Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu’nda yer alan aktivistler, İsrail ordusu tarafından 1 Ekim’de alıkonulmalarının ardından açlık grevine başladı. Filo sözcülüğünden yapılan açıklamada, 16 farklı ülkeden 42 aktivistin, gözaltı sürecini protesto etmek amacıyla açlık grevine girdiği duyuruldu.

500’den fazla aktivist gözaltına alınmıştı

İsrail donanması, 1 Ekim’de Gazze ablukasını kırmak ve insani yardım ulaştırmak isteyen 40’tan fazla tekneye uluslararası sularda müdahale etmişti. Baskında, aralarında milletvekilleri, gazeteciler ve sivil toplum temsilcilerinin de bulunduğu yaklaşık 500 kişi gözaltına alınmıştı. Bugüne kadar işlemleri tamamlanan 170 aktivist sınır dışı edilirken, onlarca kişi halen İsrail’deki gözaltı merkezlerinde tutuluyor.

“Gazze’de açlık politik bir araç haline geldi”

Küresel Sumud Filosu tarafından yapılan açıklamada, Gazze’deki insani durumun kasıtlı bir kıtlık politikası sonucunda yaşandığı vurgulandı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Gazze'de açlık bir trajedi değil, bir politikadır. Ekim 2023'ten bu yana İsrail, insanları hayatta tutan tarlaları, çiftçileri ve yardım konvoylarını hedef alırken, yiyecek, su, elektrik ve yakıtı keserek tam bir açlık kampanyası yürütüyor.”

Aktivistler, Gazze halkına uygulanan aç bırakma politikasına dikkat çekmek için açlık grevine başladıklarını belirtti.

“Tutuklular, Filistinlileri aç bırakan rejimin yemeklerini reddediyor”

Filo açıklamasında, gözaltındaki gönüllülerin açlık grevini yalnızca bir protesto değil, ahlaki bir dayanışma eylemi olarak gördükleri vurgulandı: “Kıtlık yayılırken ve tarım arazilerinin yüzde 95’i tahrip olurken, onlarca Küresel Sumud Filosu gönüllüsü hala tutuklu durumda ve Filistinlileri aç bırakan aynı rejim tarafından beslenmeyi reddediyor.” Bu açıklama, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, insan hakları örgütleri İsrail’i aktivistlere yönelik keyfi gözaltı uygulamalarını sonlandırmaya çağırdı.

İsrail’den açıklama: “Yasal süreç devam ediyor”

İsrail makamları ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, gözaltına alınan aktivistlerin “uluslararası deniz güvenliği yasalarını ihlal ettiklerini” öne sürdü. Dışişleri Bakanlığı, “Sınır dışı işlemleri yasal çerçevede yürütülüyor. Aktivistlerin tüm hakları gözetiliyor” açıklamasında bulundu.

Kaynak: İHA