İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, örnek bir kardeşlik ve mesleki dayanışmaya ev sahipliği yapıyor. Aynı hastanede görev yapan Doç. Dr. Huriye Erbak Yılmaz (37) ve asistan doktor Dr. Esra Erbak Eser (30), biyokimya ve adli tıp alanlarında yürüttükleri ortak çalışmalarla dikkat çekiyor. Bilimsel iş birliklerinin yanı sıra aile bağlarıyla da örnek gösterilen iki kardeş, toksikoloji ve uyuşturucu madde analizleri gibi birçok alanda birlikte çalışıyor.
Çocukluk hayali gerçek oldu
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Doç. Dr. Huriye Erbak Yılmaz, küçük yaşlardan itibaren hekim olma hayaliyle yola çıktı. Akademik kariyerini İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nde sürdüren Yılmaz, şu anda Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yapıyor.
Kardeşi Esra Erbak Eser ise lise yıllarında ablasının mezuniyet töreninden etkilenerek doktor olmaya karar verdi. Bu karar doğrultusunda aynı üniversitede tıp eğitimini tamamlayan Eser, Adli Tıp Anabilim Dalı’nda asistan hekim olarak görevine başladı.
Karıştırılan kardeşler
Doç. Dr. Huriye Erbak Yılmaz, aynı hastanede kız kardeşiyle çalışmanın hem duygusal hem de profesyonel açıdan büyük bir mutluluk olduğunu dile getirdi. Fiziksel benzerlikleri nedeniyle zaman zaman hastane personeli tarafından karıştırıldıklarını ifade eden Yılmaz, “Tanımayanlar sık sık ‘Hocam, siz az önce buradaydınız’ gibi tepkiler verebiliyor. Hatta hiç tanımadığım kişiler bana selam veriyor, sonra kardeşimin tanıdığı olduklarını anlıyorum.” dedi.
Yılmaz, bilimsel projelerde de sürekli iş birliği içinde olduklarını belirterek, “Toksikoloji ve adli biyokimya başta olmak üzere, hastalarla ilgili uyuşturucu madde tespitleri ve analizleri konusunda birlikte çalışıyoruz. Kardeşimle meslek hayatım boyunca yan yana olmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Rol modelim ablam oldu”
Adli Tıp Anabilim Dalı’nda asistan doktor olarak görev yapan Dr. Esra Erbak Eser de ablasıyla aynı kurumda çalışmanın kendisi için büyük anlam taşıdığını belirtti. Ablasını hem mesleki hem de kişisel gelişim açısından bir rol model olarak gördüğünü ifade eden Eser, şunları kaydetti:
“Ablamın deneyimi benden çok fazla. Klinik ya da bilimsel bir sorum olduğunda ilk danıştığım kişi o oluyor. Her zaman arkamda olduğunu bildiğim, güvendiğim biri. Hem öğretici hem de destekleyici bir figür. Onunla aynı hastanede çalışmak benim için büyük bir şans.”
Aile desteği başarıya dönüşüyor
İki kardeşin aynı hastanede görev yapması, aile bağlarının iş yaşamına olumlu yansımasını da ortaya koyuyor. Doç. Dr. Yılmaz, “Babamız bir kızının doktor olmasını çok istiyordu. Şimdi iki kızının da bu hayali gerçekleştirmesi ona çifte mutluluk yaşatmıştır” diyerek, mesleki başarılarının temelinde aile desteğinin büyük payı olduğunu vurguladı.
