Son Mühür TV’de yayınlanan Hayatın Nabzı programına katılan İzmir Ege Medya Platformu Başkanı Ahmet Kaplan seçimlerde ekonomi faktörünün halkın seçimlerine dair etkilerini anlattı. Kaplan, enflasyon için çelişkiler olduğunun altını çizerken, tedbirler alınması gerektiğini vurguladı. İşte Ahmet Kaplan'ın konuşmasında öne çıkan detaylar...

Türkiye’de çelişkiler yumağı var
Ben diyorum ki Türkiye’de bir çelişkiler yumağı var. Enflasyon evet pik yaptı ama durdu ve aşağı doğru inişler başladı. Gıda fiyatlarında tüm dünyada da aşağı doğru fiyat seyri başladı. Türkiye en büyük meyve sebze ihracatçılarından birisi. Konu üretim ya da arz talep bağlantısı diyorsak burada bir çelişki var. Hangi mantıkla böyle bir karar alındı ? Yatçıya neden ucuz mazot veriliyor da çiftçilere verilmiyor ?

Patates 30, soğan 20’lerde. Bu arz-talep piyasasıysa belirlenmiş fiyatlar değil. Yapay fiyatlar bunlar. Avrupa’da 4-7 seyrediliyor. Avrupa’da şok tedbirler alındı. Bu serbest piyasa demedi Avrupa ve devlet fiyat dondurma yaptı. Biz en büyük sebze meyve üretici ülkelerden birisiyken, dünyada neden fiyatlar aşağı seyir ederken bizde yukarı seyrediyor  ?

Türkiye’de doğrudan doğruya maaliyet artışlarıyla alakalı değil. Elbette yok mu var çok var. Tohum gübre mazot yem çok pahalandı. Bu pahalı ürünler çiftçinin ucuz üretme gücünün elinden alınmasını getirdi. Bugün bir çuval gübre çok pahalı hala da uçuyor ve kontrol ve müdahale yok. Bunlar tarıma şok büyük bir darbe vuruyor.

Hükümetin fiyatları kontrol altına alması lazım

Hükümete çağrı yapıyorum, hükümetin özellikle gübre fiyatlarını kontrol altına alması lazım. İkincisi ucuz tohum ve ucuz mazot verilmesi gerekiyor. Zaruri temel gıda maddelerinden hükümet derhal revizeye gitmeli. Halkımız çok zor durumda. Dünyada çok az ülkenin yaşadığı zorlu bir süreç yaşanıyor. İhracatçı ülke olmamıza rağmen en pahalı gıdayı tüketmek sadece girdi maliyetleri ile açıklanması doğru değil.

Kazanan kim tedarik zincirinde komisyoncular dediğimiz, yıllardır düzeltilemiyor. Üretici ve tüketiciler kaybediyor. Bu zincir yıllar yılı hala kırılamadı. Tarım kredi marketleri kuruldu. Doğru muydu ? evet neden doğruydu. Devletin piyasayı regüle etme rolünü devreden çıkardığınızda kartellerin anlaşmalı şekilde fiyatlarla nasıl oynadığını, özellikle et fiyatları ile birkaç üreticinin kendi aralarında nasıl yükselttiğini gördük.

Hükümetin fiyatları kontrol altına alması lazım

Türkiye’de en çok eleştirildiğimiz gelir adaletsizliği

Türkiye’de en çok eleştirildiğimiz gelir adaletsizliği. Gelişmelere baktığımızda makasın daralması var dünyada. Gelir eşitsizliğini azaltmanız için orta direkteki makasın daraltılması lazım. Makas o kadar çok açılmaya başladı ki, gelir adaletsizliğinde gelirin en büyük payını yüzde yirmilik kesim aldı. Burada hükümete düşen çok önemli şeyler var.

Ekonomi AK Parti için çok büyük avantajdı 2007-2010’larda. Şimdi bu rakamlara bugünkü gerçeklik ,üzerinden bakamayız. Jeopolitik olaylardan da bakmalıyız. Operasyonlar var, terör var, büyük bir deprem yaşadık. Bütün bunlara rağmen bu gelir eşitsizliğini onlara da bağlayamayız.

Emekliler isyanda, kimse onları duymak istemiyor

Emekliler isyanda, kimse onları duymak istemiyor. Muhalefet seçim sürecinde yeni gündeme getirmeye başladı. Neredeydi bu muhalefet Hükümete çağrı yapıyoruz. 10 Bin liraya bir ev kirası bile değil, bu insanı yoksulluğa ölüme nasıl terk edersiniz. Ülke gerçekliği ile tablo örtüşmüyor.

Bir bakıyorsunuz en yüksek payı alan yüzde yirmi diğer tarafta yoksulluğu çekenler. Gerekirse bütün tasarrufu harekete geçirip, revize edip bu tablonun düzeltilmesi gerekir. Emekliye vereceği ücret piyasanın ekonominin canlanmasını sağlayacak. Emeklimiz yurtdışına gitmiyor ki yine piyasaya gidiyor. Emeklilerin ücretlerinin arttırılması gerekir şart zarurettir.

Bu enflasyondan beslenenler var

Bu enflasyon fakire kaybettirirken, zengini kazandırıyor. Bu enflasyondan beslenenler var. Enflasyon ve vergilendirme çok önemli kalemler. En yukardaki ile en aşağıdaki aynı vergi diliminde vergi ödüyor. Bu vergi adaletsizliği. Eşit vergi olmaması gerekir, gelirden vergi olması gerekir. Herkes kazandığı kadar vergi vermesi lazım. Hükümetler yeteri derecede vergi toplayamadığı için dolaylı olarak kafestekilerden vergi alarak makası açıyor maalesef.

Uzlaşmacı dilin Türkiye'ye fayda sağladığını düşünüyorum

Bu seçimlerde en sevindiğim olay iktidar ve muhalefete baktığımızda kendi seçmenlerini ayrıştırıcı söylemlere göre daha az başvuruluyor. Bunun çok sebepleri var. Geçmişteki gibi hiçbir parti kendi seçmeni ile seçimi kazanmaya sahip değil. Genel tabloda her bir partinin diğer parti seçmeni ile bağ kurması gerektiğini düşünüyorsunuz. Geçmişte kendi seçmeni yeterliydi, söylemler daha ayrıştırıcı ve keskindi ama bu seçimde daha birleştirici ötekileştirme dilimden daha uzak görüyoruz. Dolayısı ile uzlaşmacı dilin Türkiye’ye fayda sağladığını görüyorum.

Burcu Köksal geri adım atmadım diye açıklama yaptı

Burcu Köksal'ın DEM Partililer için olan açıklamasında Kürt vatandaşlarımıza yönelik bir açıklama yaptığını düşünmüyorum. Elbette ki bir ayrımcı politikayı ayrışmayı kabul etmeyiz, onlar bizim kardeşimiz.

Burada çok enteresan durum var CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve  Büyükşehir Belediye Başkanı birbiri ile çelişiyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel bunu bir dil sürçmesi olarak düzeltse de arkasından Burcu Köksal'ın Barış Yarkadaş'a yaptığı açıklamada geri adım atmadığını söyledi. 

Muhalefetin kendine sorması gereken sorular var 

Neden seçmenin mutfaktaki tencerenin kaynamasında yaşadığı sorunlarında hala kitle halinde diğer partilere yönelim olmuyor ? Muhalefetin kendisine sorması gereken sorular var. Muhalefet muhalefet yapmahyı dab ilmiyor. Tencere hükümet götürdü denir, genel seçimde bu teori yıkıldı.

CHP beka sorununa karşı gelişme gösteremedi ve gayreti de olmadı.

CHP beka sorununa karşı gelişme gösteremedi ve gayreti de olmadı. Tam tersine genel seçimlerde partilere yönelik oylar daha ağırlıklıdır. Kişilere yönelik oy kullanımı partilerden daha yüksektir. Hala muhalefette seçmene umut vaat edecek bir gelişme yok. CHP seçim sürecini o kadar problemli bir şekilde yürüttü ki küskünler ordusu kuruldu. Ve CHP'nin aleyhine çalışıyor.

Kurultay hesaplaşmasının hesaplamaları yapılıyor şu an. 3 eş genel başkan var CHP'de güç savaşı yaşanacak. Hala içerden geniş ölçekte demokrasi dense de ne yazık ki farklı kotrolsüz seslerinin ortaya çıktığu bir olayda, muhalefet hala bir umut olamıyorsa muhalefetin kendisini göstermesi gerekir

İstanbul'da seçim durumu 

Murat Kurum’un İstanbul seçmenine hitap edebilme adına AK Parti için doğru bir aday olduğunu düşünüyorum. Süleyman Soylu konuşulmuştu ama Süleyman Soylu bütün seçmene hitap edemez.

CHP genel merkezi kent uzlaşısı altında hataya düşüyorlar. Belediye meclis üyelikleri verildi yani kamuoyuna açık ve net değil. Kent uzlaşısı diye bunun üstünü örtemezsin seçmen bunun ne olduğunu biliyor.

Bir ilçede DEM’li bir aday CHP etiketiyle ilçe belediye adayı gösterildi. CHP Seçmen öyle düşünmüyor. Seçmen nezdinde bir güven sorunu yaşanıyor. Siz bu kent uzlaşısı altında bu ittifakı örtemezsiniz. Türkiye ittifakı kent ittifakı adı altında üstü örtülmek isteniyor ama açık cve net. CHP böyle bir tercihte bulunabilir mi ? tabi ki ama bunu açıklaması gerekir. Özgür özel DEM yöneticilerine terörle aranıza mesafe koyun diyebilir,  diyemez mi ?

İstanbul'da seçim durumu 

İzmir'de seçim tablosu

İzmir özelinde, tablo yüzde 18’lerde 7-8’lere kadar geriledi. Bu anketler 4 e kadar indiğine dair çalışmalar var. Özellikle bazı ilçelerde hiç beklenmedik şekilde sürprizler yapacağına doğru şok anketler görüyoruz. Seçmen nezdinde güvensizliği görüyoruz. Bayraklı, Buca, Gaziemir ilçe ile ilgili anket oranlarında yüzde 1-2 kadar düşmüş vaziyette. AK Partinin 1 nisan şakası gibi İzmir’de sürpriz yapması olası gibi. CHP hala seçmen nezdinde erozyona uğruyor. Sorun iktidarda değil muhalefette

Ankara bıçak sırtı

Ankara’nın bıçak sırtında olduğunu düşünüyorum. Her iki aday da milliyetçi kesim için oldukça güçlü. Ankara’nın kaybedilmesi AK Partiyi çok etkileyeceğini düşünmüyorum ama İstanbul AK Parti için oldukça önemli.

Belediye başkanları kendi mahallesine hapsedilmesine müsaade etmesin

Hangi siyasi partiden olursa olsun kentine bölgesine insanlara kim en iyi hizmeti yapacaksa lütfen o gelsin. Oyumu alacak, Halkla bir araya gelmeyecek, makamından çıkmayacak, erişilmez olacak ve bakıyorsunuz adaylarda maalesef bunun olduğunu görüyoruz.

Bazı belediye başkanlarımız var ki gerçekten uzlaşmacı. Herkesle iletişim kuran ve gönüllerini alan marka değeri yüksek belediye başkanlarımız var. Orada da danışmanlar var. Başkanın gücünü alanını gücünü sadece kendi adam ve görüşlerinin dışına çıkarmayarak başkanın gücü alanı ve marekasını dasınırlandırıyorlar. Belediye başkanının marka değeri yok edilmemeli.

TikTok fenomeni video çekerken telefonunu çaldırdı! TikTok fenomeni video çekerken telefonunu çaldırdı!

Siz farklı seçmen kitlelerin gönüllerine girebilirseniz genel merkez sizi bir kalemde atma cesareti gösteremez. Diğer türlü sınırlı olursunuz ve genel merkez de sizi bir kalemde silecek gücü bulur. Belediye başkanları kendi mahallesine hapsedilmesine müsaade etmesin.

Kaynak: HABER MERKEZİ