Muazzez Akkaya Giray: Mona Roza’nın ilham perisi... Türk edebiyatının unutulmaz eserlerinden “Mona Roza” şiirinin ilham kaynağı Muazzez Akkaya Giray, 6 Haziran günü 95 yaşında İstanbul’daki evinde vefat etti. Safra kesesi kanseriyle mücadele eden Giray’ın ölümü, edebiyatseverleri yasa boğdu. Sezai Karakoç’un platonik aşkına ithaf ettiği, Cemal Süreya’nın ise soyadından bir harf eksilttiği söylenen Giray, hem hayat hikayesi hem de edebiyattaki özel yeriyle anılıyor.

Muazzez Akkaya Giray’ın cenazesi, 9 Haziran Pazartesi günü Fenerbahçe Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilecek. Onun vefatı, yalnızca bir bireyin kaybı değil, aynı zamanda Türk şiirinde derin izler bırakan bir aşk hikayesinin son perdesi olarak değerlendiriliyor. Peki, Muazzez Akkaya Giray kimdi, neden öldü ve gerçekten “Mona Roza” o muydu?

Muazzez Akkaya Giray Sezai Karakoc

Muazzez Akkaya Giray kimdir?

Muazzez Akkaya Giray, 1930 yılında Sakarya’nın Geyve ilçesinde doğdu. Hamid Akkaya ve Fitnat Hanım’ın kızı olarak köklü bir ailede büyüyen Giray, 1948’de Kandilli Kız Lisesi’ni pekiyi dereceyle tamamladı. 1949’da Ankara’daki Mülkiye Mektebi’nin Maliye Bölümü’ne giren Giray, burada Sezai Karakoç ve Cemal Süreya gibi Türk edebiyatının iki deviyle sınıf arkadaşı oldu. 1954’te Mülkiye’den ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Giray, Hazine avukatı olarak uzun yıllar çalıştı. 1958’de Orhan Giray ile evlenen Muazzez Akkaya, bu evlilikten Ayşegül, Ela, İhsan ve Özgür adında dört çocuk sahibi oldu. Mütevazı ve zarif kişiliğiyle bilinen Giray, kamuoyunda fazla görünmemeyi tercih etse de, edebiyat çevrelerinde “Mona Roza”nın ilham perisi olarak tanındı.

Neden öldü?

Muazzez Akkaya Giray, yaklaşık bir yıl önce teşhis edilen safra kesesi kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. İstanbul’daki evinde tedavi sürecini geçiren Giray, 6 Haziran günü 95 yaşında vefat etti. Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Giray’ın sağlık durumu son dönemde ağırlaşmıştı. Vefatından önce bir süre hastanede tedavi gören Giray, son günlerini evinde geçirdi. Ölümü, ailesini, dostlarını ve edebiyat dünyasını derinden üzdü. Cenaze töreni için hazırlıklar devam ederken, sevenleri Giray’ı anmak için sosyal medyada duygusal mesajlar paylaştı.

Mona Roza o muydu?

Muazzez Akkaya Giray, Sezai Karakoç’un 1950’lerde yazdığı “Mona Roza” şiirinin ilham kaynağı olarak kabul ediliyor. Şiirin her kıtasının baş harfleri, “Muazzez Akkayam” ismini oluşturacak şekilde akrostiş içeriyor, bu da şiirin Giray’a yazıldığını doğrulayan en güçlü kanıt. Karakoç’un Mülkiye yıllarında yaşadığı platonik aşkın ürünü olan “Mona Roza”, Türk edebiyatının en hüzünlü ve estetik eserlerinden biri. Giray, 2013’te Habertürk’e verdiği röportajda, şiirin kendisine yazıldığını bildiğini, ancak bunun “gençliğin verdiği heyecanla yaşanmış bir tutku” olduğunu ve kendisinde bir hatıra olarak kaldığını ifade etmişti. Cemal Süreya’nın da Giray’a hayranlık duyarak soyadından bir harf eksilttiği rivayet edilse de, bu konuda kesin bir belge bulunmuyor. Giray, Sezai Karakoç’un aksine bu aşkı platonik bir hatıra olarak geride bırakarak Orhan Giray ile mutlu bir evlilik sürdürdü.

Kaynak: Haber merkezi