Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner ‘Gün Başlıyor’ programının konuğu gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş oldu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni bakanlar kurulu listesini değerlendiren Kocabaş, “Kabineyle ekonomi dediğiniz şey de birtakım çatlakları gereksiz ödemeleri önlerseniz bu düzelir. Mehmet Şimşek’ in dünya da olumlu yansıması var İngiltere’de özellikle var bu. Türkiye’de nasıl bir yansıması olur bilmiyorum. Beni asıl şaşırtan şey istihbaratın başındaki kişinin, Hakan Fidan’ın Dış İşleri Bakanı olması. Neden oldu diye bakmak lazım. Özellikle hafta sonu İsrail, İran’ı çok ciddi şekilde tehdit etti. Taliban ortalığı Afganistan’da yeniden karıştırma derdinde. Ortadoğu’ da inanılmaz bir ateş yükseliyor açıkçası. Türkiye’de bugün MİT’in başındaki Hakan Fidan’dan başka kimse bilemez oradaki örgütleri, iletişimleri. Cumhurbaşkanı bu kabinede farklı strateji izlemiş. Benim merak ettiğim Cumhur İttifakı’nın yansıması nasıl oldu bilmiyorum” dedi. 

CHP ümit vermiyor” 

Kocabaş, “Kafamızda bir HÜDA PAR olayı var. HÜDA PAR bombayı patlatacak dedik HDP yaptı, onu da anlamadım. Acaba manipülasyon mu anlamadım yemin törenini de izlemedim bunlar bana sonradan gelen bilgiler. HÜDA PAR’a o kadar laf ettiler, onlar çıkıp yeminlerini etti bir krize de sebep olmadılar. Ama İstiklal Marşı okumayan HDP biraz kafa karıştırdı. Ben buradan CHP’ye bakıyorum bilmiyorum bana ümit vermiyor. CHP kendini toparlamazsa freni kopmuş kamyon gibi yokuştan aşağı iniyor diyebiliriz.”  

Diyanet’in bol etli "özel yemek" listesi Diyanet’in bol etli "özel yemek" listesi

“İzmir’e iki yeni ilçe” 

“Hummalı bir çalışma var Ankara’da eğer yetiştirilirse ve cumhurbaşkanı kabul ederse İzmir’de yerel seçimlere iki yeni ilçeyle gidebiliriz. Biri Pınarbaşı- Altındağ tarafında, biri de Yeşilyurt- Basın Sitesi Akevler yukarıda bir ilçe var orası. Ben size şunu söyleyeyim ben cumartesi günü bir toplantıya katıldım eşim yüzünden. Benim eşim babası tarafından Balçova arsa mağduru. Orada epey bir yurttaşla görüştüm. İzmir’de CHP’nin kadro, liyakat, davranış konusunda çok dikkat etmesi, yelpazeyi genişletmesi gerekir. Çünkü İYİ Parti lideri 2024’te ittifak olmayacağına dair bazı göndermeler yaptı. İzmir’de İYİ Parti tutumu Meral Hanım o masadan kalkınca değişti. Seçimden sonra da Ali Babacan’ın bazı hal ve hareketleri, Temel Hoca ile Ahmet Hoca’nın suskunlukları, meclis günü İstiklal Marşı ve HDP konusu... İzmir’de CHP’ye, AKP yüzünden oy veren insanların kafasını karıştırdı.”  

“İzmir’de alternatif parti arayışı var” 

“Çok kişi bana kızacak ama büyükşehir anlamında değil de İzmir Merkez’de farklı bir partinin belediyesini görmek isterim doğrusu. Bir görelim bakalım nasıl olacak? Çünkü bazı belediye başkanlarında inanılmaz bir özgüven var. Çevresindekilerin yalan yanlış beyanları, onlara oy verecek insanların hayal kırıklığına uğramalarına sebep oluyorlar. Genel seçimde oylara iyi bakmak lazım 1999’dan bu yana DSP sonra CHP oldu. 1999’dan beri İzmir’deki siyasi egemenlik hiç değişmedi. Türkiye’de nasıl 2002’den beri değişmiyorsa, İzmir’de de değişmedi. Ama artık bazı yerlerde kabak tadı verdi. Ben 5 yıl Aziz Kocaoğlu’nun danışmanlığını yaparken lüks otellerdeki kokteyllere katılarak geçirmedim. Sokakta ve belediyenin bütün kurumlarının DNA’larının nasıl çalıştıklarını öğrenerek geçirdim.” 

