Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayları miting alanına deniz ulaşımıyla gelerek, Gündoğdu Meydanı'na giriş yaptı.

Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayları İzmir'de açıklamalarda bulundu. 

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, şunları söyledi:

İzmir 15 Mayıs sabahına çoktan uyanmış.

Güzel İzmir'in dağlarına bahar çoktan gelmiş. İzmir umut dolu. İzmir neşe dolu.

Gençler bu iktidar ne diyor. İş var ama gençler iş beğenmiyor diyor. Arkadaşlarım beğenmediğiniz ne varsa haklısınız. Bugünkü hayatınız çocukken hayal ettiğiniz hayattan farklıysa elbette beğenmeyecekseniz. Yarınlarınızı göremiyorsunuz elbette beğenmeyeceksiniz. Haklısınız. Biz de beğenmiyoruz. Bu ülkenin sizlere bir gençlik borcu. Sizlere bir gençlik borcumuz var.

Hedefimiz her alanda ama her alanda Avrupa standartlarını yakalamış bir Türkiye. Çünkü Türkiye her alanda en iyisini hak ediyor. Demokrasi, temel hak ve özgürlükte, ekonomide, sağlıkta, sanatta Türkiye en iyisini hak ediyor. Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımız en yüksek yaşam standartlarını hak ediyor.

Bu ülke çok güçlü bir ülke ama kötü yönetiliyor.

Bu güzel ülke iyi yönetildiği zaman 1923'ten bu yana, gördük ve yaşadık. Dürüst ve ehil insanlar başa geldiğinde bu ülke nasıl uçuyor yaşadık.

İmamoğlu: Kazanıyoruz İzmir

Yavaş'ın ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu kürsüde açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

* En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. İzmir hazır mıyız? Her şey... Muhteşemsiniz. Kesinlikle her şey çok güzel oluyor. Kazanıyoruz İzmir, kazanıyoruz. Millet kazanıyor millet.

* Atatürk bize hem cumhuriyet, hem milletin Meclis'ini hem de demokrasiyi emanet etti.

* Millet İttifakı işte tam da cumhuriyetin yolunu takip ediyor. Yine takip edilen milli iradeyi esas alan yol. Ve bu yol hepimizi 2. yüzyılın başında muhteşem bir dönem vaat ediyor. Millet İttifakı bu milletin ortak aklı, ortak ruhu, birliği. Ve buradan şunu söylemek istiyorum. Tabii ki bir birleştirici güç lazım. 6 liderin ortaya koyduğu bu birlik muhteşem. İşte burada beni görüyorsunuz. Aslında bu ittifakın en önemli kazanımlarından biri İstanbul'u kazandık. Birlikte kazandık. O birleştirici gücü ortaya koyan ve sürekli sürecin sonunda demokrasi kazanımlarının teminatı olan ve Allah'ın izniyle 15 Mayıs sabahı 13. cumhurbaşkanımız olacak Kemal Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyoruz.

* Esas olan Millet İttifakı'nın iktidarı milletin iktidarıdır, 86 milyonun iktidarıdır. Türkiye'nin 2. yüzyılının başlangıcını sizlerle, milletin evlatlarıyla yöneteceğiz.

* Türkiye'nin sorunları çözülsün, ekonomi rahatlasın, paramız pul olmasın, gençleri yeniden işe-aşa-üretime ve geleceğin teknolojisiyle buluşturmak istiyoruz. Ortak akıl işbaşına geliyor. Hazır ol izmir, hazır ol Türkiye.

* Sahadaki demogojik cümlelere aldanmayın. Unutmayın ki Millet İttifakı'nın güçlü kadroları, arkasında toplumsal güç 86 milyon insanımız için seçim kazanacak.

* Darbeymiş, marbeymiş. Seçimi onlar kazanırsa milli irade, Millet İttifakı kazanırsa darbeymiş. Hadi oradan, hadi oradan, hadi oradan.

* Kazanıyoruz, İzmirliler, 86 milyon insanımız kazanıyoruz. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Kazanıyoruz, kazanıyoruz, kazanıyoruz.

"Gençliğimiz var yolumuz uzun"

* 86 milyonun iktidarı geliyor, bir avuç insan kaybediyor, ben bilirim diyen akıl kaybediyor, ben her şeyin hakimiyiz diyen akıl tıpış tıpış evine gidiyor, evine gidiyor.

* Gençliğimiz var, yolumuz uzun. Asla bölünmeyeceğiz, oylarımızı bölmeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığında uyumuz 13. cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na. Oyumuzu bölmeyeceğiz, böldürmeyeceğiz. Oylarımız Millet İttifakı'na.

