Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Gün Başlıyor programına konuk olan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. 

Sağlık hizmetlerinde Geçici Koruma Yönetmeliği hakkında bilgi veren Doğruyol, “Sağlık hizmetlerinde Geçici Koruma Yönetmeliği iktidarın yapması gerekenlerden bir tanesi. Bazen sosyal medyada ya da basında yer alan haberleri görünce üzülüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde şu an 10 milyon ya da 13 milyon olarak ifade edilen rakamlarda mülteci var. Mülteciler nereden baksan Türkiye nüfusunun yüzde 11-12'sine tekâmül ediyor. Bu mülteciler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sırtında gerçekten büyük bir kambur haline geldi. Ekonomik olarak ağır bir yük taşır haline geldi. Mültecilerin geri gönderilmesinde bu konuda yarar var. Burada da mültecilere sağlık hizmetleri de yine bu maliyetlerden en ağır olanı. Geçici Koruma ile birlikte mültecilerin sağlık hizmeti Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılanıyor. Avrupa’dan para alınıyor deniyor ama biz para aktarıldığını düşünmüyoruz. Aktarılıyor ise de bize son yıllarda bu paranın geldiğini düşünmüyoruz. Mülteciler şu an hiçbir ödeme yapmadan, ilaçta katkı payı bile ödemeden her türlü sağlık hizmeti alabiliyorlar. Çalışanlarda yüzde 20 emeklilerde yüzde 10 ilaçta katkı payı kesiliyor. Hastaneye gittiğinizde 10 lira muayene ücreti kesiliyor bu ücretlerin kesildiği yerde mültecilerin ödeme yapmaması maalesef bazı suistimalleri de birlikte getiriyor. Mesela bu mülteciler bir sağlık hizmeti almaya gittiğinde 10 lira bile alınmış olsa emin olun o yük yüzde elli düşer. Bizim yirmi- yirmi beş yıl prim ödeyen ya da sosyal güvencesi olmayan vatandaşımız geldiğinde 110 lira sağlık ücreti ödüyor, katkı payı veriyor. Bazı ilaçlar öyle bir hal aldı ki neredeyse yüzde ellisi vatandaşın cebinden çıkıyor. Mültecilere insani olarak acil hizmetlerle ilgili hizmet tabi ki edelim ama bu suistimallerin ortadan kalkması lazım. Mesela mülteciler kalkıp da tüp bebekle bebek sahibi olmaya çalışmasın bana göre. Bu lükstür. İki bebeği olup üçüncü bebek için gelenler varmış. Mülteci de cüzi bir rakamda olsa bir ücretin alınması lazım. Mesela son yıllarda kanser ilaçları çok pahalı. Bizim vatandaşımızdan arabasını, evini satan tedavi olmak için çabalayan vatandaşlarımız var. Mülteciler bir şekilde sıra beklemeden gelip tedavi oluyor vatandaşımız da sıra bekliyor gelene kadar. Bu konularda mevcut hükümetin tedbir alması lazım acilen” dedi. 

Tarım ve Orman Bakanlığı duyurdu: Bitki koruma sektöründe KEP dönemi başladı Tarım ve Orman Bakanlığı duyurdu: Bitki koruma sektöründe KEP dönemi başladı

“Memur maaşları düzenlenmeli” 

Doğruyol, “Maaşların artışından çok önemli olan alım gücü. Belli kriterlerin getirilmesi lazım maaşlarda. Mesela asgari ücret açlık sınırında olabilir. Memur maaşları iki buçuk, üç asgari ücret üzerinden belirlenebilir. İşçi maaşlarına sendikal olan ya da olmayan diye bir kriter belirlenebilir. Bu düzenlemelerin mutlaka yapılması lazım. Bizim sağlık kurumlarında çalışan işçi arkadaşlarımıza yüzde kırk beş oranında zam yapıldı. Tabi yapılsın ama şu an hekim arkadaşlarımızın dışındaki memurlar işçilerimizin altında maaş alıyor. Memur arkadaşların maaşları yukarı çekilmesi lazım. Bu enflasyon ortamında en fazla zararı gören sağlık ücretliler. Biz Eşel Mobil Sistemi ile her ay enflasyon oranında işçi ve memurun maaşı düzelsin diyoruz. Şimdi temmuz ayında artış olacak diyor Sayın Cumhurbaşkanı memur maaşları için ama temmuz ayına kadar aradaki kayıp ne olacak bunun çözümü yok. Temmuz ayında yapılacak zammın öne çekilmesi gerekiyordu” diye ifade etti. 

“Sendika adaletli olmalı” 

“Yetkili sendika şu anda mevcut iktidarla 2002’den itibaren hızla büyüyen bir sendika. Neden öyle maalesef siyasi baskı, memur üzerinde tehdit, vaat gibi gereksiz şekilde sendikal anlayış var. Bizim derdimiz kurumlarda adaletin olması. Siz otuz iki otuz üç yıllık hemşireyi acilde nöbet tutturuyorsunuz, üç- beş yıllık hemşireyi serviste oturtuyorsunuz. Böyle mantıkla bu işler yürümez. İzmir’de küçük bir ilçede açılan hastaneye üç beş tane doktor arkadaşımız gönderildi. Neden dedik? Fikri yapısı uymuyor bilmem ne, o bu şu... Doktor arkadaşımızın hizmeti önemlidir yoksa a partisi olur be partisi olur. İzmir’de Buca Devlet Hastanesi’nde iktidar destekli sendika yetkiyi zorla gasp ediyor mesela. Buna da bürokratlar alet oluyor. Bunu Sağlık Bakanlığı’ndaki toplantıda da dile getirdim. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü toplantısında da dile getirdim. Sendikada hangi sendika olduğu önemli değil, adaleti sağlamak önemli biz de bunu sağlayamıyoruz.” 