“İzmir Türkiye’nin en zavallı kenti haline getirilmiş” 

“Cuma günü yağan yağmurdan sonra cumartesi günü aynı cadde de rögar temizliği gördüm. Ana caddeler su tutmaz. Ana caddeler yapılış tarzlarıyla eğimleri suyun gideceği noktadadır. Biz de eğer su kalıyorsa ki o da enteresan dünya da hiçbir yerde deniz kıyısı ülkeyi yağmurda su basmaz. Tsunami de değil ama biz de nedeni belli. Nedeni bir zamanlar bu kentin çeperlerinden kıyıya kadar su kanalları vardı, dereler yolunu bilirdi. Sonra İzmir yangını bilmem ne derken Türkiye’nin küçük Amerika sevdası, İzmir’de Levanten bir müteahhit yangından sonra demografik değişime uğrayan Kordon halkını apartmana zorladı. O apartmanlarda İzmir’in demografik dengesini bozuyor. Bitişik nizam, eski fotoğraflara bak... Mesela İzmir’in çok güzel tatlı bir rüzgârı vardır bunları yok ediyor. Su ortada kalıyor bazı dereler abuk sabuk kapatılıyor. İddia ediyorum İzmir Türkiye’nin en zavallı kenti haline getirilmiş 1922’den sonra kademe kademe... Rant uğruna. İzmir aidiyeti kalmamış. Özellikle yangından sonra mübadele ile birlikte gidenler ve yerine Kordon’a gelip çoğu da binalara çöktükleri için onlar için İzmir’in değeri yok. Her yere hâkim olmuşlar hepsi birer fil olmuş. Kıyıdakiler fil, çeperlerdekiler çimen...” 

Balçova arsa mağdurları...” 

“Balçova’da bugün Ekonomi Binası varsa, Teleferik varsa, baraj varsa bunun nedeni rahmetli Ercüment Uysal’dır. Adam o kadar ön görülü bir adam ki Balçova’yı turizm ilçesi yapmak istiyor. Bunu ilk defa söylüyorum 1970’lerin başında İzmir’de inanamayacağın kadar korkunç bir arazi mafyası serpiliyor. Bunlar tanınmış bazı simalar da bunun içinde, şimdi öldü birçoğu... Balçova’da başlı başına bir kaplıca var ve Ercüment Uysal bu çarpık kentleşme ve arazi mafyasının belediyenin önüne geçmesi için bir formül geliştiriyor. Diyor ki benim şu kadar boş arazim var bunları vatandaşlara parsel parsel satayım. Onlara daha sağlıklı konutlar ama çok katlı ama villa ama öyle diyerek satıyor bunları. Her sattığına da makbuz kesiyor. Bunların sadece 1300 civarındakine tapu çıkarılıyor. Fakat hiç beklenmedik aslında beklenen de bir şey 12 Eylül askeri faşist darbesi gerçekleşiyor. Balçova özelinde iddia ediyorum Balçova Belediye’sini temsil alan baş çavuş kimdi, daha sonra ne oldu? Balçova Belediyesi'ne askerler giriyor, Başkan da Saim Katırcıoğlu. Biz Saim abi ile çok otururduk 2000’li yılların başında. Saim abi çok dertlenirdi derdi ki askerler belediyeye girdi, girer girmez önce başkan makamına daha sonra ilk gittikleri yer belediye arşiviydi. Çuvalların içine evrakları dolduruyorlar ve götürüyorlar. Evrakların içinde belediye meclis kararları var, encümen kararları, arsa alan vatandaşların durumları ve makbuz karşılıkları var. Hepsi kayboluyor... “ 

“Kocabaş: Balçova Teleferik'teki teras evleri kim yaptı?” 

