Son Mühür / Seçil Ünlü - Medicana International İzmir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Hasan Armağan Uysal, özellikle ileri yaş grubundaki bireylerde ağız sağlığının beyin fonksiyonları üzerindeki etkisine dikkat çekti.
Dr. Hasan Armağan Uysal, “Ağız sağlığı, beynin sağlığıyla doğrudan ilişkili. Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklarla uğraşan bizler için, sistemik inflamasyonun beyne yansımaları çok önemli” diye konuştu.
"Zamanla kan dolaşımına karışır"
Diş eti hastalıklarının, özellikle de periodontitisin vücutta kronik iltihap yaratan ciddi bir durum olduğunu belirten Dr. Hasan Armağan Uysal, “Bu durumda özellikle ‘Porphyromonas gingivalis’ gibi bakteriler diş eti dokusuna yerleşir ve zamanla kan dolaşımına karışır. Buradan da beyin bariyerini aşarak merkezi sinir sistemine ulaşabilecekleri düşünülmektedir” diye konuştu.
“Nörotoksik etkilere neden olabilmektedir”
Bilimsel veriler, söz konusu bakterilerin DNA’sının Alzheimer hastalarının beyin dokusunda bulunduğunu gösteriyor. Dr. Hasan Armağan Uysal, “Bu bakterinin salgıladığı gingipain adlı enzim, beyin dokusunda nörotoksik etkilere neden olabilmektedir. Aynı zamanda bu tür kronik enfeksiyonlar, mikroglial aktivasyonu tetikleyerek beyinde nöroinflamasyonu artırmaktadır” dedi.
"Sessiz taşıyıcısı olabilir”
Sinirsel yollar aracılığıyla enfeksiyonun beyine taşınabildiğini vurgulayan Hasan Armağan Uysal, “Bu konuda en çok üzerinde durulan yol trigeminal sinir yoludur. Dişlerden ve diş etinden çıkan duysal lifler trigeminal sinir aracılığıyla ponsa, oradan da merkezi sinir sistemine taşınır.
Bakteriyel enfeksiyonların sinir yolu üzerinden beyne taşınması daha çok olfaktör sinir aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Koku alma siniri doğrudan beyinle bağlantılıdır ve olfaktör epitelyum bariyer özellik göstermez.
Bu nedenle, bazı araştırmalar ağız ve burun florasındaki mikroorganizmaların, özellikle olfaktör yol üzerinden limbik sisteme ulaşabileceğini öne sürüyor. Bu sinirsel yollar, sadece duyuyu iletmekle kalmayıp, aynı zamanda enfeksiyonların veya inflamasyonun da ‘sessiz taşıyıcısı’ olabilir” diye konuştu.
Ağız florası ve Alzheimer arasındaki ilişki güçleniyor
Dr. Uysal, Alzheimer ile ağız bakterileri arasındaki ilişkinin bilimsel olarak daha çok desteklendiğini belirterek, “Çalışmalara göre Porphyromonas gingivalis, Alzheimer hastalarının beyninde daha sık görülüyor. Bu bakteri, beta-amiloid üretimini artırıcı yönde etki gösteriyor.
Yani ağız bakterisi sadece enflamasyon yaratmakla kalmıyor, Alzheimer’ın en temel patolojik sürecini doğrudan etkileyebiliyor. Fare deneylerinde bu bakteriye maruz bırakılan hayvanlarda bellek bozuklukları ve amiloid birikimi saptanmıştır.
Ağzımızdaki mikroorganizmaların, sadece ağızda değil, beynin hücresel düzeydeki yapısını bile değiştirebileceğini gösteren çok sayıda kanıt vardır. Biz nörologlar için bu çok değerli bir bilgi çünkü Alzheimer’ın önlenebilir faktörleri arasında artık ağız sağlığı da yer alıyor” dedi.
Kalp, beyin ve ağız arasındaki kırılgan denge
Dr. Uysal, ağız sağlığının sadece beyinle değil, kalp-damar sistemiyle de yakından bağlantılı olduğunu ifade ederek “Ağız sağlığı bozulduğunda, bakteriler kana karışır ve sistemik inflamasyonu artırır. Bu inflamasyon, damar duvarlarını etkileyerek ateroskleroz sürecini hızlandırabilir. Kalp-damar sistemi etkilendiğinde, beynin kanlanması bozulur, vasküler demans riski artar.
Aynı zamanda inflamasyon, Alzheimer sürecine katkıda bulunan sitokinleri de yükseltir. Yani bu bir domino taşı etkisi gibidir: Ağızda başlayan bir sorun, damar sistemine, oradan da beyne uzanan zincirleme bir bozulmaya neden olabilir” diye konuştu.
“Beyin sağlığı için de bir alışkanlık"
Ağız bakımının artık yalnızca estetik ya da diş sağlığıyla sınırlı olmadığını vurgulayan Dr. Uysal, sözlerini “Diş fırçalamak sadece ağız sağlığı için değil, beyin sağlığı için de bir alışkanlık.
Bu nedenle özellikle yaşlı bireylerde, demans riski olan hastalarda ağız sağlığına özel önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Alzheimer’dan korunma stratejilerinde artık diş fırçası da rol oynuyor” diye tamamladı.





