Son Mühür/ Emine Kulak- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, MINEX – 11. Uluslararası Madencilik, Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı’nın açılışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Dün CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ANİ KARAR OLDU
Tugay, alınan kararın ani olduğunu vurgulayarak, “Böyle bir risk olduğunu biliyorduk. Tamamen süreç bitirilmemişti. Dün ani bir karar oldu. CHP bir taraftan kongre ve kurultay sürecini yönetiyor” dedi.
MÜCADELE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ
CHP’nin ilkelerinden taviz vermeyeceğini belirten Tugay, “Sonuçlar itibariyle CHP bu tür müdahalelere maruz kalıyoruz ama ne olursa olsun ilkelerimiz belli. Bundan sonra da mücadelemiz durmadan devam edecek. Demokrasi dışı bir yolla il yönetimi üzerinden CHP’nin çizgisini uzun vadeli olarak değiştirecek bir şey olmaz. Bugün her birimiz görevlerimizi yapmaya devam edeceğiz, bildiğimiz doğrularla mücadele etmeyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
TUTUKLAMALAR TÜRKİYE DEMOKRASİSİ AÇISINDAN SORUNLUDUR
Kararın siyasi olduğuna dikkat çeken Tugay, “Belediye başkanlarının Tutuklanması gerekmediği halde tutuklanması hukuki değil, siyasi olarak görüyoruz. Bu durum Türkiye’nin demokrasisi açısından sorunludur” diye konuştu.
“GÜRSEL TEKİN ETİK DEĞERLERİNİ GÖZDEN GEÇİRSİN”
CHP’den ihraç edilen Gürsel Tekin hakkında değerlendirmelerde bulunan Tugay, “İhraçla ilgili hukuki arka planı bilmiyorum ama ahlaki ve etik açıdan bu ihraç doğru bir karardır, Gürsel Tekin’in yaptığı da doğru değildir. Hiçbir CHP’li böyle bir durumda bundan kendisine bir fırsat çıkarmamalıdır. Bir daha CHP’nin tarihini, etik değerlerini gözden geçirmesini dilerim” diye konuştu.
Öte yandan Tugay, İzmir genelindeki kamuoyunun tepkisini çeken konularla ilgili de basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“HARMANDALI İÇİN GEÇİCİ KULLANIM KARARI ÇIKABİLİR”
Kısa vadede Harmandalı veya farklı bir alanda geçici kullanım kararı çıkabileceğini belirten Tugay, “Her birimizin, herkesin ve tüm ilçelerin yönetmiş olduğu çöplerin bertarafı ile ilgili bir çalışma var. Bunlar da kısa vadeli ya da erken dönem, orta, uzun vade çözüm çabaları var. Şu anda Çevre Şehircilik Bakanlığı ile İzmir’in durumunu detaylı olarak görüşebiliyoruz. Bunun aslında yeni bir durum olduğunu da söylemek zorundayım. Çünkü daha önceki dönemlerde yazılı başvurular ve o başvurulara karşılık verilmeyen cevaplar ya da uyum problem vardı. Bu dönemde çözüm amaçlı olarak bakanlıkla bir araya gelebiliyoruz. Zaman zaman buna İzmir’in milletvekilleri de eşlik ediyor. Kısa vadede Harmandalı ya da başka bir yerde geçici kullanım kararı çıkabilir. Sonuçta Harmandalı sadece Harmandalı’nın değildir, İzmir’indir. Bir yerde çöp olur, bir yerde fabrika, sanayi, liman olur. Herhangi birisi için ‘burada olmaz’ deme hakkımız yok. Sonuç olarak İzmir’in bütününe bakılarak karar veriliyor. Harmandalı ile ilgili bir karar çıkacak olsa bile bu kısa süre ve geçici olarak çıkacaktır. Asıl amacımız orta ve uzun vadede yeni tesisler kurarak hiç kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde İzmir’in çöpünü bertaraf etmektir. Geri dönüşüme de önem veriyoruz, hatta bakanlıkla da bu konuda görüştük ve onlar da olumlu yaklaştılar. İzmir’in çöp ve geri dönüşüm konusunda Türkiye’ye örnek olması yüksek bir ihtimal” dedi
