Son Mühür-Berivan Kaya/ Türkiye'de kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. 8 Mart Dünya kadınlar günü yaklaşırken, kadın cinayetlerinde ki acı tabloyu Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcisi Tülin Osmanoğulları anlattı. 

Kadın cinayetlerinde İzmir ikinci sırada... 

İzmir'in kadın cinayetlerin de ikinci sırada olduğuna dikkat çeken Tülin Osmanoğulları, "İzmir kadın cinayeti konusunda Türkiye’de ikinci sırada, bu çok korkunç bir veri. 2024’te 27 kadın cinayeti işlendi. 2025 yılı Ocak ayında 2 şüpheli kadın ölümü, 1 tane de kadın cinayeti gerçekleşti. Aslında bu şüpheli ölümler de kadın cinayeti. Kadına yönelik şiddette de İzmir çok üst sıralarda. Kadınlar en çok yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Kocaları, boşanmak istedikleri eşleri ya da boşandıkları eşleri, sevgilileri tarafından öldürülüyor kadınlar en çok. Biz o yüzden 2025 yılı aile yılı ilan edildiğinde karşı çıkıyoruz" dedi. 

KADIN CİNAYETLERİ

Failler ödüllendiriyor! 

Kadın mücadelesi sonucunda kadın cinayetlerinin hukukta bir karşılığı olduğuna değinerek sözlerine başlayan Kadın Cinayetlerini Durdurma Platformu Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, "Eskiden kadın cinayeti ya da kadına şiddet diye bir olgu yoktu.  Olgu olmadığı için hukukta da böyle bir suç yok. Bir kadın öldürüldüğünde töre cinayeti, aşk cinayeti, kıskançlık cinayeti ve en önemlisi de  namus cinayeti deniyordu. Adam öldürüyor, ‘Namusumu temizledim’ diyor, 3-5 yıl yatıp çıkıyor, çıkarken de kahraman olarak çıkıyor. O yüzden de kadınların  çok rahat öldürüldüğü, faillerin de çok rahat cezasızlıkla ödüllendiriliyordu.  Verilen kadın mücadelesi sonucunda artık kadın cinayeti diye bir olgu var, kadına yönelik şiddet  diye bir olgu var. Hukukta da bunun karşılığında suç var. Bir adamın eşini öldürmesi artık artı bir suç, kadını kadın kimliğinden dolayı öldürmek artık bir suç. Bu kazanım kadınların mücadelesiyle elde edildi" ifadelerine yer verdi. 

Haksız tahrik indirimi araştırılıyor 

Kadın cinayetlerinde faillere verilen cezaların yetersiz olduğuna dikkat çeken Tülin Osmanoğulları, "Fail cezaevinden 20 yıl sonra çıkıyor ve eksin bıraktığını tamamlıyor, eşini öldürüyor. Biz kadın cinayeti davalarına bizzat giren bir örgütüz. Failler  bir kadını öldürmeden önce internette araştırma yapıyor 'Ben ne dersen ceza indirimi alırım’ diye. Haksız tahrik indirimini araştırıyor. Failler ifadesinde,  ‘Aldatıyordu, şüpheleniyordum’ diyorlar. 20 yıl sonra çıkıyor ve eksin bıraktığını tamamlıyor, eşini öldürüyor. Biz kadın cinayeti davalarına bizzat giren bir örgütüz. Failler  bir kadını öldürmeden önce internette araştırma yapıyor 'Ben ne dersen ceza indirimi alırım’ diye. Haksız tahrik indirimini araştırıyor. Failler ifadesinde,  ‘Aldatıyordu, şüpheleniyordum’ diyorlar" ifadelerine yer verdi. 

KADIN CİNAYETLERİ

Etkin pişmanlık yasasından faydalanıyorlar

Cezasızlık politikasının faillere cesaret verdiğini dile getiren Osmanoğulları, "Kamuoyunda çok tartışıldığı için kravat indirimini artık veremiyorlar şimdi de ‘Pişmanım’ deyimini getirdiler. Fail öldürüyor, ilk karakola geliyor ‘Şüpheleniyordum, aldatıyordu, onu yapıyordu, bunu yapıyordu’ diyor. Mahkemeye geliyor, bakıyor, karakolda verdiği ifade yeterli değil, onu biraz daha geliştiriyor, kadın için hayali bir sevgili yaratıyor, o da boş çıkınca en son mahkemede, karar mahkemesinde hepsi ‘Pişmanım’ diyor. Çünkü etkin pişmanlık yasasından faydalanıp indirim almak istiyor" dedi. 

Öldürülen her kadının 3 dosyası var! 

Öldürülen kadınların daha önce emniyete yaptıkları başvuruları anlatan Osmanoğulları, kadınların korunmadığına dikkat çekerek,  cinayetlerin emniyette başladığına vurguladı.  Osmanoğulları açıklamasında "  Bizim davalarını takip ettiğimiz kadınların büyük çoğunluğunun adliyelerde 3 tane davası vardır, boşanma davası, öldürülmeden önce tehdit, hakaret, darp davası ve sonunda da cinayet davası vardır. Kadın boşanmak istiyor, şiddet görüyor, uzaklaştırma, koruma kararı çıkartıyor. Bütün failler ihlal ediyor bunu, her defasında kadınlar gidiyor, şikayetçi oluyor yine koruma yok ve sonu cinayetle bitiyor" diye konuştu. 

23 saniyede Ezgi'ye kurşun sıktı! 

İzmir'de evli olduğu erkek tarafından öldürülen Ezgi Zerkin'i anlatan Osmanoğulları, " Ezgi’nin boşanma davası var, sürekli şiddet görüyor, sürekli polisi arıyor ve polis hiçbir şey yapmıyor. Öldürüldüğü gün annesi polisi yine arıyor, ‘Bu şahıs geldi, kızımı öldürecek’ diyor, yine hiçbir işlem yapılmıyor. Ezgi vurulduğunda henüz hayattaydı, Tepecik Hastanesi yoğun bakımdaydı. Ailesiyle birlikte orada eylem yapma kararı aldık, saat 19:00’da eylem yapacağız, saat 18:58’de Ezgi’nin beyin ölümü gerçekleşti. Güvenlik Şubeden bir komiser geldi yanıma, ‘Tülin Hanım biz müthiş bir önlem aldık, hastanenin etrafını sardık’ dedi. Ben de ‘Siz bizim için neden önlem alıyorsunuz, Ezgi’yi neden korumadınız’ diye sordum, komiser bana ‘Türkiye, İstanbul sözleşmesinden çıktığı için fail içeri girip Ezgi’ye dokunmadığı müddetçe biz hiçbir şey yapamıyoruz’ dedi. Dokunma dediği zaten 23 saniye, 23 saniyede Ezgi’ye kurşunu sıkıp çıktı.  Ezgi Zerkin’de 6284’e rağmen koruyamayan o gün görevini yapmayan polislere karşı tazminat davası açıldı ve kazanıldı" diye konuştu.

Muhabir: BERİVAN KAYA