Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Son Mühür TV’de ‘Sanatın Renkleri’ programının bu haftaki konuğu oyuncu ve yönetmen Aziz Özuysal'dı. Oyunculuk mu yönetmenlik mi daha ağır basıyor sorusuna cevap vererek başlayan Özuysal, "Oyunculuk sürekli ve severek yaptığım bir şey bırakmayacağım bir şey, yönetmenlikte çok iddialı bir insan değilim mecburiyetten oyunculuğun devamı olan kağıda döktüklerimizi ara geçiş olarak işe döktüğümüz bir şey. Alaca Soygun diye bir film çektik yeni vizyona girecek, Yasaklı Köy filmi de yayınlandı 11 hafta vizyondaydı. Belçika, Hollanda ve Almanya'da da vizyondaydı.  Gerçek olaylardan hikayelerden yola çıkan insanım. Araya böyle güzel hikayee yakalayınca bunu da hemen vizyona taşımam gerekiyor dedim ve bu işin içine girdik." 


"Son dönemlerde korku ağırlıklı senaryo geldi"


Komedi yapmak çok külfetli bir şey. Ben de onun üzerinde durdum. Ben İzmir'de yapacağım dedim işi bu işi de İstanbul'dan hiç oyuncu olmadan İzmir'den yaptım. Kendi oyuncu kadromu yetirştirdim, tamamen İzmir'de, İzmir şartlarında. İzmir'de bunu götürmeyi düşünüyorum. Burada sinema ve tiyatro yapmak çok zor. Tunç Soyer'e teşekkür ederim çok destek oldu sanata.

30 Nisan 2024 BİM aktüel kataloğu: İşte yeni ürünler ve detaylar! 30 Nisan 2024 BİM aktüel kataloğu: İşte yeni ürünler ve detaylar!


 "Şimdiki filmi de Menderes'te çekeceğim" 


"Ben köyleri gezdim çok beğendim. Türk Sineması'na katkıda bulunacak çevre, fon çok fazla. Ben yöresel olarak İzmir halkını ve diğer yörelerimizi   sinemaya yatkın buldum. Birçok oyuncudan daha doğal, daha hırslılar. Ben doğal olan insanları seviyorum. İzmir'den çok oyuncu kullanıyorum. İzmir'den yetişip, İstanbul'a oyuncu olarak gitmiş biri olarakta İzmir'de kalıp bu işleri yapabiliriz diye düşündüm. İzmir'in hiçbir zaman sanat ateşi bitmez. Yönetmenlğini yaptığım 3 tane film var. Yasaklı Köyü'n senaryosu bana ait, öğrencilerimi de ben sadece oyuncu olarak yetiştirmiyorum. Yeteneklerine göre ayırıyorum mesela yazarlık, yönetmen yardımcılığı olarak yetiştiriyoruz, İstanbul'a kazandırıyoruz. Benim M&A Yapım Produksüyon şirketim bunları yapıyor. Elimizden geldiğince hem oyunculuk hem teknik yazarlık olarak değerlendiriyoruz. "


"Sinema benim için çok daha zor"


"Sinema, tiyatro diye ayırırsak sinema benim için çok daha zor. Tiyatro oyuncusu olarak başladım. Sinema ve dizide aslında teknik olarak da bilgiye sahip olmak gerekiyor. Çekimler çok kolay değil, çok teknik bilgiler. Tiyatrocular özgürdür istedikleri gibi doğaçlama yapabilirler. Tiyatro da düşseniz bile seyirci onu var zanneder, sinemada bu öyle değil. Oyunculuğunuzu kısıtlayacak bir sektördür sinema."


"Tiyatro gerçekten çok başka bir şey"


Dizilerin tiyaro üzerinde etkisi eskiden daha fazlaydı şimdi yok. Ben tiyatro yok olacak sanıyordum olmadı. Tiyatro gerçekten çok başka bir şey, dizi gibi değil. Diziler tiyatroyu öldürmedi, şu an tekrardan bir çıkış yakaladık. Sayısız tiyatro kuruldu. Gençler neredeyse mahalle arasında bile tiyatro sahnesi kuruyor bu çok güzel. Eskiden sinemalara ailecek gidilirdi o açık hava sinemaları  geceleri çok yoğundu. O açık hava sinemasında film seyretmek o sesin bangır bangır etrafrafta olması... Bu şimdi daha çok evde, salonda sinema seyredelim oldu, ayda bir kere sinemaya gidelim, değişiklik yapalıma döndü. Sinemayı, filmi takip etmek tiyatroyu takip etmek gerekiyor. Ebru Akpınar, Murat Aras gibi iş adamları destek olmasaydı ben bu olayları gerçekleştiremezdim. İş insanlarımız sanata yatırım yapmıyorlar. Normal zamanda buna destek ver, reklamını yapalım dediğimizde yok sağol diyorlar. İzmir'de teknik olarak yeni bir grup kurduk İzmir Sinemacılar Grubu.  Buradaki teknik aletleri İstanbul'dan getirdik çünkü aletler çok pahalı. Murat destekçimdir beraber güzel işler yapacağız."


"İzmir'e çok güzel bir dizi getireceğim"


İzmir'e de izmirli olarak çok güzel bir dizi getirmekteyi planlıyorum. Aile dizisi ve çok tutunacağını düşünüyorum. Galibi Elcin diye yeni bir korku filmim var ve gerçek hikayeden alıntıdır. Konusu, bir aile ferdinin bir anda felç geçirip ona destek için ev verdikleri eve gitmesiyle başlıyor. Evin altında yatır ve rahatsız olup görünmesi konuda geçiyor. Bu gerçek bir olay biraz değiştirildi ama bazı unsurları değiştirilmedi aynen koyuldu" dedi.
 

Editör: MELEKŞAH TUFANER