Son Mühür - Berivan Kaya / Bornova Belediyesi Şubat ayı olağan meclis toplantısının ikinci birleşmi Başkan Vekili Tansel Ertürk idaresinde gerçekleştirildi.
Bağışların kamuya tahsisine AK Parti'den şerh
Bornova Belediyesi’nin vergi, resim, harç ve katılım payları, proje karşılığı alınan bağış ve yardımlar, proje karşılığı borçlanma yoluyla elde edilen gelirlerin bulunduğu banka hesaplarının hakkında kamuya tahsis edilmesi komisyonlardan oyçokluğu ile geldi.
Karara AK Partili Meclis Üyeleri Levent Taşer ve İsmail Bedir şerh koydu.
Bu bir önlem CHP’li Yağmur Yurdakul Özkan ise AK Partili meclis üyelerinin şerhlerine, “Yargıtay kararı sunulmuş, biz dosyalarda lehimize olan kararı sunarız. İki taraf da lehine olan karar bulabilir. Bu bir yargıtay kararı. Bu malların haczedilemeyeceği belirtiliyor. Bunların haczedilemeyeceğine ilişkin bir madde var. Ha itiraz ile haciz kaldırılmış ha öncen tahsis verilmiş. Bu bir önlem oluyor, bunu gören icra müdürlerinin uyguladığı pratikte gelişmiş bir uygulama. Kanunu yorumlama biçimleri var. İki konuda da hukuki tartışmalar var. Ortada da yanlış bir şey yok” dedi.
Başkanın koltuğu haczedilebilir
AK Partili Sait Tatlı ise yanıt olarak, “Hukuki görüşleri vatandaşlar iyi algılayamayabilir ama lütfen borçlanmayın borçlandığınız anca belediye başkanının sandalyesi bile haczedilebilir. Şimdiden uyarayım. 2014 yılında Bütünşehir yasası çıktı, Türkiye’deki bütün belediyelere ‘2019 yılına kadar imar planlarınızı düzenleyin’ dediler. 2019’un sonuna geldiğimizde bizim belediyemiz ile birlikte de birçok belediye çalışma yapamadı ve bu süre uzatıldı. 11 yıl geçti, bakıyoruz bir çalışma yok. Biz vatandaşın yerini sosyal tesis, yol ya da park belirledik. Ama bir taraftan da vatandaşın mağduriyet var, nasıl çözeceksiniz? Belediyemiz önümüzde deprem riski varken böyle bir çalışma yapmalı” dedi.
40 Milyarı belediyeler değil devlet aldı
CHP’li Özkan ise, “Bakanlık’ta yönetmeliğin beklendiğinden bahsedilmiyor ya da kentsel dönüşümden bahsedilirken emeklilerin hangi para ile gireceğinden o evlerin enflasyon oranında sunulan faizleri nasıl ödeyeceğinden de bahsedilmiyor. 40 milyar dolar deprem vergisini de belediyeler almadı, hükümet aldı. Kentsel dönüşümde elini taşın altına koyması gereken yalnızca belediyeler değil biz hükümetten inatla, ısrarla ve umutla hareket etmesini bekliyoruz. Ne yapabilir? Faizleri düşürebilir, insanlara kredi imkânı sağlayabilir ve insanlar da kentsel dönüşüme yönelebilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden bu ay da kesinti yapıldı, kesinti yapmayıp belediyelerin ekonomisine el koymaktan vazgeçebilir. Belediyeler de o azıcık yağı ile bir şeyleri kavurmaya çalışabilir. Belediyelerin elinde çok kaynak varmış gibi konuşmanın alemi olmadığını düşünüyorum. Dönüp bir vatandaşa bakarsak daha yararlı olabiliriz diye düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
Kesinti yaptığımız için mi suçluyuz?
