İnsan ateşi bulduğunda yaşam kalitesini artırdı, ömrünü uzattı ama doğayı öldürdü. Hayvanlar ateşten korkardı. İnsan korkularını, korkutarak yenmeyi öğrendi. Gezegenin en güçlü canlısı oldu. Ama yetinmedi. Hep daha fazlasını istedi. Hayvanların nesillerini tüketti, ormanları ezip geçti, tarlaları kentleştirdi, akarsuların yönünü değiştirdi. Dengeyi bozdu. 

Dengesiz insanoğlu güç mücadelesini kendisiyle sürdürdü. Ayrıştı, farklılaştı, inanç sistemleri yarattı, kendine yeni korkular edindi, sınırlar çizdi vekimi zaman onları değiştirmek kimi zamanda korumak için mücadele etti. 

Anlayacağınız binlerce yıldır değişen bir şey yok. Bugün aynı sorunları yaşıyoruz. İktidarlar ülke sınırlarını, bireyler kendi hudutlarını aşmakta sakınca görmüyor. İnsan haddini aştıkça doğa bizlere karşılığını afetlerle veriyor. Ama henüz anlaşılmamış gözüküyor.

Biz küçük insanlar da Damdaki Kemancı’dakiTevye gibi zaman zaman yaradana serzenişler bulunuyoruz. Ama O, yine kendi planlarını uyguluyor. 

***

Damdaki Kemancı demişken geçtiğimiz gün Efes Opera ve Bale Festivali’ne katıldım. Mersin Devlet Opera ve Balesi’ni izleme şansım oldu. Volkan Severcan'ın rejisörlüğünde Damdaki Kemancı, gecemizi güzelleştirdi. Sahnede büyük emek vardı. Bu sıcakta kalın kumaşlarla oluşturulan kostümler taşıyan sanatçılar 3 saat boyunca sahnede keyifli bir gösteri izlettiler sanatseverlere. Eserdeki şarkıları en iyi şekilde çalan Aytuğ Ülgen yönetimindeki orkestra elemanları da hayli ter döktü. Hepsini alkışlıyorum. Özellikle Tevye'yi canlandıran Kenan Korbek'in performansı ve düğün sahnesi etkileyiciydi. 

Tüm bu güzelliklere rağmen Volkan Severcan’ın elindeki kadrodan maksimum fayda sağladığını söylemek biraz güç açıkçası. Opera sanatçılarıyla müzikal havası yaşatmaya çalışmak, forvetleri çok iyi olan bir takıma defans oynatmak gibi geldi bana. Baletler ve balerinler varken elinde düğün sahnesi dışında çok iyi dans koreografileri göremedik. Bazı karakterler sanki sindirilmiş ya da oyunculara kendilerini gösterecekleri yeterli alan açılmamış gibi geldi. Keşke, ülkem çok daha zengin olsa da böyle sahneler için daha kullanışlı dekorlar kullanılabilse… O zaman oyunun seyir zevki daha da arttırılabilirdi.

*** 

Özellikle açık havada ışık ve sesteki teknik aksaklıkları yaşamayan ekip yoktur zaten diye düşünüyor ama yine de ışık kısmına bir parantez açmak istiyorum.

Türkiye’de bu alana yeteri kadar önem verilmiyor. Bu işi yapan insanlar yeterli tecrübe ve birikime sahip değiller. Bu yüzden gösterilerde kimi zaman ışıkla anlatmak istediğiniz ya da ışıkla saklamak istediğiniz düşünceler yerini bulmuyor. Ahhhahh…

Ben, Efes Opera ve Bale Festivali’ni çok seviyorum ve devam etmesini, orada yeni eserler izlemeyi de canı gönülden istiyorum. Festivalin keşke kapsamı genişletilse ve özel tiyatrolar da burası için müzikaller hazırlayabilse… Neden olmasın? Olabilir ☺

Bu arada bitmek bilmeyen zamlardan sonra sanırım bugünlerde en çok söylediğimiz şarkı ‘Ah Bir Zengin Olsam.’ İşte Damdaki Kemancı’da Tevye bu şarkıyı hepimiz için seslendiriyor. Ne diyelim, hadi inşallah!