Ticaret Bakanı Bolat'dan sert çıkış: "Fırsatçılara taviz vermeyeceğiz!" Ticaret Bakanı Bolat'dan sert çıkış: "Fırsatçılara taviz vermeyeceğiz!"

* Yerli ve milli olmanın demokrasiye, bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak olduğunu, yerli ve milli olmanın 86 milyon insanımıza eşit gözle bakabilmenin, yerli ve milli olmanın hak, hukuk ve adeletin takipçisi olmak olduğunu aklımızdan çıkarmayacağız.

* Bir avuç insan, kendisine oy vermeyenleri hain diye tanımlayan insanlara gülüp geçilir. Artık meydanlarda konuşma bile yapamıyorlar. Gülün geçin.

* Bu seçim partilerin yarışı değil. Bir grubun iktidar olma seçimi değil. Bu seçim 86 milyon insanın kazanacağı bir seçim. Dolayısıyla sandıklarda oy patlaması yapmaya, 15 Mayıs sabahı pırıl pırıl bir güne uyanmaya... İçinize çekiyorsunuz mis gibi demokrasi, içinize çekiyorsunuz mis gibi liyakat, içinize çekiyorsunuz mis gibi kadınlara özgürlük, içinize çekiyorsunuz hak, hukuk, adalet.

"Anketleri gördükçe..."

Karamollaoğlu'nun ardından sözlerine başlayan ABB Başkanı Mansur Yavaş, "Diyorlar ki biz gidersek darbe olur. Seçime girebilirsiniz ama kazanamazsınız diyorlar. Kazanmak yasak. Hayır, demokrasi yerini bulacak" diye konuştu.

Yavaş'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

* Biz normal seçimi unuttuk, siyasi partilerinin fikirde yarıştığı dönem bitti artık. Sürekli üstünüze bir şeyler sallamaya başlıyorlar. Artık deniz bittiği için, her şeyi tükettikleri için, 21 yılın sonunda söyleyecekleri bir şey kalmadığı için sürekli suçluyorlar.

* Biz bu nefret dilini yok edeceğiz, kötülüğü yok edeceğiz, Türkiye'yi normal siyasetle buluşturacağız. Yuh çekerek nefesinizi bile harcamayın.

* Diyorlar ki biz gidersek darbe olur. Seçime girebilirsiniz ama kazanamazsınız diyorlar. Kazanmak yasak. Hayır, demokrasi yerini bulacak. Bu milledin iradesi sandığa yansıyacak ve sandıktan çıkacak sonucu kabulleneceksiniz.

* Belediyede yolsuzluk dönemi bitti. Halktan aldığımız para tümüyle halka dönüyor. Yardımlarımız en az 100 misli devam ediyor. İşten adam çıkaracaklar dediler. Çıkarmadık.

* Şimdi yapılan konuşmalar da anketler üzerinde yapılan konuşmalar. Anketleri gördükçe saçmalamaya devam ediyorlar.

* İstanbul düşerse, Kudüs düşer... Mekke düşer. Seçimi iptal ettler. İstanbul'u 800 bin oy farkla kazandı İmamoğlu. Çok daha iyi oldu. 

* Bırakmak istemiyorlar çakarlı arabalarını, villalarını, üç-beş maaşı, torpili bırakmak istemiyorlar. Bu düzen onların işine giriyor.

* Şampanyayla kutlayanlar diyince aklıma ne geliyor? Uçakta bir tane bakan şampanyayı çekmiş çekmiş sızmış. İktidarın bakanı. Ona tek kelime söz ettiğini duydunuz mu? Her cuma günü ayet bulup bulup sallıyoruz diyene tek kelime ettiğini duydunuz mu? Ayrıca, büyükelçi yaptılar.

* Bu adamlara devlet mi teslim edilir? Sayın genel başkanımız devleti biliyor. Bu devlete teslim edilir mi denenlerin içerisinde kendilerinin seçtiği, cumhuriyetimize başbakanlık yapmış insan var. Sayın Babacan bakanlık yapmış. Bu adamlara bu devlet teslim edilir mi diyorlar?

* Çözüm Süreci'nde yanlış yapıyorsunuz diyenlere bildiklerini yapıyorlardı. Halbuki bu ülkeyi sıfır terörle aldılar. Şimdi herkesi terörist ilan ediyorlar. Bunlar mevsimlik vatanseverlar.

