Zimbabve, sahip olduğu altın ve elmas rezervlerine rağmen ekonomik yönetimde yapılan hatalar nedeniyle tarihin en büyük hiper enflasyon krizlerinden birini yaşadı. 2000’li yıllarda tarım üretiminin düşmesi, siyasi çalkantılar ve yanlış para politikaları, ülkeyi kısa sürede ekonomik çöküşe sürükledi.

Bir Ekmek İçin Trilyonlarca Dolar

Bu dönemde enflasyon o kadar hızlandı ki fiyatlar yalnızca gün içinde değil, saatler içinde değişmeye başladı. Sabah farklı fiyata satılan bir ürün, öğleden sonra iki katına çıkabiliyordu. Halk çantalar dolusu banknot taşımak zorunda kaldı. Zimbabve Merkez Bankası’nın bastığı 100 trilyon Zimbabve Doları’lık banknot bile çoğu zaman yalnızca bir ekmek almaya yetiyordu.

Halkın Dövize Yönelişi

Krizin en ağır etkileri 2009 yılında kendini gösterdi. Zimbabve hükümeti, kendi para birimini tamamen tedavülden kaldırmak zorunda kaldı. Ülkede günlük ticaretin döndüğü para birimleri Amerikan Doları, Güney Afrika Randı ve Botsvana Pulası oldu. 2019’da yeniden piyasaya sürülen Zimbabve Doları ise halkın güvenini kazanamadı. Bugün dahi ülke ekonomisinin büyük bir kısmı ABD Doları üzerinden işliyor.

Ekonomik Tarihe Geçen Bir Ders

Zimbabve’de yaşanan hiper enflasyon, yalnızca ülkenin değil, dünya ekonomi tarihinin de en çarpıcı örneklerinden biri olarak kayıtlara geçti. “Parası var ama değeri yok” sözünü somutlaştıran bu süreç, ekonomik istikrarın ve doğru para politikalarının ne denli hayati olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Kaynak: Haber Merkezi