Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Kenan Kalı, sağlık turizminde başarının devlet politikası olarak ele alınması gerektiğini vurguladı ve bu alanda hizmetlerin entegre bir şekilde sunulması gerektiğini dile getirdi. 

"İzmir ölümün giremediği bir yere sahip"

Ege ve İzmir'in tarihi mirasını da vurgulayan Kalı, Bergama'daki 2 bin 500 yıllık Asklepion'un dünyanın sağlık başkenti olarak bilindiğini ve İzmir'in sağlık turizmi kimliğiyle ön plana çıktığını belirtti. İzmir'in 9 tıp fakültesi ve gelişmiş sağlık altyapısıyla önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen Kalı, ancak yatak kapasitesi ve tesis adedi konusunda eksiklikler olduğunu da dile getirdi. Kalı, “Bergama'da bulunan 2 bin 500 yıllık hastane olan Asklepion, ölümün giremediği yer olarak bilinir. Geçmişe bağlı olmanın bugünümüz için çok önemli olduğunun da farkındayız. Bu nedenle 1960'lı yıllarda yolculuğa başlayan ve İzmir'in ilk Türkiye'nin ikinci özel hastanesi olan Ege Sağlık hastanesini devraldık. Biz sadece Özel Sağlık Hastanesi'nin mirasını değil, bu toprakların mirasını da aldığımıza inanıyoruz. Antalya deniz güneş kum turizminde, İstanbul kongre turizminde, Konya inanç turizminde tanınırken İzmir ise sağlık turizmi kimliğiyle öne çıkıyor. Turizm çok önemli bir sektör. Cari açığı kapatan, diğer sektörleri de besleyen çok önemli bir iş kolu” diye konuştu.

"İzmir'de altyapı güçlü, kapasite yetersiz!"

Kalı, İzmir'e duyduğu güveni ve şehrin sağlık turizmi açısından geleceğine olan inancını vurgulayarak, bu tür turizmin kentin altyapısını geliştireceğini, nitelikli hekimlerin çekim merkezi olacağını ve ekonomik faydalarının sadece turizm sektörüyle sınırlı kalmayacağını dile getirdi. Kalı, “İzmir sağlık altyapısı olarak çok güçlü olmasına rağmen yatak kapasitesi ve tesis adedi olarak yetersiz. İzmir 9 tane tıp fakültesi var, çok değerli hocalarımız var. Hastanelerimizin inanılmaz teknolojileri var. Bu iş hekimlerin ve sağlık turizmi merkezlerinin tek başına yapabileceği bir iş değil. Sağlık turizmi denince Turizm Bakanlığı'ndan ayrı düşünmemek gerekir. Çünkü Turizm Bakanlığı bize bu konuda yol gösterir, Dünyaya bizi tanıtır. Bu sürecin içinde Bakanlığın aktif olarak dahil olmasını ve sağlık turizmi merkezlerini desteklemesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

"Sağlık turizminin İzmir için teşvike ihtiyacı var"

Sağlık turizminin teşvik edilmesi gerektiğini ancak bu süreçte titizlikle hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Kalı, İzmir'in doğru rotada ilerlediğini ve sağlık turizminin parlayan yıldızı olabileceğini belirtti. Dr. Kenan Kalı, sözlerini şöyle sonlandırdı: “ Sağlık turizminin İzmirliye de çok faydası var. Buna sadece otel, restoran, taksici olarak bakmamak lazım. Sağlık turizmi kentin sağlık altyapısını da geliştirir. Yeni tesisler yapılır, nitelikli ve yetenekli hekimler de İzmir'e gelir. İnsanlar da bu imkanlardan faydalanır. Bir diğer konu da teşvik belgelerinin verilmesinde seçici olunmalı. Çünkü rekabet nedeniyle fiyatlar aşağı düşmeye başladı. Herkes sağlık turizmi yapmak zorunda değil. Binlerce doğru tedavi yaparsınız ama bir tane yanlış yaparsanız orada tepkiyle karşılanır. Bu nedenle bizim hata yapma şansımız yok. İzmir olarak doğru rotada gidiyoruz. İzmir sağlık turizminin parlayan yıldızı olmaya aday bir şehir”

Muhabir: Veli Uslu