Harita boyutu açısından daha sınırlı, ancak içerdiği yenilikler ve tasarımsal cesaretle önceki Souls oyunlarının ötesine geçiyor. Nightreign, geleneksel Souls formülünü tamamen terk etmese de onu günümüz oyuncu alışkanlıklarına uygun şekilde dönüştürmekten de çekinmiyor.

Konusu Ne?

Nightreign, ana oyundaki Limgrave bölgesine benzer şekilde “The Shattering” olayından etkilenmiş paralel bir evren olan Limveld’de geçiyor. Bu dünya, Night’s Tide adlı uğursuz bir felaketin eşiğinde. Oyuncular, bu felaketi durdurmak ve Limveld’in tamamen yok olmasını engellemek için Nightfarer adlı savaşçılar olarak göreve çağrılıyor. Hedef ise oldukça net: İki gün hayatta kalmak, düşmanlardan güç toplamak, ganimetlerle donanmak ve ardından her bir görevde karşımıza çıkan devasa patronlar olan Nightlords’ları yenmek.

Görev Yapısı ve Oynanış

Nightreign, klasik “açık dünya keşfet, görev al” yapısından farklı olarak, Monster Hunter tarzı görev panosu sistemiyle ilerliyor. Her bir Expedition (Sefer), belirli bir Nightlord’a odaklanıyor ve bu görevlere başlamadan önce oyuncular ekipmanlarını, yeteneklerini ve stratejilerini belirliyor.

Oyunun başında sadece Tricephalos adlı görev açılıyor. Görev sonunda karşımıza çıkan Gladius isimli üç başlı dev kurt, oyunun ne kadar zorlayıcı olduğunu ilk dakikadan hissettiriyor. Ancak Nightreign’in güzelliği sadece bu büyük dövüşlerde değil, oraya ulaşana kadar yaşanan zorluklarda saklı.

8 Farklı Karakter ve Derin Savaş Sistemleri

Oyuncular, klasik Souls tarzındaki karakter yapılarına benzeyen 8 hazır karakterden birini seçiyor. Örneğin:

  • Wylder: Dengeli bir savaşçı (Quality build),
  • Raider: Dev silahlarla oynayan barbar,
  • Recluse: Saf büyü kullanıcı,
  • Executor: Kanama ve statü etkilerine odaklanan katanacı.

Her karakterin kendine özgü yetenek setleri var ve bu yetenekler, çeşitli Relic (kalıntı) sistemleriyle geliştirilebiliyor. Relic’ler, istatistik artışları, yetenek soğuma süresi kısalmaları veya yeni hareketler gibi özellikler kazandırıyor. Bu yapı, oyunu derinleştirirken, geleneksel Souls oyunlarında rastladığımız "istatistik kağıdı kasma" ihtiyacını ortadan kaldırıyor.

Ekip Çalışması Şart

Nightreign, tek başına oynanabilir olsa da oyun yapısı kesinlikle çok oyunculu (co-op) deneyime göre tasarlanmış. Düşman yoğunluğu, haritanın dinamikleri ve boss savaşları; 3 kişilik bir ekiple bile oldukça zorluyken, tek başına girmek adeta bir sabır testi.

Her görevde belirli bir süre içinde haritayı keşfetmek, kamp alanlarından ekipman toplamak ve son güne hazırlanmak gerekiyor. Ayrıca harita, Night’s Tide tarafından yavaş yavaş sarıldığı için oyuncular sürekli hareket etmek zorunda.

Dinamik Dünya: Limveld

Limveld, ilk başta sıradan bir harita gibi görünse de zamanla dinamik olaylarla kendini gösteriyor. Bazı bölgeler yok olup yeni yapılar ortaya çıkabiliyor. Örneğin, zorlu bir boss olan Caligo’yu yenebilmek için oyuncular, kuzeyde aniden ortaya çıkan Mountaintop adlı buzlu bölgeyi keşfetmek zorunda kalıyor. Buradan elde edilen ganimet sayesinde Frostbite etkisine karşı direnç kazanılıyor ve savaş daha dengeli hale geliyor.

Nightlords: Zorluk ve Şov Bir Arada

Nightreign’in patron savaşları, FromSoftware’ın bugüne kadar ürettiği en gösterişli dövüşler arasında yer alıyor. Özellikle final boss, Shadow of the Erdtree DLC’sindeki tüm bossları bile gölgede bırakabilecek kadar etkileyici.

Öte yandan, Dark Souls üçlemesinden bazı klasik bosslar da oyuna dahil edilmiş: Gaping Dragon ve Centipede Demon gibi isimler nostalji yaşatsa da yeni oyun sistemine adapte edilmedikleri için biraz “eski moda” kalıyorlar.

Puan: 9/10 – Cesur, riskli ama unutulmaz bir deneyim.

Kaynak: Haber Merkezi