AK Partili Ercan Tekin, “40 milyar değil rakam 40 milyon dolar. Deprem konutlarına harcanıp harcanmamasıyla ilgili bilgi ister veririz. Bilmediğim konuyla ilgili de konuşmam doğru olmaz. Maraş depremi, yüzyılın depremi. 11 ilimizde 2026 yılına kadar bütün depremzedelerin evleri teslim edilecek, elbette bunlar deprem vergisiyle yapılıyor. İzBB, hakedişlerin tamamını öderken şirketlerin ödememe sebebinin sorgulanması gerekiyor. Ben de şu an denetim komisyonundayım ve görebiliyorum. Doğru yönetemiyorsak etkin ve verimlilikten uzak bir belediyecilikten mi bahsetmemiz gerekiyor? Kesinti yapmamız mı suçluluk oluşturuyor? Bunları ödemeyenlerin bir suçu yok, kesintileri yaptığımız için mi suçluyuz?” dedi.
Ölecek halimiz kalmadı
Dilek ve Temenniler kısmında söz alan Özkan, “ Her gün sarsıntılar yaşıyoruz. Bugün 6 Şubat, ben sosyal medyaya girmeye cesaret edemiyorum. Hepimizin ortak problemi ve ortak çözümler bulmalıyız. Biz burada çoğu konuda tartışıyoruz ancak vatandaş hükümet bu kesintiyi haklı sebeple mi yaptı ya da İzmir Büyükşehir Belediyesi zamanında ödedi mi ya da hangi belediyenin hangi borcu var ile ilgilenmekten ziyade canını malını emanet ettiği idareden en temel hakkını bekliyor. Diyor ki; benim yaşam hakkımı her alanda her zaman yasalarda devretmişim kurum olarak hangi partiden olduğum umurumda değil görevini yerine getir. Bunu da herkese ödev veriyor. Çünkü biz yasalara dayalı, tebaa olmayan ve bir takım hakları olan bireyleriz. Canımızı malımızı, sorgusuz sualsiz kaygısız yaşamaya çalışıyoruz. Herkes kendisine ne görev düştüğünün de farkında. Onca insan enkazın altında inlerken ya da orada ölürken…
Aklıma geliyor ‘Devlet nerede?’ diye bağıran insanlar gözümüzün önünde. Devlet derken belediye mi parti mi diye bakmadılar. On binlerce insan öldü ve her gün yaşanma riski var. Belediye de hükümet de birbirine dönüyor ve karşılıklı istişare içine giriyor ama herkes görevinin farkındadır diye düşünüyorum. Enkazı hepimiz gördük görecek halimiz kalmadı. Geçen meclislerde de demiştim, bizim ölecek halimiz kalmadı. Daha fazla ne kadar ölebiliriz. Herkes elini bahaneler üretmeden koysun. Önce devlet, sonra belediyeler vatandaşa beklediği hizmeti vermek zorunda. Bu da basit bir yaşam hakkından geliyor. Bizim insanımız çok şey beklemiyor. Çok şey bekleyecek imkanlar yaşamadık" ifadelerine yer verdi.
Belediye esnaflığa soyundu
AK Partili Meclis Üyesi Osman Zeki Özkebapçı ise, " Bugüne kadar toplu yerlerde İstiklal Marşı ve saygı duruşu olur. Bugüne kadar yaşamadık. Bunu önerge olarak da vereceğim. Diğer konu ise, belediyemiz esnaflığa soyundu. Lokanta açtı, bakkal açtı. Sosyal belediyecilik diyorsunuz ancak diğer adı kasaplık. Fırın da açmayı planlıyorsunuz. Sosyal belediyeciliğe itirazımız yok ancak bu işlem nasıl oluyor? Mal almak için satın alam birimlerim var. Depolamak için depocularım var. Kamyonlarım ve müşterilerim var. Belediyede satma konusunda bir sorun yok. Kartla halka bedelsiz dağıtılacağını duydum. Bir sonraki mecliste ticari işletmelere para girmiyorsa ticari değildir. Ama halkekmek ticaret yapıyor. Ticaret yapmıyorsa sosyal belediyeciliktir. Parası varsa yapabiliyorsa Allah razı olsun. Ancak ticarete dönerse o zaman ticaretin kuralları işler. Belediyenin veya kurumların kendi güçleri ile işçiliği ile kirasıyla destekleyip fiyatı ucuz satıyorsa doğru değil" dedi.
