Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çetin Önalan, kentte son dönemde artan sağanak yağış sonrası yaşanan taşkın ve su baskınlarının, geçtiğimiz yaz mevsiminde çıkan orman yangınlarının doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıkan ikincil afetler olduğunu belirtti. Önalan, alınacak radikal tedbirler olmazsa, yağışlı mevsim bitene kadar sel felaketlerinin devam edeceği konusunda net bir uyarıda bulundu.

Bitki örtüsü hasarı, taşkınlara zemin hazırlıyor

Bitki örtüsü hasarı, taşkınlara zemin hazırlıyor

Kent genelinde yoğun sağanak yağışlar sonrasında birçok ilçede gözlemlenen sel, taşkın ve su baskınlarının temel nedenlerine dikkat çeken JMO İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan, durumu orman yangınlarının yarattığı tahribatla ilişkilendirdi. Önalan, "Geçtiğimiz yaz bölgemizde meydana gelen orman yangınları, bitki örtüsüne çok büyük zarar verdi. Özellikle Seferihisar, Çeşme, Dikili ve Foça gibi yangınlardan yoğun etkilenen ilçelerde, yağışların başlamasıyla taşkın ve sel olayları kritik bir seviyeye ulaştı," değerlendirmesini yaptı.

Başkan Önalan, yangından zarar gören bölgelerdeki akaçlama (drenaj) alanlarının ve doğal kuru dere yataklarının, bitki örtüsünün yok olmasıyla birlikte gelen yağmurlar sonucunda hızla sele dönüştüğünü ifade etti. Önalan, “Orman alanlarının ve dere yataklarının acil ve ciddi bir biçimde ıslah edilmesi gerekiyor. Doğal koruyucu bariyer olan ormanlar yok edildiğinde ve dere yatağı akış yolunu bulamadığında, bunun faturası kaçınılmaz olarak kentlere sel ve su baskını olarak geri dönüyor. Kışa henüz yeni girdik; gerekli önlemler alınmazsa, yağışlı mevsimin sonuna kadar seller ve su baskınları devam edecektir," şeklinde konuştu. Ayrıca Önalan, ormanların kaybının sel baskınlarının yanı sıra erozyonu tetikleyerek büyük miktarda toprak kaybına yol açtığını da ekledi.

Bitki örtüsü hasarı, taşkınlara zemin hazırlıyor

Geçirimsiz yüzeyler: Asfalt ve beton felaketi

Önalan, sel ve su baskınlarına neden olan ikinci temel unsurun ise kent içi yapılaşmadaki hatalı uygulamalar olduğunu vurguladı. Özellikle büyükşehirlerde asfaltın yoğun kullanımının su baskınlarının ana temelini oluşturduğunu dile getirdi.

"İzmir başta olmak üzere birçok kentte yağmur sonrası yaşanan ciddi su baskınlarının ana nedenlerinden biri de kent içinde asfaltın aşırı yoğun kullanılmasıdır," diyen Önalan, şöyle devam etti: "Kent içinde düşen yağmur sularının bir kısmı yüzey akışına geçmeli, ancak bir kısmının da mutlaka yer altına süzülmesi (infiltrasyon) gerekiyor. Ancak kent içinde asfalt ve betonun bu kadar sık kullanılması geçirimsizliğe neden oluyor. Yağmur suları aşağıya doğru süzülemiyor, birikiyor ve gidecek bir yol bulamıyor. Her yer asfalt ve betonla kaplı olduğunda su baskınları kaçınılmaz hale gelir. Her yere beton ve asfalt dökersek kentlerde sellerle başa çıkmamız mümkün değildir."

Çözüm önerisi: Geçirimli malzemeler ve yağmur suyu hasadı

Çözüm önerisi: Geçirimli malzemeler ve yağmur suyu hasadı

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı, kentsel altyapıda radikal değişiklikler yapılması gerektiğini belirterek çözüm önerilerini sıraladı. Kent içerisindeki ara yollarda asfalt yerine suyu yer altına geçirebilen, geçirimli malzemelerin kullanılması gerektiğini dile getirdi.

Önalan, "Peyzaj düzenlemelerinde ve yol yapımında kilit taşları, suyu süzebilen özel geçirimli malzemeler tercih edilmelidir. Suyun bir kısmı akışa geçerken bir kısmı da yer altına doğru süzülmeli ki sel ve su baskınları riskini azaltabilelim," dedi.

Boşa akan su kaynağı: Yağmur Suyu hasadı çağrısı

Önalan son olarak, kentteki mevcut yağmur suyu altyapısının yetersizliğine ve acilen yenilenmesi gerektiğine dikkat çekti. Kentte düşen yağmur sularının tamamen boşa aktığını ve dereler aracılığıyla denize karıştığını belirten Önalan, bu durumun büyük bir kaynak israfı olduğunu söyledi.

Başkan Önalan, “Yağmur sularının sadece barajlar ötesinde değil, kent içerisinde ve çevresinde belirlenen uygun noktalarda depolanması (hasadı) şarttır. Depolanan bu yağmur suları, peyzaj, sulama, kullanma ve temizlik gibi alanlarda çok rahatlıkla değerlendirilebilir. Yağmura karşı altyapımızın çok güçlü olması lazım ki, suyu verimli bir şekilde drene edebilelim. Altyapı ve yol tasarımlarını bütünleşik düşünerek ciddi bir çalışma yapılması zorunludur. Şu anda her yeri asfalt yaparak suyun düşey yönde süzülmesini engelliyor ve yüzey akışını artırıyoruz. Bu durum da su baskınlarında en önemli etkenlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır," ifadeleriyle uyarısını sonlandırdı.

Kaynak: DHA