İzmir… Güneşi, denizi ve kültürüyle herkesin yaşamak için can attığı bir şehir. Ama bir de diğer yüzü var. İzmir’in çilesini en iyi, burada doğup büyüyenler bilir ve biraz İzmir'in sorunlarından bahsetmek istiyorum...

Beklemekten yorulduk

İzmir’de toplu taşıma kullanmak sabır gerektiriyor... Otobüslerin bazı semtlerde sefer sıklığı oldukça az. İnsanlar duraklarda dakikalarca beklemek zorunda kalıyor.

Hele ki İZBAN, seferler yarım saatte bir yapılıyor ve İZBAN'ı 30 saniye ile kaçırırsanız tam 30 dakika beklemek zorundasınız.

İş çıkış saatlerinde gelen 6 vagonluk trenler zaten dolup taşıyor, insanlar nasıl binecek? Metro seferleri de fark ettirmeden uzatıldı ben dahil çevremdekilerin dikkatinden kaçmadı.

2 dakikada bir gelen trenler, şimdi 5-6 dakikada bir geliyor. Bir de her durakta bozuk asansör ve yürüyen merdivenler var…

Yaşlılar, hastalar, yorgun insanlar mecburen merdiven çıkmak zorunda. Bu merdivenler neden yapıldı? Çalışmayacaksa neden var?

Nefesler kesik...

Yıllardır çözülmeyen bir diğer sorun ise İzmir’i saran o kötü koku. Şehrin dört bir yanı deniz ile çevriliyken birçok noktasında, özellikle Konak, Bayraklı ve çevresinde o keskin koku... Bir şehir neden kokar? Ve en önemlisi, neden hala bir çözüm bulunmadı?

Bozuk yollar, derin çukurlar

İzmir’de araç sürmek adeta bir mayın tarlasında ilerlemek gibi ya da rus ruleti oynamak gibi çukur olmayan yollara denk gelirseniz şanslısınız.

Aracınızın lastiği patlayabilir, jantınız zarar görebilir ya da motorunuz çukura girip hasar alabilir. Yaya olarak yürürken bile dikkatli olmanız gerekiyor. Türkiye'nin en iyi 3 şehrinin birinde yollar bu kadar kötü olabilir mi?

Evde değil, sokakta geçen saatler

İzmir’de araç kullanmanın diğer çilesi de park yeri bulmak. İnsanlar işten yorgun argın dönüp evlerine hemen girmek isterken, dakikalarca park yeri arıyor.

Keyifli bir gün geçirenler, eve döndüklerinde keyiflerini kaçıran bu sorunla karşılaşıyor. Nüfusu bu kadar fazla olan bir şehirde neden yeterince park alanı yapılmıyor?

Artan nüfus, azalan güvenlik

Biliyorum sadece İzmir’in değil, tüm Türkiye’nin bir sorunu. İzmir’de de giderek daha büyük bir mesele haline geliyor. Şehirde artan düzensiz göç, güvenlik sorunlarını da beraberinde getiriyor.

Deprem gerçeği

30 Ekim 2020… İzmir’in kanayan yaralarından. Bayraklı bölgesindeki binalar saniyeler içinde çöktü, insanlar enkaz altında kaldı, canlarımızı kaybetik.

İzmir'in başına gelen deprem felaketinden sonra ne yapıldı? İzmir’de hala depreme dayanıksız yüzlerce bina var. Bir sonraki felaketi beklemek yerine, önlem alınması gerekmiyor mu?

İzmir her şeye rağmen güzel bir şehir, ama burayı gerçekten yaşanabilir kılmak için çözüm bekleyen çok fazla sorun var.

Daha düzenli bir ulaşım, temiz çevre, güvenli yollar ve depreme dayanıklı binalar... Umarım İzmir bir gün hak ettiği değeri görür... Tekrar görüşünceye dek hoşça kalın...