Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, sonbahar aylarında görülen yağışların, uzun süredir devam eden kuraklığın etkisini belirgin biçimde ortadan kaldırmadığını söyledi. Türkiye genelinde ve özellikle Ege Bölgesi’nde kuraklık şartlarının kış aylarında da etkisini sürdüreceğini belirten Türkeş, bölgesel hava dolaşımı ve mevcut atmosferik koşullar dikkate alındığında yıl sonuna kadar yeterli ve düzenli yağış beklentisinin zayıf olduğunu ifade etti.
Yaz ve sonbahar döneminin normalden daha sıcak ve kurak geçtiğine dikkat çeken Türkeş, eylül, ekim ve kasım aylarındaki yağışların kısa vadede bir miktar rahatlama sağladığını ancak uzun süreli meteorolojik ve hidrolojik kuraklık üzerinde kalıcı bir etki oluşturmadığını vurguladı. Aralık ve ocak aylarında da hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde, yağışların ise normalleri civarında ya da altında seyredeceği öngörüsünde bulundu.
Yağışlı sistem etkili olacak
Prof. Dr. Türkeş, geçtiğimiz hafta Türkiye’ye yağış getiren hava sistemlerinin ardından, özellikle Batı Anadolu’dan başlayarak ülkenin büyük bölümünü etkisi altına alacak yeni bir sistemin yaklaştığını belirtti. Orta Akdeniz kaynaklı cephesel bir alçak basınç merkeziyle ilişkili bu sistemin, 5 Aralık itibarıyla kuvvetli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlara neden olabileceğini dile getirdi.
Yağışların hafta sonu boyunca özellikle Güneybatı Anadolu ve Akdeniz Bölgesi’nde yer yer şiddetli şekilde devam etmesinin beklendiğini kaydeden Türkeş, kısa süreli ve yoğun yağışların etkili olacağını söyledi.
Sel ve su baskını riski yükseliyor

Artan hava sıcaklıklarının buharlaşma oranını da yükselttiğini ifade eden Türkeş, Akdeniz Havzası’nda hava kütlelerinin daha fazla nem tutabildiğine dikkat çekti. Bu durumun hidrolojik döngüyü daha düzensiz ve şiddetli hale getirdiğini belirten Türkeş, yağış koşulları oluştuğunda yağmurların daha çok kısa sürede ve yoğun biçimde gerçekleştiğini aktardı.
Uzun süreli kuraklık sonrası görülen kuvvetli yağışların büyük bölümünün toprağa nüfuz edemeden yüzeysel akışa dönüştüğünü söyleyen Türkeş, bu durumun sel ve taşkın riskini artırdığına işaret etti. Metrekareye 50 kilogram ve üzeri düşen yağışların, altyapı yetersizlikleriyle birleştiğinde kentlerde ciddi su baskınlarına yol açabileceğini belirten Türkeş, bazı bölgelerde heyelan ve erozyon tehlikesinin de ortaya çıkabileceğini kaydetti.
Kar yağışı da yetersiz kalıyor
Küresel ısınmanın etkisiyle yüzey ve alt atmosfer sıcaklıklarının sürekli yükseldiğini dile getiren Türkeş, bu nedenle en soğuk hava sistemlerinde bile yeterli kar yağışının oluşamadığını söyledi. Kar yağsa bile özellikle düşük ve orta rakımlı alanlarda yüzey sıcaklıklarının yüksek olması nedeniyle hızlı bir erime yaşandığını vurguladı.
Bu durumun “kar kuraklığı” olarak adlandırılan yeni bir sorunu ortaya çıkardığını belirten Türkeş, yeterli kar birikiminin olmamasının, yağmur eksikliğini daha da derinleştirdiğini ve su kaynaklarını olumsuz etkilediğini sözlerine ekledi.





