Son Mühür- İzmir Büyükşehir Belediyesinin eski yöneticilerine düzenlenen operasyonda gözaltına alınıp tutuklanan önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı (İzBB) Tunç Soyer, döneminde hayata geçirdikleri kentsel dönüşüm projelerine değindi. “Halk Konut” uygulaması kapsamında kurdukları kooperatifçilik modelini “halkın kendi kaderini ekonomik anlamda tayin edebileceği en güçlü dayanışma modellerinden biri” olarak tanımlayan Soyer, kentsel dönüşüm projelerindeki gecikmeyi detaylı olarak anlattı. “Peki hukuksal temelleri sağlam, alınan Meclis kararlarıyla meşruiyeti tescillenmiş kooperatifçilik modeli neden durduruldu ve dolandırıcılık suçlamasına nasıl dönüştü?” diye soran Soyer, “AKP hükümeti, inşaat sektöründe kooperatifçiliği bitirmiş ve özel sektörün çok büyük bir ağırlık kazanmasına sebep olmuştur. Bizim modelimiz rantsal değil kentsel dönüşümdür” ifadelerini kullandı.

Buca Cezaevi’inde tutuklu bulunan önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı (İzBB) Tunç Soyer, kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili açıklama yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Beton ve Asfalt Enerji Üretim ve Dağıtım Tesisleri Su Kanalizasyon Tic.ve San. AŞ’nin iddianameye konu kentsel dönüşüm projelerine değinen Soyer, “halk konut” uygulamasını anlattı.

Kentsel dönüşüm projelerinde yaşanan tıkanmayı anlattı

Soyer, 2019’da göreve geldiğinde 2012 yılında başlayan kentsel dönüşüm çalışmalarının, kilitlenmiş durumda olduğuna dikkat çekti.

Örnekköy, Gaziemir, Uzundere kentsel dönüşüm projelerinde ihaleye çıkıldığını ancak teklif veren olmadığı için ihalelerin yapılamadığından bahsetti.

2012, 2013 ve 2015 yıllarında başlayan kentsel dönüşüm alanlarında hak sahiplerine kira yardımı ödenmeye devam ettiğini belirten Tunç Soyer şunları ifade etti:

“30 Ekim 2020 depreminden 18 gün sonra, kangren olmuş bu hayati konu ile ilgili tarihi bir adım attık ve oybirliğiyle bir Meclis kararı aldık. Kentsel dönüşüm alanlarında bundan sonra 6306 Sayılı Kanun’un 8. Maddesi uyarınca işlerin yürütülmesine karar verildi. Bu Meclis Kararı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON arasında yapılan Protokol ve Özel Teknik Şartname oybirliğiyle kabul edildi. Protokol, İZBETON’a kat karşılığı inşaat anlaşması (temlik) yapma hakkı veriyordu. İZBETON’un inşaatları tek başına kendi yapma kapasitesi olmadığı için, inşaatlar İZBETON ile kooperatifler arasında yapılan sözleşmeler ile sürdürüldü.

“Bu model ile bir tek müteahhit ile yapılan anlaşmada örneğin 500 birim müteahhidin, 500 birim hak sahiplerinin olacakken, 500 ortaklı bir kooperatifile yapılan sözleşme kapsamında 500 kişi bir yandan kendisine bir yandan da hak sahiplerine ev yapıyor. Bin kişinin istikbali 1 müteahhidin keyfiyetine değil 500 kişinin kendi içinden seçeceği denetlenebilir, hesap sorulabilir bir yönetime bırakılıyor. Kooperatiflerle yapılan sözleşmeler dışında, İZBETON’u diğer kentsel dönüşüm ihalelerine sokmaya başladığımız için ihalelere girmekte nazlanan müteahhitler, ihalelere girmeye başladılar. Nitekim, Ege Mahallesi Kentsel Dönüşüm projesi İZBETON değil bir başka müteahhit tarafından alındı. 674 bağımsız birimi kapsayan bu proje, İzmir’in en yoksul sosyal gruplarından roman vatandaşların güvenli ve konforlu evlerine kavuşmasını sağlayacak.”

Tunç Soyer, “Esasen ihaleleri sürdürüyor olmamız bile, ‘kastımızın’ yurttaşları evlerine kavuşturmak ve kentsel dönüşümü bir an önce tamamlamak olduğunu ortaya koymuyor mu?” diye sordu.