Kapitalist kurallar işlemez
Başkan Vekili Ertürk ise, "Burası kamu kurumu. Kapitalist finans kuralları burada işlemiyor. Bürokrat kadromuz satın alma ile ilgili ciddi çalışmalar yapıyor. Esnaftan şikayet mi var? Biz buraları kurarken lokantaların olmamasına dikkat ediyoruz. Kamu kurumu kamu hizmeti icra eder. Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik konjektür nedeniyle gerekli" dedi.
Bornova'da kesinti oldu mu?
AK Partili Tatlı ise, "İki yıl içerisinde deprem sonrası taahüt edilen konutların yüzde 40'ına yakını teslim edildi. Ben Bornova ile ilgili bir şey konuştuğumda genel siyasete gidiyor. İzmir'de de deprem oldu. Büyükşehir Belediyesi Bayraklı ve Bornova'da imar artışı yaptı. Üzerinden 5 yıl geçti ancak hala çözülmedi. Kendi imkanlarımızla şehrimizde ne yaptık? Belediyelerin ekmeğine el koydular denildi. Bornova'da ekmeğe el konulduğunu bilmiyorum. Merkezi hükümetten gelen paylarda en ufak bir kesinti oldu mu?" diye sordu.
Merkezi hükümet 40 alıp 1 veriyor
Başkan Vekili Ertürk ise, "Merkezi hükümet 40 alıp 1 veriyor. Yatırım planlarından bahsediyorum. Kanunen vermeniz gereken paylardan değil yatırımlardan bahsediyorum" ifadelerine yer verdi.
Bahanelere sığınmak kolay
AK Partili Tatlı ise, "Bütçede her yıl merkezi hükümetten gelen bir rakam var. Her sene tahmin edilenin üzerinde bütçe geliyor. Bahelere sığınmak çok kolay. Ben Bornova'dan örnek vereyim. Bütçemiz geçen sene 2 milyar 250 milyonluk bütçemiz bu sene 5 milyar 450 milyon oldu. Bir sene geçti ancak yatırım yapılmadı. O bütçeye göre bu yatırımlar yapıldıysa bu dönem de yapılması gerekiyordu" dedi.
İzmir'e bakışı problemi
Başkan Vekili Ertürk ise, "Merkezi hükümet 81 ile yatırım programı dizayn eder. Bu sebeple söyledim. Benim iddiam 40 alıp 1 verdiğine dair. İzmir'e bakışı ile ilgili bir problem var" diye konuştu.
Menemen örneği çok acı şeyler barındırıyor
CHP'li Özkan ise eleştirilere yanıt olarak, "Başkanların koltukları haczedilebilir dedi Sait Bey. Başkanların koltuklarıyla ilgilenmek yerine milletin derdiyle ilgilenin dedim. Menemen örneği verdiğimizde 'Menemen'i söylemeyin diye tepki geliyor. Ancak İzmir'de verilecek tek örnek Menemen Belediyesi. Çok acı örnekler barındırıyor ancak konuyu oraya getirmeyelim. Bir kanun maddesi tartışılırken popüler cümleler kuruluyor. Bir genelleme yapılmıyor. Konu hep belediye tarafına çekiliyor. Sait bey basit konu gibi geçiştirdi ancak kentsel ddönüşüm emelilerin yapabileceği bir şey değil. Biz faizlerin düşürülmesini istediğimizde genel siayset olmuyor" ifadelerine yer verdi.
Menemen muhalefetine ders versin
AK Partili Tatlı ise, Menemen Belediyesi eleştirilerine yanıt olarak, " Herhalde Menemen muhalefetinde sorun var. Menemen Belediyesi'ne gidin de muhalefete ders verin. Biz Bornova'yı konuşurken sürekli konu Menemen Belediyesi'ne geliyor. Menemen'in hiçbir sorunundan haberim yok. Ben Menemen'i bilmem" ifadelerine yer verdi.
Başkanın makamı vicdanıdır
Başkan Vekili Ertürk ise, "Başkanın makamı koltuk değildir. Halkın iradesidir. Başkanın makamı herkesin yüreğidir. Bu söylemlere cevap vermedim. Bornova halkının takdirine bıraktım. Bu ifadeyi iyi niyetli olarak görmüyorum. Bornova Belediyesi'nin şu an borcu yok. Neden başkanın makamı haciz edilsin? Özellikle bunu söylüyor olmanızı iyi niyetli bulmuyorum" dedi.