“İzmir’de bütün belediyelerin arşivi alınıyor, Balçova Belediyesi kapatılıyor ve İzmir Belediyesi’ne veriliyor. Ama İzmir Belediyesi’ne tam veriliyor mu bilmiyorum benim kafamı karıştıran bu. Neden söylüyorum Balçova’da Teleferik'in altında teras evler var. Bu teras evleri kim yapmış, ne zaman yapılmış? Bunları emekli askerler yaptı. Nasıl yaptı ormanın ortasına? Eski Balçovalılar oraya çürük diş der. İğrenç bir görüntüsü vardır. Darbeyi yapanların emeklilik ikramiyesi mi oldu orası? Beş bin civarında arsa mağdurunun arsaları yok sayılırken o çürük diş oraya nasıl yapıldı? Niye kimse ses çıkarmadı? Oturanlar kimler emekli paşalar, valiler, müsteşarlar mı? Otururken vicdan ile mi oturmuşlar? Onu da geçtim bu insancıklar 1984’te belediyeler yeni açılıyor, Balçova’nın ilk Belediye Başkanı Mustafa Şentürk oluyor Karadenizli bir müteahhit... Onla beraber umut başlıyor, davalar açılıyor, oluyor, olmuyor. O sırada tabi belgeler alındığı için ellerinde tabu olanların tapusu var, makbuzu olanın makbuzu var. Bir de bu işi azimle sürdüren bir avukat var o da Balçovalı. Mustafa Kemal Turan o acayip bir araştırma yapıyor olmadık arşivlere giriyor. Ama 1999-2000 Ahmet Piriştina döneminde insanların umudu kırılıyor. O zamanda büyükşehir belediyesi arsa mağdurlarına atılabilecek en büyük kazığı atıyor. Hakkınız yok hiçbir şey yapamayız diyor. Ama aynı Büyükşehir Belediyesi arsa mağdurlarının olduğu belge ile kanıtlandığı halde Olimpiyat Köyü'nü arsa mağdurlarının arazisi üzerine yapıyor. Bu arada arsa mağdurlarının arsalarından otoyol geçiyor, başka inşaatlar nasıl oluyorsa da oluyor. Bir ara arsa mağdurlarına hap kadar yerler veriliyor. Bazı eli çantalı insanlarda arsa mağduru insanların elinden üç kuruşa komik paralarla insanlardan arazi toplamaya başlıyor. Öyle acı şeyler var ki... Bugün İnciraltı gibi bir yerde arazisi olup, arazisinde hiçbir şey yapamadığı için başkalarının seralarında yevmiye ile çalışan insanlar var. Tunç Soyer ile Fatma Çalkaya’yı kutluyorum. Onlar kadar bu işe somut bakan belediye başkanı olmadı. Toplantıya girdim, başkanı dinledim ve bilmediğim şeyler öğrendim. Bu işin çözülmeye ihtiyacı var. Bu insanlara hakları verilmesi için TBMM’nin devreye girmesi gerekiyor. İzmir milletvekillerinin kendilerine oy vermiş 30-50 bin vatandaşın sesi olması gerekiyor. O kadar güzel bir proje hazırlanmış ki... İlk defa bir belediye bu işte taşın altına elini sokuyor ama siyasi desteğe ihtiyacı var. CHP’nin çiçeği burnunda milletvekilleri abuk sabuk tweetleri bıraksınlar da biraz İzmir’in sokaklarında dolaşsınlar, şu belediye başkanlarına yardım etsinler yoksa tepe aşağı gidiyorlar. İzmir birinci bölgenin milletvekilleri bıraksınlar goygoyu. Tamam Kılıçdaroğlu'nu övün hiç umda değil, bu insancıklar içinde övünürseniz giderken gök kubbede hoş sefa bırakırsınız."

“Başkan Tunç Soyer’e kefilim” 

“Benim bir önerim var İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e kefilim. Fatma Çalkaya’yı da iyi tanırım ama siyaset var. Bence İzmir Büyükşehir Belediyesi basın huzurunda parti ayrımı gözetmeksizin, milletvekillerini basın huzurunda davet etsin. Bu yasaya ek madde, geçici madde koymazsanız siz değiştirmezsiniz bunun vebali sizde desin. Bir belediye başkanı insanları kırdı, bir belediye başkanı insanların gönlünü kazanıyor şimdi. Bu yarım yüzyılda İzmir’de ne oldu? Çeşme Otoyolu neden yapıldı? İzmir’in 20 zengini hızla villalarına gitsin diye mi yapıldı? Ben bunu zamanında söylediğimde çok tepki aldım. Çeşme’nin turizmi turizmde, Karaburun’un, Foça’nın turizmi turizm değil mi? O zamanlar Alaçatı köydü. Üçkuyular’daki AVM nasıl yapıldı? Yada İnciraltı’nda hiçbir hak sahibi mandalina dışında ağaç dikemezken o kazulet yer oraya nasıl kondu? Milletvekilleri mi vardı eskiden İzmir’de, sermaye vekilleri mi vardı? 1980’ den bu yana görev yapmış, ölmüş, yaşayan neyse belediye başkanı, meclis üyesi, bakan, milletvekili kim varsa hepsini itham ediyorum o insanların ahının vebali hepinizin üzerinedir. Çünkü kulak tıkadınız.“ 

“Hep filler çimenleri mi ezsin?” 