Kooperatif modeliyle süreci hızlandırdıklarını söyledi

Soyer, geçmiş dönemde ihalesi yapılmış Örnekköy 1. Etap İnşaatı başlanıp bitirildiğini, Ağustos 2020’de 143 bağımsız birimin anahtar tesliminin yapıldığını söyledi. Soyer, diğer kentsel dönüşüm projeleriyle ilgiliyse şu açıklamayı yaptı:

“Örnekköy 2. Etap’ta ihaleye çıkıldı, ihaleye teklif gelmesi üzerine inşaatlar tamamlandı, Kasım 2023’te 190 bağımsız birimin anahtar teslimi yapıldı. Uzundere’de 2. Etap göreve geldiğimde kaba inşaatının yarısı tamamlanmış değildi, inşaatları tamamladık, Kasım 2020’de 476 bağımsız birimin anahtar teslimini hak sahiplerine yaptık.”

Hayata geçirdikleri kooperatifçilik modeliyle kent bütününde yeni bir yol açtıklarını ve 5 bin 560 bağımsız birimin yapılması için yeni bir imkân yarattıklarını vurgulayan Soyer, “Bu noktaya elbette İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tüm Türkiye’ye örnek, liyakatli, cesur ve başarmak iradesi taşıyan kadroları ile gelindi. Ve hiç kuşkusuz bugün benimle birlikte hapis yatan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, İZBETON Genel Müdürü, yardımcıları ve yönetim kurulu üyeleri ayrıca bir teşekkürü hak ediyorlar. Her biriyle gurur duyuyorum” dedi.

Gecikmenin nedenini maliyet artışları olarak gösterdi

Soyer, “Peki hukuksal temelleri sağlam, alınan Meclis kararlarıyla meşruiyeti tescillenmiş kooperatifçilik modeli neden durduruldu ve dolandırıcılık suçlamasına nasıl dönüştü?” diye sitem etti.

TÜİK inşaat maliyet endeksi verilerine de değinen Soyer, 2024 yılında 2020 yılına göre inşaat maliyetlerinin yüzde 681 oranında, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının her yıl tebliğ olarak yayınladığı yapı yaklaşık birim maliyetleri ise yüzde 1047 oranında arttığını hatırlattı.

Tunç Soyer, kentsel dönüşüm projelerindeki gecikmenin nedenini maliyet artışları olduğunu dile getirdi:

“Maliyetlerdeki büyük artışa ek olarak, bazı kooperatiflerin iç işleyişi ile ilgili bazı sorunlar gecikmelere ve aksamalara sebep oldu. Ayrıca 2023 yılında Örnekköy’de kooperatif eliyle yapılan bir binanın inşaatında İzmir Büyükşehir Belediyesi kontrolörleri tarafından inşaat alanında yapılan tespitte 300 m2 bir tabliye betonunda hatalı imalat tespit edildi. Verdiğim talimatla yapılan yıkım nedeniyle bu inşaat özelinde bir gecikme yaşandı.”

Soyer, “18 Kasım 2020’de alınan Meclis Kararı ile başlatılan Kentsel Dönüşüm süreçlerinin, bu süreçler boyunca İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON tarafından yapılan iş ve işlemlerin hiçbir hukuki eksikliğinin bulunmadığını, yapılan tüm işlemlerin mevcut yasalar ve Meclis kararları ile meşru ve hukuki olduğunu ve bunlara bağlı olarak haklılığımızı 19 Eylül’de yapılacak duruşmada ortaya koyacağız” dedi.

“Modelimiz halktan yanadır ve müteahhit kârını, rantı ortadan kaldırır”

“Bizim Modelimiz ‘rantsal değil kentsel dönüşümdür” diyen Soyer, kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili şunları sıraladı:

“Bizim modelimizde müteahhit kârı yoktur ve kooperatif üyeleri kendi inşaatlarının inşaat maliyetlerini mümkün olan en düşük seviyeye düşürme imkânına sahiptir.

• Kooperatif yönetimi, üyeler arasından seçildiği için ve hesap verilebilirlik açısından bir müteahhide göre çok daha güçlü bir biçimde denetleme imkânı sunduğu için “rantı” ortadan kaldırır.

• Modelimizde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de İZBETON’un da kasasından bir para çıkmamakta, aksine İZBETON, hak sahibi olarak kooperatiflerden yap-işlet-devret modeli nedeniyle düşük bir miktar da olsa kazanç elde etmektedir.

• Sonuç olarak; Modelimiz halktan yanadır ve müteahhit kârını, rantı ortadan kaldırır. Gayrimenkul Sertifikasındaki reklamda söylendiği gibi, gerçek anlamıyla vatandaşın “küçük paylarla büyük yatırım” yapmasının önünü açar.

Tunç Soyer, sözlerine şunları ekledi:

“Kooperatifler, halkın kendi kaderini ekonomik anlamda tayin edebileceği en güçlü dayanışma modellerinden biridir. Görev sürem boyunca ekonomik demokrasiyi güçlendirmek için üreticiyi ve tüketiciyi karar alma süreçlerine dâhil eden kooperatifçiliği destekledim.”

Kaynak: HABER MERKEZİ