TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Ayatar; “Yakında yerel seçimler var. Anketler yapılıyor. Şehrin ne gibi sorunları var diye soruluyormuş vatandaşlara. Deprem tehlikesini dile getiren kişi sayısı çok az. Acılar bu kadar yakınken, deprem tehdidinin ön plana alınmaması çok tuhaf.  Yarın birileri bizim yöneticimiz olacak. Onların politikaları da bizim isteklerimiz çerçevesinde şekillenecek. Bunu unutmamak lazım” dedi.


“Umarım yeni yıl çok farklı olur”

Yeni yılı kutlayarak söze başlayan Ayatar; “2023’te çok ağır şeyler yaşadık. 100 yıl içerisinde görülme olasılığının çok düşük olduğu bir deprem yaşadık. 2023’ün İkinci ayında Şubat’ta büyük bir deprem ve kaybettiklerimiz bize büyük bir acı bıraktı. Umarım yeni yılda böyle acılar yaşamayız. Bir yandan da Cumhuriyet’in 100. yaşını kutladık. 2023 bize şunu öğretti bence, yaşamımıza, yaşam şeklimizi etkileyen yönetim tarzımıza nasıl sahip çıkmamız gerektiğini öğretti. Deprem karşısındaki acizliğimizi göz önüne sererken, yaşam hakkına dair çok acı tecrübe bıraktı. Bir yandan da cumhuriyet değerlerine sahip çıkmamız gerektiğini hatırladık. Umarım yeni yıl çok farklı olur” dedi.

‘Dirençli Kentler’de neler konuştuk?

Son Mühür Tv’de yayınlanan Dirençli Kentler programında bir yıl boyunca konuşulan konuları değerlendiren Ayatar; “Birçok konuda hem kentimizin hem de birey olarak oluşacak bir doğa olayı ve bunun afete dönüşmemesine karşı dirençli olmamız gerekiyor. Temel afet bilinci eğitimlerinden bahsettik, apartman özelinde bilinçlenme, mahalle örgütlülüğü ve bunun kente yayılması. Vatandaş olarak bize düşen görevlerden de bahsettik. Güvenli bir yaşam alanı oluşturacak bilince sahip olmamız gerektiğine dair birçok başlığı dile getirdik. Bir diğer konumuz yapı güvenliği idi. Örneğin Japonya ve Şili yaşadığı acılardan ders almış. Ancak bize baktığımızda bunca acıya rağmen bilinçlenmemişiz maalesef. Her depremde teknik açıdan ilerliyoruz, yönetmeliklerimizi yeniliyoruz. Ancak uygulamada ciddi sıkıntılarımız var. Yönetmeliklere sadık kalmıyoruz ne yazık ki. Sorumluluklarımızı yerine getirme konusunda mühendisler olarak yetkisiz olduğumuzu görüyoruz. Kağıt üzerinde büyük sorumluluklarımız var, yerine getirme noktasında ise problemler yaşıyoruz. Bir mühendis işini doğru yapmak adına şiddete maruz kalıyor ise ciddi bir problem var. Bunun yasal olarak bir cezasının olması gerekiyor. Bina tasarlandığı gibi yapılmazsa deprem anında bambaşka davranıyor. Sonucunda da ciddi hasarlar, yıkımlar ve en önemlisi de can kayıpları yaşanıyor. İnşaat Mühendisliği ne yazık ki deprem anında önemseniyor. Bir meslek diğerinden tabii ki daha kıymetli değil. Ancak bizim mesleğimiz yaşananlardan da anladığımız üzere bu kadar önemli. Bazı meslekler var ki önem ve itibarını vermeniz gerekir. Geçtiğimiz yıl ‘Boşuna mı okuduk?’ diye bir kampanya düzenlemiştik. Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz aslında. Hem mühendis olarak hem de meslek odası olarak” açıklamasında bulundu. 


“Binaların kullanım kılavuzu olmalı”

Binaların kullanım kılavuzu olmalı diyen Ayatar; “Bina 10 yıl sonra aynı bina olarak kalmıyor. Belli periyodlarda teknik yönden de bakımları yapılmalı. Binalar periyodik bir denetime tabii tutulursa araçlarımız gibi, binaların projesi olduğu gibi mi, bir değişiklik yapılmış mı? Tüm bu süreçlerin takip edildiği bir denetim mekanizması işletilmeli. Çünkü sonrasında yıkım söz konusu olursa hukuk bir süreç başlatılıyor. Bunun sonuncunda da bu binanın yıkımının sebebi ve sorumlusunu bulmak zor oluyor” ifadelerini kullandı.

“Sokaklarını yaşayamadığımız kentlerdeyiz”

Ayatar; “Kentleri biz oluşturuyoruz. Biz kentleri biçimlendirirken onlar da bizi şekillendiriyor. Sokakların yaşamadığı kentlerdeyiz şuan. Kentsel dönüşüm kavramı ne kadar iddialı. Ancak biz binayı yeniden yıkıp yapmak olarak anlıyoruz. Bunu da doğru düzgün gerçekleştiremiyoruz. Rantı en yüksek alanları kullanıyoruz. Yoksul kesimi kent çeperine gönderip, zengin kesimi oraya yerleştirmek kentsel dönüşüm olarak algılanıyor” dedi.
 

“Ders değil, dert oluyor”

Busenaz Sürmeneli, Avrupa Şampiyonu unvanını kazandı! Busenaz Sürmeneli, Avrupa Şampiyonu unvanını kazandı!

1 ay sonra 6 Şubat’ın yıl dönümünü yaşayacağız diyen Ayatar; “Yaşananlar bize ders değil, dert oluyor. O derdi de ne kadar taşıdığımız belirleyici oluyor. Ülke olarak büyük acılar yaşadık. O derdi ne kadar taşıdığımız konusunda kafamda soru işaretleri var. Yakında yerel seçimler var. Anketler yapılıyor. Şehrin ne gibi sorunları var diye soruluyormuş vatandaşlara. Deprem tehlikesini dile getiren kişi sayısı çok az. Acılar bu kadar yakınken, deprem tehdidinin ön plana alınmaması çok tuhaf. Yarın birileri bizim yöneticimiz olacak. Onların politikaları da bizim isteklerimiz çerçevesinde şekillenecek. Bunu unutmamak lazım” dedi.

Editör: Bünyamin Dobrucalı