Kocabaş, “Bu kentin çeperleri Osmanlı Dönemi’nde fukaraydı şu anda da fukara. Niye bu kentin kazancı hep kıyılarda harcandı? Neden Kemeraltı bu halde? İzmir Bornova’da bir açık hava AVM’si açılmıştı. Bu açılışta Romalı Asker kılığında adamlar vardı. Ben buna büyük tepki gösterdim bir daha kimse o Romalıları görmedi. O AVM açıldıktan sonra eski Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı beni aramıştı görüşelim diye. İzmir'de birileri çıkmış orayı Kemeraltı’na emsal göstererek Kemeraltı bilmem neyi yapmak... Bu kentte öyle anlı şanlı kişiler var ki gelen konuklara Kemeraltı’nı görmek istediklerin de orayı ne yapacaksınız ya diyebiliyorlar."

"Orası disko değil kilise"

Kocabaş, "Bu kentin kimliği kaydı. İzmir, İzmir gibi değil. Basmane’de 1922’den sonra kalan Rum Ortodoks kilisesi var Aya Vukolos Kilisesi. Bu kilise Atatürk’ün emri ile ilk arkeoloji müzesi oldu. Sonra arkeoloji müzesi yerine taşındı, orası metruk hale döndü. Aziz Kocaoğlu’nun göreve geldiği dönemde restore edildi ve Aya Vukolos Kültür Merkezi haline geldi. Orada olmayacak bir şey oldu 2014 Temmuz'unda mı neydi İzmir Rum Cemaati beni ziyarete geldi. Orada 92 yıl sonra ilk defa Rum ayini yapıldı. Bu günlerce konu oldu. Orada müzikal konularda bir uyarı vardı o bina eski bir bina. Orada bölge altında çok su var. Orası zaten depremde yıkılıp bir daha yapılıyor. Hangi gün bilmiyorum ben bunu Sayın Tunç Soyer’e de ileteceğim. Ben bu sabah fark ettim orası disko değil, zıplanmaz, ağır titreşimli ses kullanılmaz. Işık bile orada özel kullanılır, çünkü orada duvarlardaki eserler orijinaldir. Bunu daha dikkatli kullanmak zorundayız. İzmir'de değişime ihtiyaç var. Siyasetçilerin sadece seçim zamanı değil, halkla hep iç içe olmazı lazım.  O kadar çok ki fuarı unuttuk, depremi unuttuk, Çiçekli Köy’ü unuttuk... O kadar unuttuğumuz yer var ki... Hep filler çimenleri mi ezsin? Balçova arsa mağduru konusunda hangi milletvekillerinin bu konuda bir şey dediğini duydun? Bu iş en çok Yüksel Taşkın'a yakışır. Ama Yüksel Taşkın'a önce Balçova ne demek? Arsa ne demek? Arsa ve mağdur yan yana gelince ne anlama geliyor? İzmir nedir, Balçova'ya nasıl gidilir? Hangi otobüs ya da yakında metro var falan gibi anlatmak lazım. Şaka bir yana yürüyün endamınızı göreyim diye bir söz vardır. İzmir milletvekilleri yürüyün endamınızı göreyim Balçova arsa konusunda. CHP'li milletvekileri belediye başkanlarını hep yalnız bırakıyor, Aziz Bey döneminde de böyleydi. Sorduğun zaman bizi bir yere davet etmedi diyorlar. Davet etmesinler sen İzmir milletvekilisin, sen ilgilensene. Bazı milletvekilleri mahallelerden çok ticaret odası, sanayi, x y z alkollü, alkolsüz balık restoranlarına gidiyor.  Gelin sizi yayla kahvesine götüreyim, gelin Dönertaş'a gidelim. İzmir'in o kadar turistik yeri var ki... Çok para kazanırız. Bırakın izmir'e turist gelsin. İzmir çok renkliliği, çok sesliliği, farklılığı ile İzmir'dir" diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER