Son Mühür/Gamze Eskiköy- 3 Nisan 2025’te oynanan Sivasspor-Fenerbahçe karşılaşmasında Sivassporlu futbolcuların sahaya "Doğal olan normal doğumdur" yazılı pankartla çıkması, toplumsal bir tartışmayı alevlendirdi. Sağlık Bakanlığı’nın desteklediği kamu spotlarının bir parçası olduğu belirtilen pankart, birçok kadın tarafından “doğum tercihlerine yönelik bir dayatma” olarak yorumlandı.
Kadın Dayanışma Komiteleri ve çeşitli kadın örgütleri, söz konusu kampanyanın sezaryen doğumları dışladığını ve kadınların bedeni üzerinde kurulan yeni bir baskı biçimi olduğunu savundu. Sosyal medyada “doğum tercihi haktır” etiketi gündem olurken, bazı kadın platformları “Anormal olan sizin ülkeyi yönetmeniz” yazılı pankartlarla durumu protesto etti.

Bakanlıktan açıklama: "Farkındalık amaçlı bir kampanya"
Tepkilerin büyümesi üzerine Sağlık Bakanlığı’ndan yazılı açıklama geldi. Bakanlık, kampanyanın doğum tercihlerine müdahale amacı taşımadığını, yalnızca normal doğumun tıbbi faydaları konusunda farkındalık yaratmayı hedeflediğini belirtti. Ancak kamuoyundaki tepkiler, açıklamanın ardından da dinmedi.

Üniversitedeki sempozyuma protesto damgası
Sadece üç gün sonra, 16 Nisan 2025’te Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) ve Manisa İl Sağlık Müdürlüğü iş birliğiyle "Doğal Olan Normal Doğum" başlıklı bir sempozyum düzenlendi. Sağlık çalışanları, akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı sempozyumda normal doğumun fizyolojik ve psikolojik avantajları konuşuldu.
Etkinlikte konuşma yapmak üzere kürsüye çıkan Hafsa Sultan Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İsmet Topçu’nun sunumu sırasında ise bir grup öğrenci salonu sessizce terk ederek sempozyumu protesto etti. Öğrenciler, doğumun doğallığı üzerinden yürütülen bu kampanyanın kadınların doğum şekli üzerindeki özgür iradelerini görmezden geldiğini savundu.

Toplumsal çatışma: “Tıbbi fayda mı, bireysel hak mı?”
Yaşanan gelişmeler, toplumda doğum tercihlerine dair süregelen tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Bir yanda normal doğumun anne ve bebek sağlığı açısından faydalarını vurgulayan sağlık politikaları, diğer yanda ise bu teşviklerin kadınlara baskı oluşturduğunu düşünen bireyler ve topluluklar yer alıyor.





