorununun çıkmasıyla birlikte musluk suyu zehirli diye bir şehir efsanesi çıkmış ve o dönemde su tüketimine dair birçok görüş ortaya atılmış.
Daha sonraki süreçte Dünya sağlık örgütü meterküpü 50 ppm olan arsenik değerlerini 10 ppm'ye düşürünce İzmirde yine su sorunu başlamıştır. Yaşar ''Sorun yaşandı çünkü çok derin kuyulardan çıkan sularda arsenik değeri yüksek çıktı'' ifadesini kullandı. O dönemde arsenik değerinin yüksek olmasına karşın Belediye tarafından arsenik arıtma tesisleri yapıldı birkaç ay çalışmadan sonra durdu. Farklı su kaynaklarına yönlenilmesiyle musluk suyu kullanımı tekrar devam etti. Yaşar ''Musluktan gelen sular barajlardan geldiği için içilmesinde bir sorun yok; herhangi bir problem olması durumunda İZSU uyarıda bulunur'' ifadesini kullandı. Çevre bakanlığının da düzenli örnek aldığını belirten yaşar gerekli analizlerin yapıldığını vurguladı.
Günümüzde hala musluk suyu kullanımı tartışılmakta. Özellikle tat ve koku, suyu içilmez yapıyor diyor vatandaş, Yaşar ise durumu 2008 yılında çıkan arsenik vakkasının psikolojik olarak insanlar çok etkilediğini savunuyor. Yüzey sularından gelen sular zarar vermediği, baraj sularının temiz olduğu diğer iklimbilimciler tarafından da destekleniyor. Kendisinin de sürekli musluk suyu tükettiğini söyleyen Yaşar vatandaşların gönül rahatlığıyla musluk suyu kullanabileceklerini söylüyor.