* Artık bu ülkede siyaseti normalleştirmenin zamanı geldi. Oy versin vermesin herkese aynı muameleyi edecek. Bize oy vermeyenlere hain demiyoruz, hizmet götürmemezlik yapmıyoruz. 6 lider farklı fikirlerde olmasına rağmen uzlaştılar. Türkçemizin en güzel kelimelerinden biri. İnşallah bu yolda devam edecekler.

* Benim bildiğim iyi bir Müslüman'ın ağzından bal damlar, kimseye iftira etmez. Birleşe birleşe kazanacağız.

* 14 Mayıs'ta CHP Genel Başkanımızı ilk turda seçeceğiz. Sizler de geleceksiniz. Çankaya'ya kadar yürüteceğiz. O yürümeyi seviyor.

"Patinaj yapmaya başladılar"

Soyer'in ardından Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, kürsüye geldi.

Karamollaoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

* Önemli bir dönemden geçiyoruz. Seçimlere gidiyoruz ancak bu seçimler bugüne kadar yapılmış seçimlerden çok ama çok farklı olacak. 20 yıldır iktidarda kalan, son iki dönemdir tek başına ülkeyi yöneten arkadaşlar patinaj yapmaya başladılar. Problemleri çözemiyorlar. Son zamanlarda taktik değiştirdiler. Bir sürü yeni buluşu milletimize biz ne kadar becerikliyiz diye anlatmaya çalışıyorlar. Boşuna uğraşıyorlar artık. Milletimizin derdi belli. Adalet bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz husus.

* 85 milyonluk ülkemizde 85 milyonun da hangi düşüncede, hangi inançta olursa olsun rahat geçinebilecek bir gelire ihtiyacı var. Bunu sağlayamazsanız ülkede huzur olmaz. Elbette içinde bulunduğumuz şartlarda bölgemizde emniyetli bir şekilde politikalarımızı uygulayabilmek için de içinde bulunduğumuz bölgenin barışa ve huzura ihtiyacı var.

* Ben sadece bir hususu gündeme getirerek sözlerimi tamamlamak istiyorum. 100 küsur yıl önce İstiklal Harbimiz başarıyla neticelendi ve İzmir bağımsızlığın sembolü oldu adeta. Bundan dolayı sizleri de bugün tebrik etmeyi bir görev olarak biliyorum. Ancak hemen bu bağımsızlık gururunun yaşanmasının arkasından yine İzmir'de art arda 7-8 sene farkla İzmir İktisat Kongreleri tertip edildi. 1. kongre hemen yapılı. Derdimiz neydi? Kendi memleketimiz huzur içinde yaşayabilmek için hangi adımları atmamıza ihtiyaç var? Bunlar tek tek belirlendi. Arkasından da belli bir tecrübe geçirdiğimiz için 2. İktisat Kongresi yine İzmir'de yapıldı. 1930'lar burada yapılan kongreler neticesinde ülkemizin nasıl büyük hamlelere sahip olduğunu elbirliğiyle gördük. Her ilde fabrikalar...

* Bunlar belki şu anda size çok önemliymiş gibi gelmeyebilir. Ama bizim politikalarımızın temelinde bu anlayış yatıyor. Biz ülkemizi bir baştan bir başa sanayi tesisleriyle, yüksek teknolojiyle yönetmek mecburiyetindeyiz. İşsiz tek bir insan kalmayacak. Her çalışan insan rahatlıkla geçinebileceği bir gelir elde edecek.

* Bu bizim idealimiz. Hangi yolla bunu gerçekleştireceğiz? Biz ülkemizi bir baştan bir başa yüksek teknolojiyle, bizi zenginleştiren, gerektiğinde bize ihracat imkânı veren tesisler kurmak mecburiyetindeyiz.

* Şimdi TOGG arabasıydı, elbette insansız hava araçlarıydı. Yok tankımızdı. Bunların hepsini sergiliyorlar. Ama sizin ihtiyaçlarınıza nasıl çare bulacaklarını söyleyemiyorlar. Bilmiyorlar çünkü bu problemin nasıl çözüleceğini. Biz nasıl çözüleceğini size anlatmak istiyoruz.

* Beklentimiz 14 Mayıs'ta Türkiye'de bir zihniyet değişikliğine, bir yönetim anlayışı değişikliğine ihtiyacımız var.

* İktidara bugünkü Millet İttifakı gelecek. Sayın Kemal Bey 13. cumhurbaşkanımız olacak. Kurulacak hükümet bu milletin bütün ihtiyaçlarını demokratik bir ortamda, insan hakların yaraşır şekilde karşılayacak.

Editör: MELEKŞAH TUFANER