Son Mühür - Küresel konut talebinde artık yeni bir belirleyici faktör var: iklim değişikliği. Ortaya çıkan riskler, potansiyel gayrimenkul alıcılarının yüzde 80’inden fazlası için “ev satın alma kararında kritik bir unsur” haline geldi. ABD’nin önde gelen emlak ilan sitesi Zillow, çevre konularında faaliyet gösteren First Street sivil toplum kuruluşuyla iş birliği yaparak ilanlarda iklim risk puanını açıkça göstermeye başladı. Bu ilanlar, yangın, sel, aşırı sıcak ve kötü hava kalitesi gibi riskleri harita üzerinden renklerle karşılaştırma imkânı sunuyor. Ancak emlak danışmanları ve ev sahipleri, bu özelliğin ev satışlarını olumsuz etkilediğine dair şikayetlerde bulundu.

Euronews’in haberine göre Zillow, bu özelliği artık sitesinde doğrudan göstermemek zorunda kaldı ve ilanlarda First Street’e yönlendiren bağlantılar ekledi. İlan sahiplerinin şikayetleri, emlak piyasasının iklim krizi karşısında giderek daha kırılgan hâle geldiğini ortaya koydu.

Yangın ve sel nedeniyle taşındılar

2025 başında Los Angeles’ı etkisi altına alan yangınlarda 28 kişi hayatını kaybederken, 10 binden fazla ev yok oldu. Kurak bitki örtüsü ve güçlü rüzgârlarla hızla yayılan yangın, 30 milyar dolarlık maddi hasara yol açtı. Araştırmalar, iklim değişikliği nedeniyle aşırı sıcak, kuru ve rüzgârlı koşulların bu tür yangınları yaklaşık yüzde 35 daha olası hâle getirdiğini ortaya koydu. Eyalet yasaları, acil durumlarda gıda ve barınma fiyatlarındaki artışları yüzde 10’un üzerinde yasaklasa da yüzlerce ev sahibi “kira fırsatçılığı” ile suçlandı.

Kaliforniya, 2010’dan önce inşa edilen evlerin satıcılarının, mülkün yangın riskini ve alınan önlemleri açıklamasını zorunlu kılan ilk ABD eyaleti oldu. Ancak bu önlemler, konut fiyatlarını dengelemeye veya sakinlerin taşınmasını engellemeye yetmiyor. Öte yandan Florida’da, Atlantik kasırga sezonundaki şiddetli hava koşulları ve artan sigorta maliyetleri, birçok kişinin bölgeden taşınmasına neden oldu. Florida İklim Anketi’ne katılan 1.400 kişinin yüzde 36’sı, kasırgalar, sel ve aşırı sıcak riskleri nedeniyle kısmen veya tamamen taşındığını ya da taşınmayı düşündüğünü belirtti.

Kira fiyatlarını olumsuz etkiliyor

Avrupa’da iklim değişikliğinin tetiklediği aşırı hava olayları, emlak piyasasında dalgalanmalara yol açıyor. SSRN’de yayımlanan yakın tarihli bir çalışma, 2009–2024 döneminde İspanya anakarasındaki 47 şehrin satış ve kira fiyatlarını inceleyerek aşırı sıcakların mülk değerleri üzerindeki etkisini ortaya koydu. Araştırma, İspanya’nın kayıtlara geçen en sıcak yazını yaşadığı bir döneme denk geliyor; 17 Ağustos’ta sıcaklıklar tehlikeli 45,8°C’ye ulaştı.

Kavurucu sıcaklar, ülkede 380 bin hektardan fazla alanın yok olmasına yol açan orman yangınlarını da körükledi. Bilim insanları, yangınları besleyen sıcak, kuru ve rüzgârlı koşulların, iklim değişikliğinin olmadığı bir dünyaya göre yaklaşık 40 kat daha sık ve yüzde 30 daha şiddetli gerçekleştiğine dikkat çekiyor.

Sıcaklar 35 dereceyi aşınca...

