Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Dicle Nehri'nin kıyısında, Toros Dağları'nın eteklerinde yer alan şehrimiz Mardin, tarihi ve kültürel zenginliği ile ön plan çıkıyor. Mardin il topraklarının % 52’si dağlarla % 32’si platolarla ve % 25’i ovalarla kaplıdır. Mardin’de geniş ovalar bulunur. Kuzeyi dağlık ve güneyi düzlüktür.
Yükselti bazı kesimlerde 1000 metre üzerine çıkar. Dağlar genellikle çıplaktır. Büyük bölümü kalkerli olduğundan çatlaklar ve yarıklar oluşmuştur.
Ayrıca, Mardin'in tarihi yapıları, dağların eteklerinde ve zirvelerinde yer alır. Özellikle Midyat, Savur ve Nusaybin gibi tarihi yerleşimler, dağların eteklerinde konumlanmıştır ve bu dağlık arazide yer alan köyler, geleneksel Mardin mimarisi ve yaşam tarzını yansıtır.
İlin kuzeyinde; Mazı Dağları yer alır. Bunlara Mardin Dağları da denir. Ortalama yükseklik 1000-1500 m’dir. Mardin'in kuzeyinde bulunan Mazıdağı, 2.200 metre yüksekliğiyle ikinci en yüksek dağıdır. Dağ, kireçtaşı ve kumtaşından oluşmaktadır ve üzerinde ormanlık alanlar, çayırlar ve tarım arazileri bulunmaktadır. Mazıdağı, birçok tarihi ve kültürel öneme sahip yere ev sahipliği yapmaktadır. Bu yerler arasında Mor Gabriel Manastırı, Deyrulzafar Manastırı ve Dara Antik Kenti yer alır.
İşte Mardin'de bulunan bazı önemli dağ ve tepeler:
- Karınca Tepe (1134 m)
- Alem Dağı (1041 m)
- Gümüşyuva Tepe (1160 m)
- Dibek Dağı (1231 m)
- Pirinç Tepe (1130 m)
- Ziyaret Tepe (1160 m) dir.
Mardin Dağlarının kalkerli kısımlarından meydana gelmiş olan platolar Diyarbakır, Mardin ve Nusaybin Ovasına doğru alçalırlar.
Bu dağların dışında Mardin'de daha birçok küçük dağ bulunmaktadır. Bu dağlar Mardin'in doğal güzelliğine katkıda bulunmakta ve şehrin iklimini etkilemektedir.
Mardin'deki dağlar, doğa yürüyüşü, kampçılık, dağcılık ve fotoğrafçılık gibi birçok açık hava etkinliği için ideal bir yerdir. Dağlar ayrıca birçok tarihi ve kültürel öneme sahip yere ev sahipliği yapmaktadır.