“ARITMA TESİSLERİ DİĞER BÜYÜKŞEHİRLERDE DE BÖYLE İŞLETİLİYOR”
İZSU’daki taşeron tartışmalarına da değinen Tugay‘ “İZSU’ya taşeron giriyor diye bir ifade maalesef önyargılı ve biraz da art niyetli bir ifade. 2025 yılında yaşıyoruz ve dünyada artık fabrikaları robotlar çalıştırıyor. Bunlar daha verimli üretim ve işletme modelleriyle ilgili. Bize herhangi bir eleştiride bulunanlar, mesela İstanbul ya da başka şehirlerde arıtma tesislerinin hangi modellerle çalıştırıldığını bakmalı. Sonra şunu sormalıyız; Neden buralarda böyle büyük arıtma tesisleri bu konularda uzmanlaşmış şirketlere veriliyor? Bu şekilde daha verimli bir işletme çıkıyor ve verimsizlik ortadan kalkıyor. Bu böyleyken ‘hayır, daha verimsiz ve pahalı olsun’ diye kötü bir yöntemi tercih edemem. Bu, birilerinin bize bir etiket yapıştırmasıyla değişecek bir durum değil. Herkes sadece belli bir grubun değil herkesin yararını düşünmek zorundadır. Hiç kimse sadece ben diye bakmayacak. Geldiğimden beri bununla mücadele ediyorum, belli grupların üstünlük kurma çabasıyla mücadele ediyorum. Belediyenin parası İzmir’de yaşayan 4,5 milyon insanın parasıdır. Oradaki gereksiz harcama herkese zarar veriyor. Biz bu konuda çok hassasız. Bu yolda haksız, iftira diyebileceğim türden suçlamalara asla kulak asmayacağım. Doğru olan verimli olan, daha az maliyetli olan, kamuya daha az yük sağlayan işletme modelidir. Bunun örnekleri Türkiye’de var, önce onlara bakıp sonra bizi eleştirsinler” diye konuştu.
“GEREKİRSE BAKANLIĞIN KAPISINDA YATARIM”
kent gündemine dair yaptığı açıklamalarda hükümetle kurulan diyaloglara ve özellikle Körfez başta olmak üzere altyapı, çevre ve toplu konut projeleri konusunda sürdürülen temaslara değindi. Bürokratik düzeyde görüşmelerin devam ettiğini belirten Tugay, “Körfez konusunda bir gerilim olmuştu. Konuşmaya devam ediyoruz. Arıtmayla, altyapı çalışmalarıyla, planlamayla, toplu konut çalışmalarıyla, çevreyle ilgili konularda konuşmaya devam ediyoruz. Her görüşmeye ben gitmiyorum ama bürokratlar düzeyinde görüşmeler sürüyor. Önemli olan görüşmelerin olması ve sağlıklı olması. Bu tabi ki kendi kendine olmuyor, çaba göstermek gerekiyor. Bazen AK Parti’ye geçecek diye iddialara maruz kaldım ama belediye başkanı bakanlarla görüşür, insanların bunu başka türlü yorumlaması garip görünüyor. Bu işler sadece yazı yazmakla olmuyor. Ayrıca görüşmelerle, sık bağlantılarla sorunları çözmeyi zorlamanız gerekiyor. Biz bu konuda istekli davrandıkça, talepte bulundukça bakanlık da daha fazla karşılık veriyor. Niye geçmiş dönemlerde bu kadar iyi diyaloglar kurulmadı diye biraz üzülüyorum. Ben İzmir’e hizmet etmek için bu göreve geldim. İzmir’in hizmet alması için herkesle görüşeceğim. Gerekirse bakanlığın kapısında yatarım. Önemli olan İzmir’in sorunlarının düzenlenmesi.”