Araştırmacılar, sıcaklık 35°C’yi aştığı her ek günün, aynı şehirde satış fiyatlarını metrekare başına 1,40 euro, aylık kiraları ise 0,0059 euro düşürdüğünü belirledi. 2024’te yaklaşık 700 bin konutun satışa sunulduğu düşünülürse, bu durum yılda satışlardan yaklaşık 117,6 milyon euro ve kira gelirlerinden 500 bin euro kayıp anlamına geliyor. Öte yandan çalışma, İspanya’nın daha serin bölgelerinde sıcaklık artışlarının satış fiyatlarını metrekare başına 2,80 euro ve kiraları 0,012 euro yükselttiğini ortaya koydu. Her 1°C’lik ısınma, atmosferin yaklaşık yüzde 7 daha fazla su buharı tutmasını sağlıyor; bu da şiddetli yağış riskini artırıyor. İngiltere’de ise bu durum, 6,3 milyon evin artık nehirlerden, denizden veya yüzey sularından kaynaklanan sel riski altında olduğunu gösteriyor.

Piyasada belirsizlik hakim

Emlak danışmanı ve eski ofis sahibi Rachel Ollington, iklim değişikliğinin uzun vadeli bir sorun gibi görünse de İngiltere’de şimdiden gayrimenkul değerlerini ve alıcı davranışlarını etkilediğini belirtiyor. Ollington, “Artık 10 ya da beş yıl önce hiç karşılaşmadığımız şekilde, bu konu gündemin önemli bir parçası haline geldi” diyor. Ona göre, birbirine çok yakın ve benzer iki evden biri sel veya orman yangını riski yüksek bir bölgede yer aldığı için alıcı ilgisi açısından ciddi farklar oluşuyor. “Ev sahipleri eskisine göre çok daha fazla soru soruyor,” diyen Ollington, alıcıların ikinci bir ziyaret planlamadan önce sigorta maliyetlerini incelediğini ve bazıların iklim risk raporları, yerel sel verileri ve erozyon tahminlerini dahi gündeme getirdiğini aktarıyor.

Satışların durumu

Bu tehditler potansiyel alıcıları tamamen caydırmasa da, karar verme sürecini yavaşlatıyor ve satışın tamamlanmadan iptal edilme olasılığını artırıyor. Ollington, sigorta primlerinin aşırı yüksek olması nedeniyle ev sahiplerinin zor durumda kalması veya şiddetli hava olaylarının ardından sigortacıların piyasadan çekilmesi gibi sebeplerle “gayet iyi” satışların bile düşmesine tanık olduğunu belirterek, “Bu belirsizlik, bağlı satış zincirlerinde dalga etkisi yaratıyor” diyor.

İklim değişikliği, İngiltere’de kiralık piyasayı da etkiliyor; ev sahipleri sahil veya nehir kenarı bölgelerde yatırım yapmaktan çekiniyor. Bazıları ise sigorta riskleri ve bakım yükümlülükleri nedeniyle satışa çıkmayı değerlendiriyor. Benzer şekilde Avustralya’da aşırı hava olayları emlak piyasasında ciddi değer kayıplarına yol açıyor. İklim Konseyi, ülkedeki sel riski yüksek evlerin, artan sel tehditleri olmasaydı toplamda 42,2 milyar Avustralya doları (yaklaşık 23,83 milyar euro) daha değerli olacağını tespit etti.

Sigorta krizi yaşanıyor

Loughborough Üniversitesi’nin araştırmasına göre, iklim değişikliği İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede “sigorta krizine” yol açıyor; aşırı hava olaylarından kaynaklanan hasar talepleri giderek artıyor. İngiltere Sigortacılar Birliği’nin verilerine göre, 2024 yılında hava olayları nedeniyle konutlara ödenen tazminatlar rekor seviyeye çıkarak 585 milyon pounda (yaklaşık 609,85 milyon euro) ulaştı. Bu durum, sigortacıları primleri hızla artırmaya veya kapsamı tamamen geri çekmeye zorluyor. Araştırmacılar, “Sigortaya erişim imkânsız hâle geldiğinde haneler korunmasız kalır, mülk değerleri düşer, ipotek bulmak zorlaşır ve daha geniş bir finansal kriz riski doğar” uyarısında bulunuyor.

Kaynak: Haber Merkezi