“Pazarda TUİK verileri yok” 

“Zam yapmak önemli değil önce enflasyon oranı düzeltilmeli ki alım gücü olsun. Eşel Mobil Sistemi ile her ay enflasyon oranında düzelmeli. Bu hesaplamaları yapan kim bilmiyorum ama gözlerimizin ışıltısı yetmiyor artık, ışıltı herkeste söndü. TUİK soruyor herhalde mevcut hükümete ne kadar yayınlayalım diye? Yüzde 1-1,5 açıklıyor sorarak. Biz çarşıda pazarda TUİK verileri ile karşılaşmıyoruz. Sosyal medyada görüyoruz elli yıl önce şu yoktu ya da bu vardı böyle bir ortam yok artık. Dünya hızla dönüşüm içerisinde. O dönemle bu dönem kıyaslanmaz. Şükretmek güzel ama ülke de bir salgın hastalık olsa aç susuz kalsak neyse de ülkede bir kesim zevk sefa içerisinde yaşarken, milyon dolarlarca paralar kasalarda olurken bizim kendi vatandaşımız açken, kirasını ödeyemezken bu olacak şey mi? Şu aşamada ne işçimizin ne memurumuzun ev alabilme imkânı yok. Araba alma lüksü bile yok ki sıradan bir araç 700-800 bin lira. Karnını doyuran şanslı. Bu ülkeyi sonuçta 21 yıllık iktidar yönetiyor tabii vatandaşlarımızın fikrine saygı duyuyoruz. Hepsine başarılar diliyoruz bu ülke bizim. Artık üretelim istiyoruz, harekete geçelim. Üretim politikasından uzaklaşıyoruz her geçen gün hazırcı toplum olduk. 85 milyon nüfusun 10 milyondan fazlası çalışmadan devletin imkanından yararlanıyor. Eğitim yardımı, evde bakım yardımı, çocuk yardımı gibi yardımlar var bu da insanı tembelleştiriyor. Vatandaşı üretime yönlendirmek lazım. En zeki beyinler yurt dışına kaçıyor. Biz bunu ülkede yetiştiriyoruz doktorumuz, mühendisimiz gidiyor.” 

“Sağlık personeli de memur"

Doğruyol, “Şiddet olayında yaşadığımız şey bir hastamız geliyor, hasta yakını da içeri girmek isteyip, hastamın yanında durmak istiyorum diyor. Orada görevli arkadaşımız da duramazsınız doktor arkadaşımız işini yapıyor, dışarıda bekleyin lütfen diyor. Bunun üzerinde küfredip darp ediyor sağlık personelimizi.  Burada sıkıntımız sağlıkta şiddetin temel sebebi sağlık hizmeti sunumumuzun vatandaş memnuniyeti üzerinden gitmesi. Biz vatandaşı memnun edelim de boşver gerisi mantığı var. Vatandaşımız elbet memnun olsun, biz bir vatandaşımız mağdur olsun istemeyiz. Ama burada çalışanların da devlet memuru olduğunu unutmamak lazım. Her hastaneye olmasa bile büyük hastanelerin acillerine İç İşleri Bakanlığı’nın memur yerleştirmesi lazım. Hastanelerde polisimiz var ama onlarda adli vakalara bakıyor. Burada yeni bir düzenleme yapılmalı. Mesela bir ambulansı acil vakalara göndermek yerine her türlü vakaya gönderirseniz diğer tarafta kalp krizi geçiren hastane mâni olabilirsiniz.” 

“Kızılay’ın çadır satması bizi yaraladı” 

Doğruyol, “Ülke olarak deprem yaşadık, gerçekten ciğerimiz yandı. İnsanlar 70 saat göçüklerin altında kaldı. Yağmurda, çamurda kalan vatandaşlarımız oldu. Bunla ilgili Birlik Sağlık Sen olarak Hatay’daki temsilci arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Orada başhekimi, sağlık müdürü, vali hakkında suç duyurusunda bulundular hastanenin yıkılmasındaki eksikliklerden dolayı. Sonuna kadar bu işi götürmek için sendika olarak çabaladık. O depremden yaşanan sıkıntılarda biz de sizler gibi sosyal medyadan öğrendik. Kızılay’ın çadır satması bizi yaraladı. Eskiden Kızılay dediğimizde bir deprem olunca ilk giden Kızılay olurdu. Hemen gider çadırlarını kurardı, milleti doyurur, sıcaktan soğuktan korumaya çalışırdı. Şimdi 11 ili etkileyen deprem olmuş, binlerce insan enkaz altındayken çadır satıyorsunuz. Böyle bir mantık yok. Biz de bunun üzerine Kerem Kınık’ı istifaya davet ettik. Çünkü Kerem Kınık’tan dolayı vatandaşlar Kızılay’a kan vermiyorlardı. Burada bizim muhatabımız Kerem Kınık olduğu için değil, biz millet için uğraşıyoruz” diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER