Türkiye'de 60 milyon seçmen 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanı Seçimi için sandık başına gitti. YSK Başkanı Ahmet Yener tarafından açıklanan verilere göre; seçimin ikinci tura kaldığı kesinleşti.

Siyaset gündemi tamamen ikinci tura odaklanırken; Cumhur İttifakı ortağı, terör örgütü Hizbullah'ın siyasi ayağı HÜDA PAR'ın Meclis'e girmesi de gündemdeki yerini koruyor.

"Domuz bağları", "mezar evler" ve "satırlı cinayetlerle" 90'lı yıllardan hafızalara kazınan terör örgütü Hizbullah davaları kapsamında yargılanan sanıklar tahliye ediliyor.

Hizbullah sanıklarının tahliyesi 4 HÜDA PAR'lının TBMM'ye girmesi toplumda bir kaygı yaratırken "Hizbullah yeniden diriliyor mu?" sorununu gündeme taşıdı.

90’lı yıllarda Hizbullah cinayetlerine kurban giden pek çok kişinin avukatlığını yapan Yaşar Altürk, Hizbullah gerçekliğini ve o dönem duruşmalarda yaşananları anlattı.

Halk TV'den Seyhan Avşar'ın haberine göre; ilk aldığı dava dosyanın bir arkadaşının oğlunun Hizbullah öldürülmesine ilişkin dosya olduğunu aktaran Av. Altürk, davalarda çok sayıda müştekinin avukatı olmasıyla örgütü yakından takip eden isimlerden.

Hizbullahçıların iki grup olduğunu kaydeden Altürk şunları söyledi:

"Hizbullah iki gruptur. İlimciler ve menzilciler. İlimciler Hizbullah’ın silahlı kanadıdır. Menzilciler ise tebliğci kanattır. 90’larda işlenen cinayetlerde ilimciler Menzilcileri de öldürdü. Onlardan bayağı kaçan Menzilciler avukat bulamıyordu. Ben sosyal demokrat bir insanım. Duruşmalara girerken onların avukatlığını yapmamı istediler. Ben de kabul ettim" dedi.

"Bu dosyalarda çok vahim şeyler gördüm" diyen avukat Altürk sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadın kocasını ihbar ediyor, adam karısını ihbar ediyor. Aile, dayanışma, toplumun adetleri denilen şeyler bu dosyalarda yoktu. Suudi Arabistan’ın İslam öncesi halinin belki daha ilkel halini bu örgüt o bölgede yaşattı."

Yargılamalarda her şeyin net bir şekilde ortaya konulduğunu aktaran Altürk, "Hizbullah şeffaf bir örgüttür. Neden mi şeffaf diyorum. Hizbullah yaptıkları tüm işleri, işledikleri tüm cinayetleri kayıt altına alıyordu. Bu görüntüleri Beykoz’da bulunan örgütün lideri Hüseyin Velioğlu’na gönderiyordu" dedi.

Altürk şöyle devam etti:

Hatay'da Kuduz Alarmı: 2 Mahalle Karantinaya Alındı! Hatay'da Kuduz Alarmı: 2 Mahalle Karantinaya Alındı!

"Sadece bu da değildi Velioğlu’na gönderilen. Örgüt mensupları bir özgeçmiş metni hazırlar bunları da merkeze gönderirlerdi. Beykoz’da düzenlenen operasyonda tüm belgeler ele geçirildi. Bu belgeler mahkemelere getirildi. Kimsenin bize iftira atıyorlar deme şansları yok çünkü tüm belgeler kayıtlar dava dosyalarında var.

Ayrıca biz Hizbullah’ın cinayet videolarını duruşmalarda izledik. Hatta sorguladıkları kişileri de videoya alıyordu. Biz bunları da duruşma salonunda izledik. Korkunçtu. Hâkimler de dâhil zaman zaman sırtımızı döndük, zaman zaman ben dışarı çıktım bu görüntüleri izlerken."

Hizbullah sanıkları hakkında tahliye kararları verilmesine değinen Altürk, şu ifadeleri kullandı:

"Yargıtay’ın içini boşalttılar. Bu kişileri tahliye ettiler. Mahkemelerde askeri üyelerin olması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından adil yargılama hakkının ihlali olarak değerlendirilmişti. Ben militarist biri değilim.

Ancak Devlet Güvenlik Mahkemesindeki askeri üyeler hukukçuydular. Ayrıca şimdiki hakimden çok daha hukuka ve usule bağlı kişiydiler. Bugünlerde onları mumla arıyoruz. Hukuk, usül hepsi talan edildi. AİHM kararlarının ardından tüm sanıklar tahliye edildi. Şimdi yeniden yargılama yapılıyor. Dosyaya gelen giden sanık yok. Kimileri Hizbullah’ın bittiğini sanıyor. Hizbullah hiç bitmedi. Halen faal. Hatta kamu kurumlarına yerleştirilmiş vaziyetteler."

Editör: MELEKŞAH TUFANER